İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  Uygurlar
 


UYGURLAR

Uygur Adı 

Orhun kitabelerinde, ilk defa, 717 yılındaki ayaklanmalar münasebeti ile zikredilenUygurlar, Çin kaynaklarında çok eski zamanlardan beri adlarının çeşitli şekilleriile anılmışlardı. Uygur adının manası, 974’te tamamlanan Çince Kiu Wu Tai adlıeserde “şahin sürati ile dalaşan ve hücumeden” diye açıklanmakta, fakat, diğer taraftan kelime uy (takip etmek) + gurtarzında (Sal-gur gibi) meydana geldiği belirtilmektedir.

Uygurların Menşei

Çin kaynaklarına Asya Hunlarından indikleri belirtilen Uygurların bir menşeefsanesine göre ataları Hun hükümdarlarının kızı ile bir kurttan türemiştir.Tabgaçlar devrinde (386-534) Kao-kü (Kao-che) adı ile görülen ve 5. asrın 2.yarısında bir beylik kuran Uygurlar daha sonra bütün yukarı Orta Asya’yıkapladığı anlaşılan Tölesler’in bir kısmını teşkil etmiştir ki, I. Gök-TürkHakanlığı çağında o durumunu muhafaza ediyor ve o zaman Selenga ırmağı etrafındaoturuyorlardı.

7. asrın ilk çeyreğinde Sir-Tarduşlar’ın 6 kabileden kurulu birliğinekatılmışlar, sonra P’u-ku, Tongra, Bayırku ve Fu-lo-pu kabileleri Uygur kabilesietrafında toplanarak, “Uygur” adını almışlardır. Beyleri Erkin ünvanınıtaşıyordu. Bu sırada 50 bin savaşçı çıkardıkları bilinmektedir.

I. Gök-Türk Hakanlığı’nın çöküşe doğru gittiği yıllarda böylece ortayaçıkan Uygur Beyliği Erkin T’e-kien tarafından idare edildi. Kie-li’nin oğlukumandasındaki Gök-Türk ordusunu mağlup eden (630’larda) P’u-se zamanındaUygurlar kuvvetlenmiş, bilhassa P’u-se’nin annesi Vu-ho-hun’un ciddiliği ve törehükümleri hususundaki titizliği sayesinde beylik tamamen nizama girmişti. O zaman“Erkin” yerine İl-teber (Çincede Hie-li-fa) ünvanı kullanılmağa başlandı.İl-Teber’liğin merkezi Tola nehri havalisinde idi.

İl-Teber T’u-mi-tu, Tarduş başbuğunu mağlup ederek arazisini genişletti, sonragöneye Huang-ho’ya kadar varan bir akın yaptı ve neticede Çin imparatoru tarafındantanındı (646). Kendini “Kagan” ilan etti, ülkesini Gök-Türk tarzındateşkilatlandırdı. 647’de Çin tarafından baskı altına alınmak istenen ve neticedeÇin’in tahriki ile öldürülen T’u-mi-tu (648)’nun oğlu P’o-çu, Çin’inOn-Oklar başına “kagan” yaptığı Holu’yu mağlup ederek Taşkent yakınlarınakadar ilerlerdi (656). Ondan sonra yerine geçen kız kardeşi zamanında gittikçezayıflayan Uygur Beyliği nihayet Kapagan Kagan tarafından Gök-Türkler’e bağlandı.

Uygur Hakanlığı'nın Kuruluşu

745 ‘de Gök-Türk idaresini yıkarak, Ötükende bir hâkanlık kuran Uygurlar 9uruğ’dan meydana gelen bir birlik olup Karluk ve Basmıllar’ı da kendilerinebağladıklarından birlikteki kabile sayısı 11’e yükselmişti. Orhun kıyısındakibaşkenti Ordubalık (sonraki Kara-balgasun yakınında)’ı kuran ilk Uygur hâkanıKutlug Kül Bilge 747’de öldü. Yerine oğlu Mo-yen-çur “kagan” oldu (“Tanrıda bolmuş il etmiş Bilge kagan 747-759).

Bugünkü kuzey Moğolistan’da Şine-usu gölü yakınındaki Uygur hâkanlığınınilk devri için çok mühim olan, kitâbeden anlaşıldığına göre, ihtimâl o sıradaBasmıllar’ın birlikten ayrılmış olması dolayısıyla 10 kabileden kuruluUygurlar’ın hâkanı Mo-yen-çur, kuzeyde Kırgızlar’la, batıda Karluklar ve onlarayardım eden Türgişler ve Basmıllar’la, ayrıca Sekiz-oğuz, Dokuz-Tatar veÇikler’le savaşmış, hâkimiyetini Yenisey kaynakları, Çu-Talas havalisi, iç- Asyave Kerulen’e kadar yaymış, oğullarını yabgu, şad tâyin etmişti. Fakat asıl Çinüzerinde tesirli oldu.

Talas Savaşı

Karluklartarafından desteklenen İslâm kuvvetleri ile Çinliler arasında cereyan eden büyükTalas muharebesi (751)’inde Çinliler ağır mağlûbiyete uğramış, Tarımhavzasının Uygurlar’a geçmesini sağlayan ve Çin’in Orta Asya’dan çekilmesi ilesonuçlanan bu savaş üzerine, Çin’de büyük hâdiseler olmuştur ki, bunların enmühimi, Türk anadan doğan An-lu-şan adlı bir kumandanın 200 bin kişilik birkuvvetle Lo-yang (755) ve Ç’ang-an (757)’ı zapt ederek kendisini imparator ilanetmesi idi. Mo-yen-çur, T’ang imparatoruSu-stung’u destekledi. Lo-yang’ı geri aldı (757). Çin yılda 200 bin top ipekvermeği taahhüt etti.

Uygur-Çin Münasebetleri

759’da yerine geçen BögüKağan (759-779) , (Tanrıda bolmuş il tutmuş Alp Külüg Bilge Kagan)’da dikkatinikarışıklıkların devam ettiği Çin’e çevirmişti. Asıl niyeti T’angsülalesinin artık sözünün geçmediği Çin’e hakim olmaktı. Uygur ordusununÇin’de görünmesi ile (762), hakanla akrabalık kurmuş olan Töles menşeli, Çinkumandanı P’u-ku (Buku, Türk ünvanı) Hua-ien tarafından isyancılar zararsız halegetirildi ve Uygur ileri harekatı önlendi ise de, Türk nüfuzu Çin’de çokartmıştı. Başkent ve şehirlerde pekçok Uygur serbestçe ticaret yapıyor,istedikleri kadar ipekli kumaş alıp, istedikleri fiyattan satıyorlardı.

Tibetlilerin hücumuna uğrayanÇin’i korumak üzere P’u-ku Huai-en ‘in daveti ile Bögü’nün yaptığı Lo-yangseferi (763) Türk kültür tarihi bakımından büyük neticeler doğurdu. HakanÖtüken’e dönerken, Uygurların hayat ve telakkilerinin değişmesi bakımından çoktesiri görülen Mani dinini Türkler arasında yaymak üzere, dört rahibi de beraberindegetirmişti. Böylece hayvani gıdalar yemeğiyasaklayan, savaşçılık duygusunu zayıflatan, Hıristiyanlık- Mazdeizm-Budizmkarışımı bir din olan Manihizm, haakan tarafından kabul edilerek Türk ülkesinderesmi bir mahiyet kazandı.

Manihaizmin Yerleşmesi

Kırgızlarüzerinde de bir zafer kazanan Bögü Kagan, akrabası nazır Baga Tarkan tarafındanöldürüldü ve bu nazır hakan oldu (779-789. Alp Kutlug Bilge Kagan). Cesareti veidaresi övülen, “dünya nizamı için kanunlar hazırladığı” bildirilen bu hakanKırgızlar’ı tekrar mağlup etti ve bir Çinli prenses ile evlenmesi sonunda, Uygurtüccarlarının Çin’de tahakkümlerinden doğan bazı anlaşmazlıklar ortadankalktı. Yerine “ay Tangride Kut Bulmuş Kütlü Bilge Kagan” (789-790) ve sonra bununoğlu Kutlug Bilge (790-795) hakan oldular. Eskiden beri Çin’e karşı ilgi duyanTibetliler o sırada Beş-balık havalisinde bulunan Şa-t’o (Çöl) Türkleri ileanlaşarak, baskınlara başlamışlardı.

Çin’i korumayı,iktisadî ve kültürel sebeplerle, gelenek haline getirmiş olan Uygurlar, kuvvetgöndererek tecavüzleri önlemek istedilerse de başarıya ulaşamadılar. İtibarısarsılan hakan öldürüldü. Ötüken’de karışıklık çıktı. Fakat 795’te hakanolan, sevilmiş kumandan ve idare adamı Kutluk (795-805), “ay Tangride Ülüg BulmuşAlp Kutlug Bilge Kagan” ile, sonraki “Ay Tangride Kut Bulmuş Külüg Bilge “(805-808) zamanlarında bir huzur devri açıldı. İktisadî faaliyet gelişti. İçAsya’nın mühim ticaret şehirlerine nüfuz edildi.

Dış siyasetyönünden zamanı oldukça sakin geçen hakan “Ay Tangride Kut Bulmuş Alp Bilge”(821-824) başkentte Kara-balgasun kitabesini diktiren hakandır ki hükümdarlığıbaşarılı geçmiş, Türkistan üzerine sarkmak isteyen Tibetlileri durdurmuş,hakanlığa bağlı Karlukların başına yeni bir yabgu tayin etmiş ve ta Sogdbölgesine kadar ticarî münasebetleri geliştirmiştir. Fakat sonra memlekettekarışıklık baş gösterdi. Hakan Alp Bilge 832’de öldürüldü, Alp Kütüg BilgeKagan (832-839)’da nazırının tahrik ettiği bir isyanda telef oldu.

Uygur Devleti'nin Ortadan Kalkması

Gittikçeyoğunlaşan Manihaizm tesirleri dolayısıyla Uygurlar’da görülen gevşemeyekarşılık, Yenisey bölgesinde yeni bir kudret halinde kendini gösteren ve 20 yıldanberi Orhun bölgesini baskı altında tutan Kırgızlar 840 yılında kalabalıkkuvvetlerle Uygur topraklarına girdiler. Kara-Balasan’u zapt ederek hakanıöldürdüler. Ahaliyi kılıçtan geçirdiler. Ötüken’de devletleri yıkılanUygurlar kütleler halinde yurtlarını terk ederek Çin sınırlarına ve daha kesifolmak üzere, zengin ticaret merkezlerinin bulunduğu İç-Asya’ya, Beş-balık, Turfan,Kuça vb. sahasına göçtüler.

Hakanınailesinden iki kadreş tarafından idare edilen bu göçten sonra Uygur tarihinin ikincisafhası başladı. Göç sırasında, başlarında, kendileri tarafından “kağan”seçilen prens Vu-hi Tegin (841846)’in bulunduğu Uygurlar bir müddet bazenKırgızlar, bazen Çinliler tarafından hırpalandıktan sonra, bir kısmı Çintabiiyetine girerken, diğerleri, 5. asırdaki eski yurtlarına, batıya doğruyollandılar ve her iki tarafta da devletler kurdular. Fakat bunlar artık “BozkırTürk Devleti”’nden farklı idiler. Hakimiyeti genişletme düşüncesinde olmamış,büyük siyasî çatışmalara girmemiş, başta Çin hükümetleri olmak üzere,komşuları ile dostluk ve ticaret münasebetlerini devam ettirmeyi tercih etmişlerdir.

Kan-Çou Uygur Devleti 

Bir kısım soydaşlarının aşağı yukarı 150 yıldan beri sakin bulunduğu Kan-subölgesine gelerek, buranın merkezi Kan-çou’da yerleşen Uygurlar, Çin ile dahaziyade ticari faaliyetler üzerine kurulu iyi münasebetlerini, imparatorların kızlarıile Uygur prenslerinin evlendirilmeleri gibi akrabalık bağları ile desağlamlaştırmışlardır. Ancak T’ang sülalesine karşı isyanların arttığı 10.asır başlarında Kan-su Uygurları, bağlı oldukları ve merkezi Tun-Huang (ünlüBin-Buda mağaralarının bulunduğu yer) olan Çin askerî bölgesi ile ilgilerinikestiler. Burada 905 yılında, muhtar bir “devlet” kuran bir asi general “Batıhanları’nın Altın-dağ kırallığı” adını verdiği bu devlete Uygurları tabitutmak istemiş fakat Kan-çou Uygurları tarafından gönderilen Tegin adlı kumandanınidaresindeki ordu Tun-huang’ı kuşatarak halkı “kıral”ı teslim etmeğezorlamıştı (911) ki, bu hadise üzerine Uygurların batı kolu da istiklalkazanmıştır. 

Kan-Çou ve Tun-huang Uygurları, büyük bir askeri kudret gösterememişler, bu sebeplede haklarında fazla bilgi mevcut olmamıştır. 10. asrın başından itibaren Mançuryave Kore kabilelerini toplayarak kuzeyde bir baskı unsuru halinde beliren ve bilhassa“5. Sülale” devrinde Çin’in bazı kısımlarını ele geçiren K’itan’larnihayet bir hanedan (Liao Sülalesi, 907-1211) kurarak Kuzey Çin’de hükümranoldukları zaman, Uygur Devleti de onları (940’tan sonra) ve daha sonra 1028’lerdeTangutlar’ın nüfuzu altına girdi. 1226’da da Cengiz Han Mogolları’nıntahakkümü altına düştü. Kan-çou Uygurları daha o sıralardan beri “Sarı Uygurlar” diye bilinen Türk kavmidirki, hala batı Çin sahasında yaşamaktadırlar.

Doğu Türkistan Uygur Devleti 

İç Asya’ya doğru göçen Uygurların başında, Vu-hi Tegin’in kardeşi, Ngo-nieTegin bulunuyordu. Kendisi 13 Uygur kabile birliğinin son “kagan”ı (846-948) kabuledilmektedir. Batıya gelen Uygur kolu Tanrı Dağları, Beş-balık, Turfan taraflarınayerleşerek, 840’da Kara-Balasagun’da istilacılar eli ile öldürülen Uygurhakanının yeğeni, Mengli’yi “kagan” (Ulug Tangride Kut Bulmış Alp KülügBilge) seçtiler (856). Tibetliler’in hücumuna karşı, nüfuzu altında tutmakistediği bu bölgede kendisine bir dost arayan Çin, bu Uygur Devleti’ni derhaltanıdı. 873’e doğru “kagan”ın Buku Cin olması muhtemeldir.

T’anglar, ismen de olsa, kendilerine bağlı ve siyasetlerine uygun bir tutum içindebulunan bu Uygur devletinin, meşru Çin idaresine isyan eden Turfan, Beş-balık askerîvalilerini ortadan kaldırarak Hami’ye kadar hakimiyet kurmalarına şüphesiz müdahaleetmiyorlardı. Bu suretle siyasî nüfuzu gittikçe artan ve İç-Asya’nın ticaretyolları üzerinde olması ile de iktisaden gelişen Uygur Devleti aynı zamandaManihizm’in bölgede yayılmasına vasıta oluyordu. Nitekim T’anglar’ınyıkılışı sırasında Tun-huang askeri bölgesini işgal eden Çin’li kumandan,yukarıda bahsettiğimiz muhtar “devlet”ini kurarken “Beyaz elbise giyenGök-oğlu” lakabını almıştı (Manihistler beyaz giyiyorlardı). Fakat bilindiğigibi, Kan-çou Uygurları bu muhtar “devlet”e son vermişler (911), bu tarihtenitibaren Doğu Türkistan Uygur Devleti de müstakil olmuştu.

Bundansonra, güneyde Tibet, Batı Türkistan’da Karluk bölgesi ile sınırlı ve başlıcaşehirleri Turfan, Kaşgar, Beş-balık, Kuça, Hami (Urumçi) olan ülkelerini müdafaaile yetinerek sanat, edebiyat ve ticaret sahasında yükselen bu Uygur Devleti ile ilgilisiyasi hadiseler hakkında fazla bilgi görülmüyor. Ancak 947’lerde başkentin Hoço(Doğu Türkistan’da Kara-hoca = Kao-Ch’eng) şehri ve yazlık merkezin de Beş-balık(Pei-ting) olduğu ve “Gün Ay Tangride Kut Bulmış Ulug kut onanmış, alpın,erdemin, il tutmuş Alp Arslan Kutlug Kül Bilge Tangri Han”ın devleti idare ettiğibiliniyor. Uygur hükümdarlarına “ıduk-kut” lakabı verilmiş ve başkent Iduk-kut(İdi-kut) şehri diye anılmıştır.

Uygurlarhakkında en ilgi çekici bilgiye, Çin’deki Kuzey Sung imparatoru tarafından 981’deKara-hoça’ya elçi olarak gönderilen Wang-ye tö’nün seyahat notlarında tesadüfedilmektedir ki kültür tarihi bakımından büyük değer taşır.

Doğu Türkistan Uygur Devleti’nde, doğu Uygur kolunda olduğu gibi, Budizm çokyayılmış, hatta Manihizm’den üstün bir mahiyet almış, bunun yanında NasturiHıristiyanlık ve başlangıçta pek az olmak üzere İslamiyet tesirleringöstermiştir. Müslüman-Türk Karahanlılar, Kaşgarlı Mahmud’un eserinde (1074)“kâfir” diye bahsedilen Uygurlar’la mücadele ediyor ve Uygur memleketindeİslamiyeti yaymağa çalışıyorlardı. Sonra İslamiyet Çin’e Uygurlar vasıtasıile girdiği için oradaki ilk Müslüman Çinlilere Huei-ho (Uygur) denilmiştir.

DoğuTürkistan Uygur Devleti (1209)’da Cengiz Han’a bağlandığı zaman, o tarihe kadarKara-Hitaylar’a tabi durumunda olan Iduk-kut Barçuk Art-Tegin bulunuyordu. İslamkaynaklarında daima “Dokuz-oğuz” diye bahsedilen Uygurların hakimiyeti fiilen sonaermekle beraber, Moğollar tabiiyetinde olarak Uygur sülalesi, İduk-kut ünvanı ile,Çin’de Ming devrinin başlarına, son Uygur İdi-kut’u Ho-şang, Ming sülalesikurucusuna teslim oluncaya kadar (1368) devam ettiği gibi, birçok Uygur, CengizMoğolları devletinde yüksek idari vazife almış ve Uygur medeni tesirleri Asya’nındoğusu ve batısında asırlarca hissedilmiştir.

     ANA SAYFAYA DÖN   

KONUNUN BAŞINA DÖN

 
 
Z i Y A R E T C i - D E F T E R i
orhanyildiz.tr.gg
A N A - S A Y F A Y A - G i T
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol