İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  Pecenekler Uzlar ve Kuman Kipcaklar
 


PEÇENEKLER, UZLAR VE KUMAN (KIPÇAKLAR)

Peçeneklerin Kökeni

Orta Asya'dan batıya Türkgöçlerinin son büyük dalgasını (9. 11. asırlar) meydana getiren Türk boylarındanilki, Peçenekler, Gök-Türk hakanlığına dahil kütlelerden biri idi. îhtimalOn-ok'ların (Türgişlerin) bir kısmını teşkil etmek üzere Isık Göl-Balkaşdolaylarında yaşamışlar, Batı Gök-Türk hakanlığının çözülmesinden (7.yüzyıl ortaları) sonra da, belki Karluk devletinin kuvvetlenmesi üzerine Seyhunnehrine doğru gelişen Oğuz hareketi karşısında Batı Sibirya'ya çekilmek zorundakalmışlardır (8. asrın 2. yarısı).

Kaşgarlı Mahmud'daPeçeneklerin bir Oğuz boyu olarak gösterilmesi, bu Oğuz-Peçenek itişmelerini vekomşuluğunu belirtir. Bizans imparatoru K. Porphyrogennetos'a göre, geriden gelen Oğuzbaskısı sonucunda batıya çekilen Peçeneklerden bir bölük Oğuzların yanındakalmıştır ("Oğuz Peçenek") ki, Kaşgarlı'daki Oğuz boyları listesindeyer alan "Peçenek" bunlar olmalıdır.

Peçeneklerin Yurdu 

Çeşitli kaynaklarda "Patzinak" (Bizans), Pecenaci, Pacinacae, Pezengi,"Bissenus" (Latin), "Peçenyeg" (Rus), "Badzinag" (Ermeni),"Beşenyö" (Macar) adları ile zikredilen Peçenekler, Cim ve Yayık (Emba veUral) nehirleri havalisinde bulundukları 9. asrın ilk yarısında, herhaldebaskınlarla, Hazar doğu ticaret yollarının emniyetini tehlikeye düşürmelerisebebiyle doğan Hazar-Oğuz ittifakı baskısına dayanamıyarak, kalabalık kütlelerhalinde Volga'yı geçip, yurtlarından çıkardıkları Macarların yerine: Don-Kubanhavalisine gelmişlerdi (860-880 sıraları). 

Bu, büyük göçün ilk hareketi oldu. Macarları önlerinden süren Peçenek("Türk-Peçenek")'lerin gerisinde Oğuzlar, onların da gerisindeKuman(Kıpçak)'lar Karadeniz kuzeyinden batıya yöneliyorlardı. Sibirya'ya doğru dahageride de Kimekler bulunuyordu. Peçenek'ler 889-893 yılında Etel-küzü'deki MacarlarıKarpatlar-Tisa'ya, uzaklaştırmak suretiyle, Don nehrinden Dnyeper'in batısına kadaruzanan bozkırlara yayıldılar. 

împarator K. Porphyrogennetos tarafından yazılan D Admmistrando İmperio'da.(948-952'lerde) kaydedildiğine göre, Peçenekler boy halinde idiler: Ertim (Erdem,Baçbuğ; Bayça, sonra Yavdı), Çor (ba' buğ: Kügel, sonra Küerçi), Yula (başbuğ:Korkut+an, sonra Kabukşın), Kü hey (başbuğ: îpa, sonra Suru), Karabay (başbuğ:Kaydu+m), Tolmaç (başbuğ: Kortan, sonra Boru), Kapan (başbuğ; Yazı), Çoban(başbuğ; Bata+n sonra Bula). Aralarından üçü (Ertim, Çor ve Yula) Türkçe"cesur" manasındaki "Kangar" adı ile zikredilen bu boylar 10.yüzyıl ortalarında, Karadeniz'e dökülen nehirlerin kıyılarında olmak üzere,şöyle sıralanmışlardı. 

Çoban (Don), Tolmaç (Don'un denize döküldüğü bölgede), Külbey (Donetz), Çor(Dnyeper doğusu), Karabay (Dnyeper-Bug arası), Ertim (Dnyes ter), Yula (Prut), Kapan(açağı Tuna). İlk üçü, Uzlar, Hazarlar, Alanlarla Kırım bölgesi ile temashalinde; Yula "Türkiye" (Macaristan) ile Kapan Tuna Bulgarları ile sınırdaşbulunuyorlardı. Boy adlarından bir kısmı eski Türk unvanları (Yula, Çor,Kapan=Kapgan, Kül, Bey) olup, başbuğ isimleri de daha ziyade renk ifade ederler:Küerçi= gök, mavi; Kahuşkın = ağaç kabuğu rengi=solgun, sarımsı; Sulu=külrengi; Boru=boz; Yazı=esmer (bozkır rengi); Bula=alaca; Yavdı-parlak. Kaynağımızdaher boyun kendi adı ile bitişik şekilde kaydedildiği bu renklerin, her boyun aynıdonlarda (yani boy adının yanında, söylenen renkte) atlara sahip olduğunu göstermesimümkün olduğu gibi , boylann ayrı ayrı bayrak renklerini ifade etmesi daha muhtemelgörülmektedir. 

13. asırda boy sayısı 13'e yükselen Peçeneklerde şahıs adları arasında şunlarvardır: Aba, Balçar, Bator, Bıçkılı, Yeke, îl- beğ, Kure, Karaca, Temir, Teber,Sol. Aynca şu kelimeler Peçeneklere ait kale adlarıdır: Salma, Saga, Kerbahg. Peçenekkalelerinden diğer dört tanesinin adı henüz çözülememiştir. Bu kelimelerdenPeçenek dilinin daha ziyade Kıpçak Türkçesi tipinde olduğu sonucuna varılmıştır. 

Peçenekler, tarihleri süresince, her biri kendi başbuğunun idaresinde olarak yalnızboy teşkilatı çerçevesinde kalmışlar, bir devlet (II) bütünlüğü düzeninegirmemişler, fakat, savaş ve müdafaa zamanlarında bir arada ve ortak hareket etmesinibilmişlerdir (Kumanlar ve Uzlar da böyledir).

Peçeneklerin Rus ve Bizans ile Siyasi Münasebetleri 

Peçeneklerin en geniş sınır komşusu Kiyef Rus knezliği idi. 915'de knez İgorzamanında bu araziye ilk Peçenek akını yapıldı ve Peçeneklerin Ruslarla yanyanayaşadıkları 1036 yılına kadar, 121 sene içinde, 11'i büyük çapta olmak üzereakınlar tekrarlandı. Rus vakayinamelerine göre Peçenekler Rus kasabalarınıyağmalıyorlar, halkı esir alıp götürüyorlardı. Yıllıklar buna benzerşikayetlerle dolu olmakla beraber, düşmanlık çok kere Rusların tecavüzlerinden veyaPeçenek düşmanlarını korumaya kalkışmalarından ileri geliyordu.

Bazan da Peçenekler, Rus topraklarına birbirleri ile döğüşen knezler tarafındançağrılıyorlardı. İgor, 944'deki Kırım seferinde de Peçeneklere müracaatetmişti. Peçenek-Rus mücadeleleri, İtil ve Tuna Bulgarlarına karşı sefer açan,965'de Hazar hakanlığını yıkan, Rusların "Büyük İskender'e benzettikleri,fakat Peçenek örneğine göre yetiştiği için "bir Peçenek başbuğu vasfındaolan" knez Svyatoslav zamanında (946-972) kızıştı. Peçenekler 968'de Kiyef'ikuşattılar ve nihayet Bizans'la savaştan dönen Svyatoslav'ı aşağı Dnyeper'dekikayalıklara sıkıştırarak mağlup ve telef ettiler. Knez Vladimir zamanında da(972-1015), Rusların Peçenek arazisine nüfüz ederek müstahkem mevkiler kurmağaçalışmaları yüzünden mücadele şiddet kazandı.

Peçenekler bu teşebbüslere karşılık verdiler (992, 996, 1015 yıllarında). Osırada Ruslarla mücadele eden Polonya kralı Boleslav I (992-1025) ile de münasebetkurdukları anlaşılan Peçenekler bu suretle, Hazarlar ve sonraki Kumanlar gibi,Rusların Karadeniz'e inmelerine mani oldular. Bu da dolayısiyle Bizans menfaatlerineuygun düşüyordu. İmparator K. Porphyrogennetos eserinde "Peçenek'lerle mutlakaiyi geçinmek gerektiğini" kaydetmişti. 

Peçenek-Bizans dostluğu, Ruslara ve Tuna Bulgarlarına karşı askerî desteğe ihtiyaçduyan imparator Konstantinos Porphyrogennetos'un güney Kırım'da Khersones'tekikumandanı aracılığı ile Peçeneklerle temas kurmak istemesi üzerine, 915'debaşlamıştı. İstanbul'dan Peçenek başbuğlarına sık sık elçiler, hediyelergönderiliyordu. Iki taraf arasında ticarî faaliyet de canlı idi. Bizans'dan gelenkumaş, baharat, boya ve Peçenek kadınlarının çok düşkün oldukları süs eşyasıve mücevherata karşılık balmumu, tutkal, kıymetli deri vb. satılıyordu. FakatPeçenekler doğuda pek huzurlu değildiler. Kendilerini Volga ötesi yurtlarındançıkaran Uz (Oğuz)'lar batıya doğru ilerliyor ve geldikleri Oka-Sura çevresindePeçenek doğu cephesine baskılarını arttırıyorlardı. 

Peçeneklerin Tarihi Rolü 

870 tarihlerindenitibaren Don ile Dnestr nehirleri arası, Kırım’ın da bir kısmı dahil olmak üzerePeçenekler’in eline geçmiştir. Peçenekler’in işgal ettikleri saha şimalde Kiyefyakınlarına kadar uzanmakta idi; onlar Karadeniz’in şimalindeki bozkırlarda 150 yılgibi uzun bir zaman kalmışlardır. Bu Türk kavmi kabileler birliğinden daha yukarıbir basamağa çıkamamış, yani bir devlet kuramamış olmakla beraber, dünya tarihindegayet önemli bir rol oynamıştır.

Macarlar’ın Azak denizisahasından bugünkü Macaristan’a gelmeleri ve dolayısıyla Orta Avrupa’da Türkunsuru ile çok karışık bir Fin-Ugor kavminin bulunmasına sebep olmuştur. Bundan dahamühim cihet: Peçenekler Aşağı Dnestr ve Tuna boylarını Dakya’nın bir kısmınıişgal etmekle, o sıralarda hemhudut olan Şark ve Cenup (Balkan) Slavları’nıbirbirlerinden ayırmışlardı; aynı zamanda Macarlar Transilvanya ve Tisa-Tunaboylarını ellerine geçirmekle Batı Slavları’yla Güney Slavları’nın aralarınageçmişlerdir. Bu suretle Peçenekler’in garba doğru hareketlerinin en mühim neticesiSlav âlemi arasında irtibatın kesilmesi oldu. Bunun, sonraki Türk, Macar ve Almantarihi için ehemmiyetini ayrıca izaha lüzum yoktur. 

Peçenekler’in üçüncürolleri de Kiyef’ten Karadeniz sahillerine inmek istidadını gösteren Slavyayılışını durdurmuş olmalarıdır. Bu Türk kavmi 150 yıl müddetle Ruslar’ın(artık Skandinavya unsuru kalmayan ve Slavlaşan kütlenin) Kiyef’ten daha cenubainmelerine karşı en büyük ve kuvvetli bir set rolünü oynamıştır. Malum olduğuüzre Ruslar ancak XVIII. yüzyılın sonunda Karadeniz kıyılarında yerleşebildiler.

     ANA SAYFAYA DÖN   

KONUNUN BAŞINA DÖN

 
 
Z i Y A R E T C i - D E F T E R i
orhanyildiz.tr.gg
A N A - S A Y F A Y A - G i T
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol