İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  Dagistan Cumhuriyeti Sayfa 5
 


DAĞİSTAN  CUMHURİYETİ  Sayfa - 5

Rus Çarının Barış oyunu

Çar I. Nikola, yayılmacı polikitalarının karşısına dikilen İmam Şamil'in kuvvet ve kudretini bildiğindenKafkasya'yı savaşsız, barışçıl yollardan elde etmeyi denemek istiyordu. Kafkasistila orduları başkumandanı General Freze'ye büyük yetkilerle İmam Şamil ile birdiyalog ortamı hazırlatma emri verildi. General Freze de bu görevi Şamil'in karargahınadaha yakın bulunan General Klug Von Klugenav'a havale etti. İmam Şamil, Klugerav'ınmektubunu getirenlere şu cevabı verdi: "Generalinize varın söyleyin; bizimle görüşecekbir iş varsa, Çar'ın fermanının sökmediği bu hür dağlar, dostça gelen her türlümisafire açıktır. korkmasın buyursun." Nihayet 1836 18 Eylül'de Çar'ı temsilenGeneral Klug Von Klugenav yanında Miralay Yevdokimof ve maiyet subaylarını, Çeçenistan'ayakın Sulak Nehri civarında yamalı bir yamçı üzerinde kabul eden Şamil'e generalinsözleri harfi harfine tercüman tarafından çevriliyordu. Bu nutka göre; imparator,kahramanlığına hayran olduğu, vatanperver liğine hürmet beslediği, bükülmezkudretine inandığı İmam Şamil'in başına bir krallık tacı giydirmek istiyordu.

Bütün çarlık hazineleri veKafkasya'nın eşsiz servet kaynakları Şamil'in ayakları altına serilecekti. Bütünbu ele geçmez dünya nimetlerine karşı Çar'ın Şamil'den istediği şey sadecedostluk ve sadakatti. Generalin konuşmasından sonra "Namazım geçiyor" diyemuhafızların yanına giderek sırtını düşmana, yüzünü Allah'a çevirip namazaduran Şamil, bir müddet sonra döner ve gelen heyete; "General! O Nikola'ya git vede ki; Senin yerinde eğer şu anda kendisi karşımda bulunmuş olsa ve bu sefilteklifleri bana bizzat yapmak cesaretinde bulunsaydı, ona ilk ve son cevabımı, şu kırbacımverirdi."

Ahlaksız teklife sertcevap Çar, neticesiz kalan bu barış havariliğinden vazgeçmemiş, bir ikinci teşebbüsletekrar generalleri vasıtasıyla İmam Şamil'e bir kez daha mülakat teklifine Şamil,Petersburg'daki Kafkasya Arşivleri'nde muhafaza edilen şu cevabi mektubu gönderdi:"Ben Kafkasya'nın hürriyeti için silaha sarılan muhariplerin en hakiri Şamil,Tanrı'nın himayesini Çarların efendiliğine feda etmemeye ahdeden özü sözü doğrubir müslümanım. Çar Birinci Nikola'yı tanımadığımı, onun iradesinin bu sarp dağlardasökmeyeceğini General Klugenav'a anlayabileceği bir dilden tekrar tekrar söylemiştim.

Sanki bu sözler taşa söylenmişgibi, Çar ile görüşmek üzere beni hala Tiflis'e davet edip duruyorsunuz. Bu daveteasla icabet etmeyeceğimi şu mektubumda son defa olarak size bildiriyorum. Bu yüzdenfani vücudumun parça parça kıyılacağını ve sırtımı verdiğim şu vatantopraklarında taş üstünde taş bırakılmayacağını bilsem bu kat'i kararımı asladeğiştirmeyeceğim. Cevabım işte bundan ibarettir. Nikola'ya ve kölelerine böylemalum ola. (Gimri, 28 Eylül 1838)" Çar hile ile avlayamadığı Şamil'e karşıbeslediği emellerini, bütün gücüyle kuvvet yoluyla halletme yoluna girdi. İmam'a karşıverilecek savaş, Çar'a göre; "Bu bir haçlı savaşıydı. Haç hilali mağlupetmeli, Çin sınırından Türkiye'ye kadar uzanan Rusya galip gelmeliydi." 1839 yılınınilkbaharında General Golovin genel komutasında üç intikam ordusu harekata geçti. Şamilise Dağıstan'da alevlenen bu özgürlük savaşını bütünüyle Kafkasy a olarak Çaremperyalizmine karşı ayaklandırmak maksadını gütmekteydi. Bunun için de camidencamiye halka hitap ederek halkı birliğe çağırıyordu. General Golovin 30 bin kişilikkuvvetli bir orduya ihtiyat birliklerini de isteyerek Ahulgoh'a saldırdı. Mahutili AhmedHan, 3 bin adamıyla Çarla anlaşarak Rus kuvvetinin yanında yer aldı. Şamil elindekalmış 3 bin mücahit ile Ahulgoh'a kapandı.

Savaşanların azlığı yanısıra malzeme, silah, erzak, su sıkıntısı, kadın ve çocukların perişan vaziyetleriİmam'ın savaş gücünü kırıyordu. Oğlunu rehin verdi Çar I'inci Nikola,generallerinden Kafkasya'dan önce Şamil'i Petersburg'a esir istiyordu. 40 bin kişilikmuntazam bir ordu ile çevrilmiş, bataryaları; sahra toplarınca aylardır dövülenAhulgoh bir türlü düşmüyordu. Nihayet Çar generali beyaz bayraklı kurmaylarınıteslim ol çağrısı için Şamil'e gönderdiklerinde şu cevabı aldılar: "ÖIümüsevgili gibi kucaklayan ve şehitliğe susayan insanlara esaret teklif etmek boş şeydir.General Grabe'ye git ve de ki; eğer insanlıktan nasibi varsa, aylardan beri toplarınahedef yaptığı yüzlerce müdafaasız kadın ve aciz yavrunun hemen kaleden çıkarılmasıve açıkta kalan binlerce şehidin gömülmesi için; hiç olmazsa on beş günlük bir mütarekeyapalım. Ötesini sonra düşünürüz." Şamil'in teklifini generale götürensubay birkaç saat sonra tekrar döndü. General 15 günlük mütarekeyi kabul edecekfakat buna karşı oğullarından birini rehin alacaktı. İmam zor kararını hemenverdi: "Cemaleddin'i götürün".

10 Ağustos'ta Cemaleddin,Rus karargahına götürülürken, Şamil derhal ağır yaralıların, dermansız kadınve çocukların dağ geçitlerinden kaleden uzaklaştırmalarını, açıkta kalan şehitlerindefnini emretti. Onun Ruslara güveni yoktu. Hakikaten Rus kumandan 15 günlük mütarekevaadini tutmayarak bütün silahlarını yeniden Ahulgoh'a çevirdi. İmam Şamil, ölümyolcularına son talimatını verdi: "Ey vatan dağlarının emsalsiz ziynet ve şerefiolan Ahulgoh muhafızları, yalancı ve korkak düşmana yol veriniz! Ta ki şu yığınlarhaline gelen kale duvarlarının önüne kadar, kollarını sallayarak ve hepimizi öldülersanarak ilerlesinler. Kılıç menziline girince bunlara ne yapacağımızı size söylemeyehacet var mı?" dedi. Mektup savaşları General Grabe'nin planına göre 28 Ağustos1839'da Şamil esir alınacaktı. Onun müstahkem kalesi Ahulgoh ise Çar Nikola'nın isimgünü için bir armağan olarak düşünülmüştü. 29 Ağustos'ta muhasara sona erdi.80 gün süren muhasarada Rus birliklerinin yarısı mahvoldu ve 3 bin Rus askeri öldürüldü.Şamil'in kayıpları ise 300 kişiydi. Ruslar Şamil'i kaçırmıştı. İmam Şamil,Ahulgoh'tan ayrılırken yalnız silahlarını almış, diğer özel eşya ve kitaplarınıtekretmek zorunda kalmıştı.

Ahulgoh savaşından sonrayerleri yurtları kalmayan bir avuç topluluk Çeçenistan'a doğru yöneldi. Bu çetinsavaşın ve ölümcül yürüyüşün ardından Çeçenistan'a giren İmam Ahulgoh'ta Çar'ın"büyük" ümidi general Grabe'in planlarını boşa çıkarmıştı. Çeçenistan'dakiteşkilatlanmayı sürdüren İmam, diğer yandan Rus girişimlerini yakından izledi. İmam,kendi başını getirenlere büyük vaatlerde bulunduğunu öğrendiğinde generalGrabe'ye şu yazıyı gönderdi: "Fani başıma biçtiğin pahadan şahsımaverdiğin kıymet ve ehemmiyetten dolayı ne kadar iftihar etsem azdır. Fakat yazık ki;buna mukabil ben senin başına değil, Çarının taçlı kellesine bile tek bir kepik(metelik) vericilerden değilim."

Çar I. Nikola ise, GeneralGrabe'nin bir zafer havasında gönderdiği yaldızlı rapora şu sitemli cevabı gönderdi:"Yazıkki Şamil kaçmış: Elindeki harp malzemesinin mühim bir kısmını, yanındaki muharipve fedakar adamlarının bir çoğunu kaybetmiş olmasına rağmen, korkuyorum ki bu adamyine başımızı belalara sokacaktır. Bu endişemi tamamıyla itiraf ederim."General Grabe, Şamil'i sindirmek için her yola baş vurdu ve bir defasında da şuhaberi gönderdi: "Haşmetli Çar hazretlerinin bütün Kafkasya'yı havaya uçuracakkadar barutu olduğunu unutmayın." Şamil bu tehdide şu meşhur cevabı verdi:
"Nikola size gökyüzünden ayı tutup yeryüzüne indiririm derse inanın,fakat; Dargo Mescidi'nin minaresindeki hilale elimi sürebilirim derse sakın inanmayın."

Kuzey Kafkasya ile İlgili Olarak AGİT'e Sunulan Kapsamlı Rapor

Avrupa'da ve dünyada barışın,güvenliğin, huzurun tesisi için, dünyada yeni bir siyasi hukuki anlayış çerçevesindeişbirliği yapılması zorunludur. Devletlerin emperyalist gelenek ve alışkanlıklarınısürdürmeleri halinde barış ve güvenliğin tesisi mümkün değildir. Barış ve güvenlik,her toplumun hakkını alabildiği, gücü olanın güçsüzü ezmediği, hukukun ve"hukuk normu karşısında eşitlik ilkesinin, adaletin hakim olduğu bir dünyadagerçekleşebilir. İnsan hak ve özgürlüklerini korumayı esas alan demokratik düzen,barışın da yegane teminatıdır. Günümüzde, Avrupa'da barış ve güvenliğin en çoktehdit altında bulunduğu bölge Kuzey Kafkasya'dır. Çeçenistan'da RusyaFederasyonunun haksız, vahşi işgali ve katliamı sürmektedir. Abhazya ve Güney Osetyadiğer önemli çatışma bölgeleridir.

Rusya Federasyonu, AKKA sınırlarını çok aşan ölçülerdeKuzey Kafkasya'ya büyük askeri güç toplamıştır. Bu büyük askeri güç, çatışmayataraf olmayan toplumlara da zarar vermekte, onlar için de sürekli tehdit oluşturmaktadır.Avrupa siyasi camiası (devletleri) Kuzey Kafkasya'daki sorunların adalet ve barışilkelerine uygun olarak halledilebilmesi için ciddi ve etkili çaba sarf etmek yükümlülüğündedir.Bu yükümlülüğün kabul edilebilir şekilde yerine getirilebilmesi için, bu günküolayların temelindeki tarihi ve sosyal gerçekler tarafsız, objektif şekilde hatırlanmalı,önemle dikkate alınmalıdır. Özellikle ve öncelikle Rusya Federasyonu'na şu gerçeklerinhatırlatılması faydalıdır: Rusya Federasyonu, dünyada en geniş coğrafi alana hakimolan devlettir. Bu alan aynı zamanda dünyada en büyük ekonomik potansiyeli doğalkaynakları da ihtiva etmektedir.

Çeçenistan, Rusyafederasyonunun 1/1.000'i genişliğinde, çok küçük bir ülkedir. Tüm Kuzey Kafkasyaise Rusya Federasyonu'nun 1/200'ü kadardır. Çeçenistan ve Kuzey Kafkasya'nın ekonomikpotansiyeli de Rusya'ya göre çok düşüktür. Hukuk ve adalet ilkeleri bir tarafa, mantıkve matematik ilkeleri çerçevesinde Rusya Federasyonu'nun Kuzey Kafkasya'da meşru birmenfaati yoktur. Bunun yanında Kuzey Kafkasya'daki halihazır konum Rusya Federasyonuekonomisine büyük külfet yüklemektedir. Bu durum tüm Rusya halkına zararvermektedir. Rusya federasyonunun Çeçenistan'daki halihazır durumu, bu devletin"emperyalist devlet" geleneğini sürdürmekte olduğunu ortaya koymaktadır. 

Kuzey Kafkasya'nın Kısa Tarihi Ve Ortak Kültürü

Çeçenistan, Abhazya ve Güney Osetya'yı da içine alan Kuzey Kafkasya, Karadeniz'den Hazar Denizine uzanan, Gürcistanve Azerbaycan'ın kuzeyinde yer alan, kuzeyde Kuban ve Kuma ırmaklarıyla sınırlandırılancoğrafi bölgedir. Bölge, insanlığın bilinen tarihinin en eski dönemlerinden beridikkati çekmiştir. Kuzey Kafkasya'nın otokton halklarına Ortadoğu ve bazı Avrupa ülkelerindeÇerkesler ortak adı verilmektedir. Bu ad bazen yalnızca Kuzey Batı Kafkasya halklarıiçin kullanılmaktadır. Kuzey Kafkasya'nın otokton halkları 10 farklı dil ile budillerin 40'a yakın lehçelerini konuşurlar. Bazı tarihçiler, insanlık tarihinin eneski belgelerinden bazılarının Kafkas dillerinde olduğunu yazmışlardır. KuzeyKafkasya eski çağlarda Karadeniz sahilindeki kolonileri vasıtasıyla eski Yunanistan,Roma-Bizans, Orta Çağın İtalyan siteleriyle ilişki içinde olmuştur. Kuzey Kafkasya,çok sayıda farklı dillere karşın, eski, köklü bir ortak ve kendine özgü kültüralanı olmuştur. Bir İngiliz tarihçisinin ifadesiyle "Asya'nın en gelişmiştoplum kültürüne sahip halkı, Kuzey Kafkasyalılardır."

Bu nitelendirme, 19. yüzyıl öncesiKuzey Kafkasya'ya aittir. Kuzey Kafkasya'nın otokton halkları en eski dönemlerindenitibaren semavi dinlerle tanışmışlar. Musevilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlıktarih boyunca farklı ölçülerde yaygınlaşmıştır. Halen Kuzey Kafkasya otoktonlarındaher üç dinin de mensupları vardır. Dil ve din farklılıklarına rağmen köklü ortakkültür birlik düşüncesini daima ön planda tutmuştur. Bu yönden dünyanın enilgiye layık bir bölgesidir. Kuzey Kafkasya halkları tarihin hiçbir döneminde, başkatoplumlara saldırmamış, başka ülkeleri işgal etmemişlerdir. Bu yönleriyle savaşçıdeğil barışçı toplumlardır. Ancak kendileri saldırıya uğradığında, toplumsalyapılarını, kültürlerini ve ülkelerini inatla savunmuşlardır. Bu halklar, çokuzun tarih boyunca 19. yüzyıl sonlarındaki Rus işgaline kadar, bağımsız ve kendigeleneksel-toplumsal düzenlerinin sağladığı barış ve güven ortamı içinde yaşamışlardır.Kuzey Kafkasya halkları her dönemde kendilerine özgü toplumsal düzenin üstünlüğünüdüşünmüşlerdir.

Rus İşgali Ve Halkların Sürgünü

Rus Çarlığı, Altınordu ve Kazan Hanlıklarını işgal etmek suretiyle 16. Yüzyıl sonlarında sınırlarınıdoğuda (Dağıstan bölgesi) Kuzey Kafkasya'ya ulaştırmıştır. Batıda (Karadeniz çevresinde)Kırım Hanlığı, 18. yüzyıl sonlarına kadar Ruslarla Çerkesler arasında tamponolarak kalmıştır. Kuzey Kafkasya'nın doğusundaki halklar 17. yüzyıl başlarındanitibaren, batısındaki halklar da, 18. Yüzyıl sonlarından itibaren, Rus Çarlığınınsürekli işgal teşebbüslerine karşı bağımsızlıklarını savunma zorunluluğunda bırakılmışlardır.19. yüzyıl başlarında, Güney Kafkasya'daki Gürcistan ve Ermenistan kendi rızalarıile Rusya Çarlığına katılmışlardır.1828'de Azerbaycan İran tarafından Rusya'yaterk edilmiştir. Bu suretle Kuzey Kafkasya 19. Yüzyılın başlarında güneyden deRusya tarafından çevrilmiş. Çarlık yönetimi büyük askeri güçlerle, KuzeyKafkasya'nın işgalini tamamlamayı ilk hedef haline getirmiştir. Deniz kuvvetleriyleKaradeniz sahillerini ablukaya almış, dünyayla irtibatını kesmiştir.

1830'lu yıllar, yüz binlerce kişilik büyükRus ordularına karşı, Kuzey Kafkasyalıların bağımsızlık, özgürlük, hak, toprakve kendilerine özgü toplumsal düzeni savunmalarının en şiddetli safhasının başladığıyıllardır. Bu son safhada, Kuzey Kafkasya halkları, işgalci ordulara karşı bir İngiliztarihçisinin ifadesiyle "dünya harp tarihinin en büyük gerilla liderlerini deyetiştirmişlerdir." Bu liderler hiçbir dönemde Rus topraklarına saldırmamış,yalnızca kendi halklarının bağımsızlık, özgürlük düzen ve haklarını korumak içinmecburen savaşmışlardır. Bu safhada Batılı (İngiliz, Fransız, Alman) bazıyazarlar Kuzey Kafkasyalıların arasında bulunmuş, hatta bazıları 2-3 yıl KuzeyKafkasya halkları içinde yaşamış çetin ve şiddetli savunma harbini gözlemlemişlerdir.Bu Batılı yazarlar yazdıkları makalelerde, kitaplarda Kuzey Kafkasyalıları"uygar halklar" olarak nitelendirmişler, Rus ordularının köklü bir uygarlığıyok etmekte olduklarını ifade etmişlerdir.

Kuzey Kafkasyalıların veBatılı dostlarının Batılı devletlerden yardım talepleri karşılıksız kalmıştır.İşgale karşı savunma harbinin bu son safhasında da Kuzey Kafkasya'da büyük birkatliam gerçekleştirilmiş, yüz binlerce Kuzey Kafkasyalı Rus ordularınca öldürülmüştür.İnsanlık tarihinin muhtemelen bu en çetin ve uzun bağımsızlık ve özgürlüksavunması Kuzey Kafkasya'nın doğusunda Çeçenistan'da 1859'da, batıda Soçi'de 1864'de Rus işgalinin tamamlanması ile son bulmuştur. İşgalci Rus ordusu, Kuzey Kafkasya'nınstratejik bölgelerinde Kuzey Kafkasyalıların, Rus hakimiyetini kabul ederek kalmalarınada imkan vermemiştir. İşgalin tamamlanması üzerine 1 milyon dolayında KuzeyKafkasyalı çok zor, vahşice şartlar içinde zorla Osmanlı topraklarına sürülmüşlerdir.Sürgünde yüz binlerce insan yollarda ölmüştür. İşgal ve sürgün bir soykırımniteliği kazanmıştır ! Bu tarihi gerçeği insanlığa tekrar bu kısa yazımızla hatırlatmakisteyen bizler, Kuzey Kafkasya'nın işgali sonucu Rus çarlığı orduları tarafından,zorla Osmanlı ülkesine sürülenlerin torunlarıyız. Rusya Çarlığı, KuzeyKafkasya'nın sürülen halklarının yerine, 1864'ten itibaren Kazak ve Rusları yerleştirmiştir.

Bağımsız Kuzey Kafkasya Federasyonu Ve SSCB Dönemi

Yurtlarında kalmış Kuzey Kafkasyalıların bir bölümü 1917 ihtilali üzerine bağımsızlık ilan etmişlerve 1918 de bazı batılı devletlerce de kabul edilmiş olan bağımsız "KuzeyKafkasya Federasyonu" devletini kurmuşlardır. Bu devlete, Kuzey Kafkasya'yı işgaleden Kızılordu tarafından 1921 de son verilmiş, bağımsız federasyon içinde yeralan federe devletler, Sovyetler Birliği içinde "özerk cumhuriyetler" veya"özerk bölgeler" olarak varlıklarını korumuşlardır. Ruslar 1940'lı yıllardaKuzey Kafkasyalıların bir bölümünü Sibirya ve Orta Asya'ya sürmüşlerdir.Sovyetler Birliği 1991 yılında, Kuzey Kafkasya'da, Abâhazya Özerk Cumhuriyeti, Adıgeâ, Karaçay-Çerkes Özeârk Cumhuriyeti, â Özerk Cumhuriyeti, Kuzây Osetya ÖzerkCumhuriyeti, Güney Osetya Özerk Bölgesi, Çeçen -İnguş Özerk Cumhuriyeti ve DağıstanÖzerk Cumhuriyeti bulunduğu halde ulaşmış ve bu yapısıyla dağılmıştır. DağılmadaAbhazya Özerk Cumhuriyeti ve Güney Osetya Özerk bölgesi Gürcistan'da kalmıştır.

Sovyetler Birliğinin anayasal yapısıhukuki bakımdan bir konfederasyon idi. Birliğe dahil 15 devletin her birisi de ayrıcafederatif devletler halindeydi, özerk cumhuriyetler hukuki mahiyetleri itibariyle birer"federe devlet"tirler. Birliğin 1991 de dağılmasıyla tam bağımsız halegelen 15 devletten Rusya Federasyonu, önceki yapısına da uygun olarak, adını doğruifade etmiş ve "federasyon" olduğunu deklare etmiştir. Açıkça, böyle birdeklarasyonu olmadığı halde, Gürcistan da hukuki bakımdan bir "federasyon"olarak bağımsızlığa kavuşmuştur. Bağımsızlık kazandığı tarihte içinde"Abhazya Özerk Cumhuriyeti" ve "Acara Özerk Cumhuriyeti" adlarıylahukuken "federe devletler"in bulunduğu Gürcistan'ın bağımsızlık anındabir "federasyon" veya "federal devlet" olduğunu kabul etmekzorunludur. 

Çeçenistan'ın Haksız İşgali ve Çeçen Halkına Uygulanan Katliam

Günümüzde Rusya Federasyonunun Çeçenistan'ı ikinci defa milletlerarası hukuka açıkça aykırı şekildeişgali ve sivil halka yönelttiği insafsız katliam dünyada kalıcı barış ortamınakarşı büyük bir tehdit haline dönüşmüştür. Çeçenistan'da tekrar ve açıkçabir soykırım niyeti sergilenmektedir. Hukuk ilkeleri bir tarafa, Rusya Federasyonunun Çeçenistanişgalinde, meşru bir menfaati de yoktur. Rusya Federasyonu, halen dünyada en geniştopraklara hükmetmektedir. Çeçenistan, Rusya Federasyonunun hükmettiği dünya bölgesinin1/1.000'i kadardır. Federasyon topraklarının ihtiva ettiği çok büyük ekonomikpotansiyele göre, Çeçenistan ve Kuzey Kafkasya çok sınırlı ekonomik potansiyelesahiptir.

Çeçenistanişgalinde, Rusya Federasyonu halklarının hiçbir kazanımı yoktur. İşgal, tüm Rusyaiçin önemli bir ekonomik kaynak israfıdır. Çeçenistan işgaline son verilmesi, tümRusya Federasyonu halkına da yarar sağlar. İşgalde Rusya Federasyonu'nu sevk eden başlıcafaktörün "emperyalist devlet geleneği" olduğu açıkça ortadadır. Maalesefbaşta ABD olmak üzere, Batılı devletler bu arada Türkiye ve diğer dünya devletleriÇeçenistan'ın haksız işgaline ve Çeçenistan'daki açık insan hakları ihlallerine,bu güne kadar gerekli tepkiyi göstermemişler, böylece Rusya Federasyonunun emperyalistgeleneğini desteklemişlerdir. Devletler emperyalist geleneklerini sürdürdükçe, bugelenek tasvip gördüğü ve milletlerarası hukukun genel ilkeleri çiğnendiği sürece,Avrupa'da ve dünyada kalıcı barış ve güvenlik ortamının gerçekleşmesi mümkündeğildir. Rusya Federasyonu, gerçeklere aykırı propaganda ile dünya kamuoyunu kandırmaktadır.

Rus Federasyonunun mirasçısıolduğu emperyalist devlet geleneği, en ileri propaganda tekniğine de sahiptir. Buteknik, tarih boyunca dünya kamuoyunu kandırmak ve emperyalist amaçlara meşruiyetkazandırmak için kullanılmıştır. Rusya Federasyonu, Çeçenistan'a karşı 1994'tebaşlattığı askeri işgal hareketlerinin başarısızlığa uğraması sonucunda 1996da Çeçenistan'ın meşru yönetimi ile barış anlaşması yaptıktan sonra, ikinci işgalhareketinin hazırlıklarına başlamıştır. Bu gün yürüttüğü öncekinden farklıaskeri harekat bu hazırlık süresince planlamıştır. Rusya'nın daha önemli hazırlığıda, Çeçen halkına karşı yalan haber ve iftiralarla dünya kamuoyunda antipati uyandırmakve desteksiz bırakmak mahiyetinde olmuştur. Rus gizli servisleri (eski KGB vs.) bazıvahşet olaylarını tertiplemişler, dünyaya bunların Çeçenler tarafından yapıldığınıduyurmuşlardır.

Özellikle, Batı dünyasında,radikal İslamcı hareketlere karşı oluşan tepkiyi kullanmak için, Çeçen bağımsızlıkhareketinin de radikal İslamcı bir terör hareketi olduğunu ilan etmişlerdir. Rusgizli servisleri, Moskova ve başka şehirlerde, sivil halka ait binaları bombalatmışlar,yüzlerce masum insanı öldürtmüşler, bu olayları Çeçen teröristlerin yaptığınıdünyaya ilan etmişlerdir. Son olarak, Dağıstan'daki bazı Çeçen köylerini ablukayaalmış ve bu köylere askeri saldırı düzenlemişler, Çeçenistan Hükümetininbilgisi dışında, Dağıstan'daki hemşehrilerinin yardımına giden mahdut sayıdaki ÇeçenGrupları Dağıstan'a Çeçen saldırısı olarak ilan etmişlerdir. Rusya'nın yaydığıbu haberlerin tamamı, gerçeklere aykırı, Çeçenlere karşı iftira ve dünyakamuoyunu yanıltma amaçlıdır. SON 8 YILIN GERÇEKLERİ Çeçenistan milletlerarasıhukukun genel ilkelerine ve son 10 yıl boyunca dünyada yerleşik teamüle uygun olarak,Rusya Federasyonunun kuruluş prosedürüne katılmamış ve bağımsızlık ilan etmiştir.

Bağımsızlık ilan eden Çeçenistan,Rusya Federasyonu'na saldırmamıştır. Rusya Federasyonu ordusu ilk defa 1994'te Çeçenistan'asaldırıp işgal etmiş, bu saldırıda 100.000 dolayında insanı öldürmüş, iki yıllıkişgal sonunda başarısızlığa uğrayan Rus ordusu geri çekilmiştir. Daha sonra1996'da Çeçenistan meşru hükümetiyle barış anlaşması yapılmıştır. Rus ordusuüç yıllık hazırlıktan sonra Çeçenistan'ı tekrar ve en kanlı yöntemlerle işgaletmektedir. Saldırgan Rus ordusuna karşı Çeçenistan'ı savunanlar terörist değil bağımsızlık,hak ve özgürlük savaşçılardır. Çeçenler Moskova veya başka bir Rus bölgesindeterörist hareket yapmamışlardır. Çeçenistan'da radikal İslamcı bir yönetim veyahareket yoktur, Vahhabilik yoktur. Çeçen halkının toplumsal yapısını, geleneğini,toplumsal kültürünü bilenler Çeçenistan'da radikal İslamcı bir terör ortamınınolamayacağını da bilirler. Nitekim, Çeçenistan Cumhurbaşkanı Sayın Mashadov, sonolarak Hıristiyan aleminin dini lideri Papa'nın yardımını ve Çeçenistan'a tarafsız,uluslar arası bir barış gücünün gönderilmesini istemiştir.

Çeçenistan çağdaşuygarlığın ve hukukun temel ilkelerine, insan hak ve özgürlükleri idealine,demokrasiye, barışa, adalete bağlı, bütün insanlardan ve toplumlardan, devletlerdenuğradığı haksız saldırı ve katliamdan, soykırımdan kurtarılması için acil yardımistemektedir. Rusya'nın propagandaları gerçeklere aykırıdır. Dünya gerçekleri öğrenmekiçin, gayret göstermek, tarafsız olmak Çeçenleri de dinleyip değerlendirmek, RusyaFederasyonu'nun haksız işgal ve katliamını durdurmak yükümlülüğündedir. ABHAZYAve GÜNEY OSETYA SORUNLARI Abhaz halkı da, tarihi, kültürel ve geleneksel yönlerdenKuzey Kafkasya halklarındandır. Bu yönlerden Gürcü halkı ile bir bağlantılarıyoktur. Abhazya tarihin bilinen en eski dönemlerinden beri Abhaz halkının toprağıdır.Abhazya'nın otokton halkının büyük kısmı da 1864'ü izleyen dönemde Osmanlıtopraklarına sürülmüş, yerlerine çoğunlukla Ruslar ve başka halklar yerleştirilmiştir.Abhazya 1918 de kurulan Kuzey Kafkasya Federasyonu içinde yer aldığı halde, SovyetlerBirliğinin kuruluşunda birliğe Gürcistan'la eşit düzeyde bir "konfederedevlet" olarak katılmıştır. Stalin döneminde ise, Gürcistan'a bağlı bir"özerk cumhuriyet-federe devlet" haline getirilmiştir. Bu değişikliğiAbhazya'ya yoğun Gürcü nüfusun nakli ve iskanı izlemiş, Abhazya'da kalan otoktonAbhazlar nispî olarak azınlığa düşürülmüştür. Sovyetler Birliği dağılma sürecinegirdiğinde Gürcistan yönetimi Abhazya halkına karşı ağır bir baskı uygulamaya başlamıştır.

Gürcistan'ın bağımsızlığakavuşmasını takip eden dönemde, Sovyetler Birliği döneminde oluşmuş bulunan"federal devlet" yapısının değiştirilerek, Gürcistan'ın "üniterdevlet" haline getirilmesi ve bu amaçla anayasa değişikliği eğilimi güçlenmiştir.Abhazya Parlamentosu buna karşı çıkarak Abhazya'nın egemenliğini ilan etmiş Gürcistanyönetimine bu durumu müzakere teklifinde bulunmuştur. Gürcistan yönetimi Abhazya'nınmüzakere teklifini askeri işgalle cevap vermiş Ağustos 1992 de Abhazya'nın büyük bölümüGürcistan ordusunun işgali altına girmiştir. Abhazya'nın meşru yöneticileri başkentiterk edip yönetim merkezini başka bir kente nakletmek zorunluluğunda kalmışlardır.Abhazlar, Gürcistan ordusunun işgaline karşı direniş ve savunma başlatmışlardır.Bu suretle başlayan harp bir yıldan fazla sürmüş, Gürcistan ordusunun yenilgisiylesonuçlanmıştır. Abhazya'da Eylül-1993 den itibaren 6 yıldır fiilen bir "bağımsızdevlet" vardı ve bütün devlet fonksiyonları demokratik usulle seçilmiş bağımsızdevlet organları tarafından gerçekleştirilmektedir. Gürcistan'ın talebi üzerinRusya Federasyonu, 1996'dan itibaren Abhazya'ya şiddetli bir ambargo uygulamakta, bu ülkeyiKaradeniz'den ablukaya almak suretiyle, bütün dünya ile ekonomik, beşeri, sosyal, kültürelilişkisini kesmiş bulunmaktadır. Halen Abhazya halkı, ambargo ve abluka yüzünden açlıktehdidi altındadır. İlaç, tıbbı hizmet, eğitim imkanları kısıtlanmış her türlüekonomik ilişkileri engellenmiştir.

Bu tablonun ağırve çok yönlü insan hakları ihlali tablosu olduğu açıktır. Öncelikle, ambargo veabluka kaldırılmalıdır. Abhazya halkı, Gürcistan halkını geleneksel olarak"kardeş halk" saymakla, barış istemektedir. Ancak barışın,"milletlerarası hukuk"un temel ilkelerine uygun şekilde gerçekleştirilmesişarttır. Barış, öncelikle, 19. yüzyıl sonlarında Osmanlı ülkesine zorla sürülmüşolan Abhazların torunlarının Abhazya'ya dönme yerleşme ve mülklerine kavuşma haklarınıda ihtiva etmelidir. Kuzey Kafkasya'da tek bir Oset halkı vardır. Sovyetler Birliği dönemindebu halkın ülkesi ikiye bölünmüş, Kuzey Osetya Rusya Federasyonu, Güney Osetyada"özerk bölge" statüsüyle Gürcistan içinde kalmıştır. Gürcistan bağımsızlığakavuştuktan sonra, Abhazya'da olduğu gibi, Güney Osetya'da da, özerklik statüsünüve bu statüden kaynaklanan "müktesep hakları"ı kaldırmış ve çiğnemiştir.Güney Osetya'da Gürcistan'ın bu hukuka aykırı müdahalesinden kaynaklanan çatışmalaryaşanmakta, Güney Osetya milletlerarası camianın acil müdahalesini beklemektedir.

Geri Dönüş

19. yüzyılda, Rusya'nınişgali sonucu Osmanlı ülkesine zorla sürülmüş olan Kuzey Kafkasya halkının ülkelerinedönme, yerleşme, eski mülklerini edinme hakları desteklenmelidir. Rus ÇarlığınınKuzey Kafkasya'yı işgali sonucu gerçekleştirdiği zorunlu sürgün insanlık tarihininbüyük trajedilerindendir. Sürülen halkların büyük bölümü Türkiye'de Anadolu'ya,bir kısmı Ürdün ve Suriye'ye yerleşmiş dünyanın 40 dolayında ülkesine dağılmıştır.Bu sürgün halkın yeni, yabancı ülkelerde çok büyük sıkıntılar, acılar yaşadıklarıaçıktır.

Sürülen halkların torunları, güçleri yettiğinceKuzey Kafkasya kültürünü uzak ülkelerde de yaşatmaya çalışmışlar, bu alanda dabüyük sıkıntılar yaşamışlar ve 140 yıl boyunca Kuzey Kafkasya'ya tekrar kavuşmakhayalini yaşatmışlardır. Kuzey Kafkasya'da bu günkü demografik karışıklığın enbüyük nedeni de, otokton halkın toplu sürgünü olmuştur. Kuzey Kafkasya dışına sürülmüşolan otokton halkın torunları, tekrar asıl topraklarına dönebilmek içinmilletlerarası camianın yardımını beklemekte, bu suretle büyük bir tarihi haksızlığın,bir büyük insanlık ayıbının bir ölçüde telafi edilmesini dilemektedirler. Medeniülkeler, Yahudilerin İsrail'e dönüş haklarını kabul etmiş ve desteklemişlerdir. Sürgünedilen 7.000.000 dolayındaki Kafkas halklarına da aynı hak tanınmalıdır.

     ANA SAYFAYA DÖN   

KONUNUN BAŞINA DÖN

 
 
Z i Y A R E T C i - D E F T E R i
orhanyildiz.tr.gg
A N A - S A Y F A Y A - G i T
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol