İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  Turkiye Selcuklulari Sayfa 2
 


TÜRKİYE  SELÇUKLULARI (1074 - 1308)  Sayfa - 2

Üçüncü Haçlı Seferi 

Anadolu'daşehzâdeler arasında taht kavgaları devam ederken Selâhaddîn Eyyûbî'nin Kudüs'üfethetmesi (1189) üzerine Avrupa'da yeni bir Haçlı seferi hazırlıklarıyapılıyordu. Alman imparatoru I. Friedrich Barbarossa kumandasındaki üçüncü Haçlıorduları Anadolu'ya girdi.

Kardeşler arasındakimücadeleler sebebiyle Haçlılara karşı koyamayacağını anlayan sultan onlarınAnadolu'dan geçmelerine izin verdi. Fakat Akşehir'de sultanın oğlu Melikşah'ınHaçlılar ile savaşması üzerine Friedrich Barbarossa Konya'ya gelerek şehri işgaletti. Haçlılar burada fazla kalmayarak Kudüs'ü kurtarmak üzere Kilikya'ya doğruhareket ettiler.

Sultan KılıçArslan son günlerini oğullarının elinde bir oyuncak olarak geçirdi. Nihayetaradığı huzuru Uluborlu meliki oğlu Gıyaseddin Keyhüsrev'in yanında buldu. Onunlaberaber Konya'yı Melikşah'ın elinden almak için harekete geçti. Halkın yardımı ileşehri ele geçirdi.

Daha sonraAksaray'a giderek burasını kuşattığı sırada hastalandı ve Konya'ya dönerkenöldü. Sultan II. Kılıç Arslan siyâsî kudreti, askerî zaferleri, irade ve enerjisi,geniş görüşü ile Türk tarihinin büyük simalarından birisidir. otuz yedi yıllıksaltanatı esnasında Anadolu'da Türk birliğini kısmen gerçekleştirmiş ve ülkeninimar ve gelişmesine büyük gayret sarfetmiştir.

Yükseliş Devri

Sultan II. KılıçArslan'ın ölümünden sonra şehzadeler arasındaki taht kavgaları daha da şiddetlendi.İhtiyar babasına iyi davranarak veliaht tayin edilen ve onun sayesinde Konya tahtınıele geçiren Uluborlu meliki Gıyaseddin Keyhüsrev'in sultanlığı diğer kardeşleritarafından kabul edilmedi.

Gıyaseddin Keyhüsrev,bir yandan kardeşleri ile mücadele ederken diğer yandan da Bizans imparatoru III.Aleksios Komnenos ile savaşıyordu.

Selçuklu tahtıhususunda onun en kudretli rakibi, askerî bakımdan kendisinden güçlü olan Tokatmekili Rukneddîn Süleymanşah idi. Süleymanşah, kardeşlerini kendisine tabi durumagetirdikten sonra asıl hedefi olan Konya üzerine yürüdü. Onunla savaşamayacağınıbilen Gıyaseddin Keyhüsrev, kardeşinin canına dokunmayacağı hususunda teminatvermesi üzerine Konya'yı terk etti ve Anadolu'dan sonra İstanbul'a gitti (1197).

Rukneddin Süleymanşah  (1197-1204) 

Süleymanşah,Anadolu'da sarsılmış olan Türk birliğini yeniten kurmak maksadıyla kardeşlerininelinde bulunan Amasya, Niksar ve Elbistan'ı itaat altına aldı. Bu mücadelelerdenfaydalanan Bizans imparatoru doğrudan doğruya olmasa bile Karadeniz sahillerindeharekete geçti.

Süleymanşah bugelişmeleri önleyerek imparator ile antlaşma yaptıktan sonra Torosların kuzeyineakınlara başlamış olan ve bazı kaleleri zabteden Kilikya Ermeni kralı II. Leon'umağlûp ederek onları Toroslar'ın güneyine çekilmeğe mecbur etti. Bizansimparatorunu haraca bağladıktan ve Ermeni krallığını cezalandırdıktan sonra DoğuAnadolu'ya yönelerek Malatya'yı aldı.

Diğer taraftanErzincan Mengücük-oğulları ile Artuk-oğullarını kendisine bağladı. 1202 yılındaErzurum'u ülkesine katarak Saltuklulara son veren Süleymanşah Gürcüler ile komşuoldu. Aynı yıl içinde Sarıkamış yakınlarında Gürcüler ile yapılan savaşıkaybeden Süleymanşah, kardeşi Mes'ûd'un elinden Ankara'yı aldıktan sonra ikinciGürcistan seferine çıkarken Konya ile Malatya arasında vefat etti (6 Temmuz 1204). 

Gıyaseddin Keyhusrev (1204-1211) 

Yerine geçenoğlu III. Kılıç Arslan'ın çocuk yaşta olması sebebiyle Selçukluların hizmetinegirmiş olan Danişmenli beyleri Emir Mubarizeddin Ertokuş ile anlaşarak hala İstanbul'dabulunan Gıyaseddin Keyhüsrev'i Konya tahtına davet ettiler. Bu sırada İstanbulLatinler tarafından işgal edilmiş ve Bizans imparatorluğu parçalanmıştı. GıyaseddinKeyhüsrev uçtaki Türkmenlerden topladığı birliklerle Konya üzerine yürüdü ve biraylık bir muhasaradan sonra şehri ele geçirerek ikinci defa olarak Selçuklu tahtınageçti (Şubat 1205).

Sultan GıyaseddinKeyhüsrev kısa sürede dahilde sükûneti sağladıktan sonra ve İznik imparatoruTheodoros Laskaris ile anlaşma yaptıktan sonra Karadeniz ticaret yolunu tehdit eden vebu sahillerde yerleşmeye çalışan Trabzon Komnenoslarına karşı bir sefer yaptı.1206 yılında yapılan bu seferde Aleksios Komnenos mağlûp edilerek bir müddet içinkapanmış olan Karadeniz ticaret yolu açıldı. Gıyaseddin Keyhüsrev, ticarî veiktisadî bakımdan memleketin içinde bulunduğu şartları takdir ve buna uygun birsiyaset takip ederek Karadeniz seferini müteakip bizzat ordusunun başında Antalya'yıkuşattı.

Anadolu'nun önemli ithal ve ihraclimanlarından birisi olan Antalya bu sıralarda Aldo Brandini adında bir İtalyanınelinde bulunuyordu. Ancak Kıbrıs'tan gelen yardım üzerine sultan şehri zabtedemedi.Bununla beraber şehirde Latinler ile ihtilafa düşen Rum ahali sultanı şehre davetetti. Ve Mart 1207 tarihinde Antalya fethedildi. Selçuklu tahtındaki değişikliktenfaydalanmak isteyen Kilikya Ermeni kralı II. Leon'a karşı yapılan sefer zaferleneticelendi ve onun zabtettiği yerler geri alındı (1209). Bunu Eyyûbîlerin KuzeySuriye ve Anadolu'daki faaliyetlerini önlemek takip etti.

GıyaseddinKeyhüsrev'in Karadeniz, Akdeniz kıyılarında ve Ermenilerin karşısında kazandığızaferler İznik imparatoru Theodos Laskaris ile aralarını açtı. Diğer taraftanLaskaris'in kuvvetlenmesi de Selçuklu sultanını kuşkulandırıyordu. Dış tahriklerve imparatorun yıllık vergiyi ödememesi Gıyaseddin Keyhüsrev'i İznik imparatorunakarşı sefer yapmasına sebep oldu. Sultan ordusu ile hareket ederken yanına eskiimparator Aleksios'u da almıştı; onu tahtına iade etmek istiyordu. İki ordu Alaşehirhududunda karşılaştı. Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev iki taraf arasındaki savaşta şehidedildi ve Selçuklu ordusu mağlûp oldu (1211).

İzzeddin Keykavus (1211-1220) 

GıyaseddinKeyhüsrev'den boşalan Selçuklu tahtına devlet erkanının, onun büyük oğlu İzzeddinKeykâvus'u geçirmesi üzerine kardeşi Alâeddin Keykubâd isyan etti. Erzurum meliki Tuğrul-şâhve Ermeni kralı ile ittifak yapan Keykubâd, Kayseri'de Keykâvus'u kuşattı; fakat birmüddet sonra Ermeni kralı ile Tuğrul-şâh'ın muhasarayı terk etmeleri sebebiylekendisi de tek başına mücadele edemeyeceğini anlayarak Ankara'ya çekildi.Kayseri'deki tehlikeli durumu atlatan Keykâvus Konya'ya gelerek resmî merasimle tahta geçti.Bununla beraber Ankara'da bulunan kardeşi kendisi için hala tehlikeli idi. Ertesi yılAnkara'yı uzun bir muhasaradan sonra Alâeddin Keykubâd teslim oldu ve Malatya civarındaMinşar kalesinde hapsedildi.

İznikimparatoru Thedoros Laskaris bir elçi heyeti göndererek onun cülûsunu tebrik ediyor,Alaşehir savaşı ve babasının şehadeti dolayısıyla iki devlet arasında bozulan münasebetlerindüzeltilmesini istiyordu. İzzeddin Keykâvus, Laskaris'in bu teklifini kabûl ederekonunla anlaşma yaptı.

Selçuklusultanı bundan sonra gelişen ticari faaliyetlere paralel olarak babası tarafındantakip edilmekte olan siyaseti devam ettirdi. Bu cümleden olarak Kıbrıs kralı Huğuesile ticaret anlaşmasını yenileyerek ada ile Türkiye arasındaki ticarî münasebetleringelişmesini sağladı. Akdeniz ticaretini kısmen emniyete aldıktan sonra kuzeyticaretini de emniyete almak gayesiyle Trabzon ve İznik imparatorlukları arasında mücadelesahası olan Sinop üzerine yürüyerek Aralık 1214 tarihinde şehri fethetti ve burayabaşta tüccar sınıfı olmak üzere Türk nüfus yerleştirdi.

Sultan İzzeddinKeykâvus'un Sinop'un fethiyle meşgul bulunduğu sıralarda Antalya hristiyanları, Kıbrıs'tanda aldıkları destekle isyan ederek şehri ele geçirmişlerdi. Sultan süratleAntalya'ya gelerek bir aylık bir kuşatmadan sonra şehri tekrar itaat altına aldı (23Ocak 1216). Antalya'dan Konya'ya dönen sultan, kardeşi ile iktidar mücadelesindekendisine cephe almış olan ve bu mücadeleden faydalanarak Karaman, Ereğli ve Ulukışla'yıişgal etmiş bulunan Kilikya Ermeni kralı II. Leon'a karşı sefere çıktı. Bu üç şehrigeri aldıktan sonra yürüyüşüne devam ederek Ermeni devletinin hudut kasabası olanKeban'da Ermeni ordusuyla karşılaştı ve onları ağır bir mağlûbiyete uğrattı(1216).

Sultan,son askerî hakerâtını Eyyûbîlere karşı yapmış fakat Haleb yakınlarında öncükuvvetlerinin mağlûbiyeti üzerine Elbistan'a çekilmişti (1218). İzzeddin KeykâvusEyyûbîler karşısında uğradığı bu mağlûbiyetin intikamını almak gayesiyle 1220yılında Konya'dan Malatya'ya geldi. Burada hastalandı ve daha 30-35 yaşlarında ikenVirânşehir'de vefat etti.

TürkiyeSelçuklu sultanlarının büyüklerinden birisi olan İzzeddin Keykâvus, sarsılmaz biriradeye, tükenmez bir kudrete ve sağlam bir siyâsî görüşe sahipti. Komşu devletlerarasındaki anlaşmazlıklardan faydalanarak memleketinin hudutlarını genişletmiş vedevletinin nüfuzunu artırmış idi. Siyâsî ve askerî başarılarının yanında ülkesininiktisadî bakımdan da kalkınmasına büyük gayret sarfetmiş ve bunda da başarılıolmuştur. Nitekim buna bağlı olarak memleketin her tarafında imar faaliyetleri sürdürülüyordu.Âlim ve sanatkârları himâye ve teşvik ederek ülkesinin fikrî bakımdan da kalkınmasınabüyük hizmetleri geçmiştir.

Alaeddin Keykubad (1220-1237) 

İzzeddin Keykâvus'tansonra Selçuklu tahtına daha önce giriştiği iktidar mücadelesinde başarısızlığauğrayan ve hattâ bir müddet hapiste kalmış olan Alâeddin Keykubâd geçti. KendisineAbbâsî halîfesi tarafından "saltanat menşuru" gönderilen Keykubâd, MısırEyyûbîlerine karşı el-Melik ül-Eşref ile bir anlaşma yaptı.

Bunu müteakipKalonoros (bugünkü Alanya) kalesini karadan ve denizden muhasara ederek zabtetti (1223).Bir kaç yıl içinde şehir ve kalenin yeniden ve muhteşem bir şekilde inşasınıntamamlanmasından (1226) sonra sultanın ismine nisbetle burası Alâ'îye adını aldı.İlk Selçuklu tersanesi Alâeddin Keykubâd tarafından burada kuruldu. Alâ'îye, Keykubâdve haleflerinin kışlık merkezi haline getirildi.

Sultan AlâeddinKeykubâd, kendisini muhalif bir tavır takınmış olan ümeradan bazılarını bertarafettikten sonra Sinop'ta inşa edilen bir donanmayı Kastamonu beyi Emir Çoban kumandasındaKırım'daki mühim ticaret limanı Suğdak üzerine gönderdi. Selçuklu Devleti'ninkuvvetlerinin önemini göstermek bakımından dikkate şayan olan bu deniz aşırı seferneticesinde Türk ordusu yalnız Suğdak'ı fethetmekle kalmadı, içerilere kadar nüfuzederek bir takım Kıpçak beyleri ve Rus knezlerini de itaat altına aldı. Burada bircami yapılıp, kadı, hatip ve müezzinler tayin edildikten ve bir miktar kuvvet bırakıldıktansonra geri dönüldü (1225 veya 1227).

Suğdakseferinden muhtemelen bir yıl sonra Kilikya Ermeni krallığı üzerine kuvvetlersevketti. Selçuklu kuvvetleri batı ve kuzeyden ilerleyerek Silifke'ye kadar sahilifethettiler. Kral Hetum, sultana asker vermek, ödediği haracı iki katına çıkarmak veparalarını Selçuklu sultanı adına bastırmak şartlarıyla Alâeddin Keykubâd ileanlaşma yapmağa mecbur oldu. Ermenilerden zabtedilen yerlere Türkmenler iskân edildi.

Moğol Tehdidine Karşı Tedbirler 

Sultan Alâeddin Keykubâd, Anadolu işleriyle meşgulbulunduğu sıralarda Asya içlerinden batıya doğru ilerlemekte olan Moğol tehlikesiAnadolu sultanını da mukabil tedbirler almağa sevketmiştir.

Doğu Anadolu'nun birkısmına ellerinde bulunduran Artuklu ve Eyyûbî melikleri sık sık cephe değiştiriyorlardı.Alâeddin Keykubâd bunlara bir son vermek ve Moğol istilasını durdurmak için gereklitedbirleri almak gayesiyle Doğu Anadolu seferine çıktı.

Kahta, Hısn-ı Mansurve Çemişgezek'i (1226), daha sonra da Erzincan, Kemah ve Şebinkarahisar'ı zabtederekMengücük-oğulları hanedanına son verdi (1228). Sultanın meşguliyetinden istifadecihetine giden Trabzon imparatoru Andronikos, Samsun ve Sinop'u almak için harekete geçti.Bunu haber alan Keykubâd derhal Bayburt- Maçka üzerinden Trabzon'a giderek şehrimuhasara etti, fakat havaların çok fena gitmesi sebebiyle şehri zabtedemedi.

Harezmşahlar ile Münasebetler 

Moğolistilâsı karşısında büyük kahramanlıklar gösteren, fakat yine de onlarıdurduramayan Hârezmşâhlar hükümdarı Celâleddîn Mengübirti batıya doğruçekilerek Gürcistan, Batı İran, Kafkasya ve Doğu Anadolu'da Meraga merkez olmaküzere bir devlet kurmuş ve Moğol istilâ selini durdurmağa çalışmıştır. Buşekilde Anadolu Selçuklu devleti ile komşu olan Celâleddin ile Alâeddin Keykubâdarasında dostane münasebetler kurulmuştu. Fakat Celâleddin Mengübirti, Türk-İslamkültürünün önemli merkezlerinden birisi olan Ahlat'ı zabt ve tahrip edince bu iyimünasebetler bozuldu.

Bu arada onun Erzurummeliki Cihanşâh ile ittifak yapması durumu daha da gerginleştirdi. Bu iki Türkhükümdarının aralarını düzeltmek için Abbâsî halîfesinin tavassutu veEyyûbîlerin teşebbüsleri de bir netice vermeyince Alâeddin Keykubâd büyük bir orduile Celâleddin Mengübirti üzerine yürüdü. İki ordu Erzincan yakınlarındaYassıçimen mevkiinde karşılaştı. 10 Ağustos 1230 tarihinde cereyan eden kanlısavaşta Celâleddin Mengübirti mağlûp oldu. Sultan bundan sonra Erzurum'u elegeçirdi.

1231 yılındaCelâleddin'in ölümünden sonra Moğollar ile Anadolu Selçuklu devleti komşu oldu.Moğolların yağma akınları Malatya'ya kadar uzanıyordu. Moğol tehlikesini daha öncefarkına varan Alâeddin Keykubâd, ülkesini bu tehlikeden uzak tutmak için Ögedey'inoldukça ağır şartlarını kabul etmiş göründü. Bununla beraber gerekli tedbirlerialmaktan da geri durmuyordu. sınır boyundaki kaleleri tahkim ederek, Celâleddin'inölümünden sonra Selçuklu hizmetine girmiş olan Hârezmli askerî birlikleri busınır kalelerine yerleştirildi.

Eyyubiler ile Münasebetler 

Sultan AlâeddinKeykubâd son yıllarını Eyyûbîler ile mücadele ederek geçirmiştir. 1234 yılındayapılan ilk çarpışmada Eyyûbîler mağlûp oldular.

Ertesi yıl EyyûbîleriDoğu Anadolu'dan tamamen uzaklaştırmak için ordusunu Kayseri'de toplayarak hareketetti. Bir kısım kuvvetler Diyarbekir'in muhasarasına gönderilirken bizzat sultanınkumanda ettiği kısım Rakka, Urfa, Harran ve Siverek'i şiddetli muhasaralardan sonrazabtetti. Ancak Selçuklu kuvvetlerinin çekilmesinden sonra el-Melik el-Kâmil Urfa veHarran'ı zabtedip halka çeşitli zulümlerde bulundu. Artık kesin olarak meseleyihalletmek gerekiyordu. Alâeddin Keykubâd, el-Melik el-Kâmil'e katî darbeyi indirmekmaksadiyle ordusunu Kayseri'de topladı. Fakat ordusunu harekete geçirmeden önce birziyafette zehirlenerek öldü (30 Mayıs 1237) ve cesedi Konya'ya nakledilerek kendisinenisbet edilen türbeye defnedildi.

Sultan AlâeddinKeykubâd, Anadolu Selçuklu devletinin ve devrinin en büyük hükümdarlarındanbirisidir. Onunla devlet siyâsî, iktisadî ve kültürel bakımdan en yüksek seviyesineulaşmıştı. Ülkenin hemen her tarafından büyük imar faaliyetlerine girişmiştir.İlim ve sanattan zevk alır, meclislerinde tarih ve siyasete dair münakaşalar yaptırır,âlim ve sanatkârları himaye ederdi. Hükümdarlık zamanı Türkiye tarihinin en müreffehdevirlerinin başında gelmektedir.

Onun inşa ettirdiğicami, medrese, kervansaray, köprü ve hastahanelerin çoğu hâlâ ihtişamlarınıkorumaktadırlar. Moğol tehlikesinin ortaya çıktığı bir zamanda ve genç yaşındavefat etmesi Anadolu Türk tarihi bakımından büyük bir talihsizliktir.

Moğol İstilâsı ve Yıkılış 

Sultan AlâeddinKeykubâd'dan sonra kumandanların ve beylerin rekabetleri arasında oğlu II. GıyaseddinKeyhüsrev tahta geçti. Bu zayıf şahsiyetli hükümdar kumandan Sa'deddin Köpek'intahakküm ve nüfuzu altına girdi.

Sultanın tahta geçişindekirolü, kurnazlığı ve garip tabiatlı hükümdarı istediği istikamete yöneltmesi sâyesindeSa'deddin Köpek kendisine rakip saydığı büyük devlet adamlarını bertaraf ederekSelçuklu Devleti'ni başsız bir hâle getirdi. Sa'deddin Köpek, devlet erkanındankendisine karşı çıkabilecekleri bertaraf ettikten sonra Selçuklu tahtına geçmekemelinde idi. Ancak bu hile ve entrikaları ortaya çıkınca derhal idam edildi (1239).

Sa'deddin Köpek'inortadan kaldırılmasında baş rolü oynayan Celâleddin Karatay gibi devlet adamlarınıniş başına geçmesiyle durum biraz düzelir gibi olduysa da siyasî ve idarî zaaflarıtamamiyle ortadan kaldırmak mümkün olmadı. 1240 yılında bir Türkmen şeyhi olanBabaî İlyas'ın isyanı güçlükle bastırılmakla beraber Anadolu SelçukluDevleti'nin artık çökmekte olduğunu da ortaya koydu. 

Moğol İstilası 

Babaîisyanının bastırılmasından sonra Moğol istilâsı başladı. 1242'de Erzurum'u işgalve tahrip eden Moğollar 1243 yılında Baycu Noyan kumandasında 30 bin kişilik birkuvvet ile Anadolu'yu istilâya giriştiler.

Selçuklu Devleti,tabi devletlerin gönderdiği yardımcı kuvvetleri de beraberine alarak Moğol ordusundandaha kalabalık bir ordu ile bizzat Sultan II. Keyhüsrev'in idaresinde Moğollara karşıharekete geçti.

Sivas'ın 80 km. doğusundaKösedağ mevkiinde iki ordu karşılaştı. Moğollar Selçuklu öncü kuvvetlerini birmanevra ile perişan edince artık eski değerli kumandanlardan mahrum olan ordu, baştasultan olmak üzere savaş meydanını terketti. Sultan Antalya'ya kadar kaçtı. Moğollar,Sivas'a, oradan Kayseri'ye geldiler; şehir hücumla teslim alındı, yağma ve tahripedildi.

Devletin Yıkılışı 

Kösedağbozgunu Anadolu Selçukluları tarihinde çöküntünün ve felâketlerin başlangıcıdır.II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in ölümünden sonra muhteris devlet adamları onun üç oğluadına birbirleri ile mücadelelere giriştiler. Böylece Moğolların bütün Anadolu'yurahatlıkla işgallerine ve ağır vergi taleplerine imkân verdiler. Mu'îneddin SüleymanPervane vaziyete hâkim olarak IV. Kılıç Arslan (1257-1266) ve III. Gıyaseddin Keyhüsrev(1265-1282) adlarına devlet işlerini eline alarak 1261 yılından itibaren kısmen bir sükûnve istikrar devri sağladı. Fakat Anadolu Türkleri Moğol tahakkümünü ağır bularakkurtulma çareleri aramışlardır.

Nitekim 1261 yılındaMoğollara karşı Ayn Câlût'ta zafer kazanan Mısır Türk sultanı Baybars Anadolu'yadavet edildi. 1276 yılında Kayseri'ye gelen Baybars, Moğollara karşı bir ümitışığı oldu, fakat destek bulumayınca Anadolu'da çok kalmadan Mısır'a döndü. Bunedenle Anadolu'da eski durum devam etti. Baybars'ın dönmesinden sonra Anadolu'ya girenAbaga Hân çok insan öldürdü ve Mu'îneddin Süleyman Pervane'yi idam etti (1277). 

Bu tarihden 1308 yılınakadar Selçuklu hanedanı ismen mevcut olmakla memleket idaresi fiilen Moğol umumîvalilerine ve kumandanlarına geçmişti. Selçuklu devlet idaresi ve ordusu çökmüştü.Ancak iktisadî ve kültürel hayatta Mu'îneddin Süleyman Pervane'nin ölümüne kadargelişme devam etti. Böylece Anadolu'da sarsılan Türk birliği Osmanlılar zamanında yeniden kurulacaktı.

     ANA SAYFAYA DÖN   

KONUNUN BAŞINA DÖN

 
 
Z i Y A R E T C i - D E F T E R i
orhanyildiz.tr.gg
A N A - S A Y F A Y A - G i T
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol