İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  Buyuk Selcuklular Sayfa - 3
 


BÜYÜK  SELÇUKLULAR

Karahanlı Devleti'nin İtaate Alınması

Sultan Melikşâh batıda olduğu kadar doğudada Selçuklu Devleti'nin topraklarını genişletiyordu. Doğudaki Karahanlılar üzerineyapılan seferin dış görünüşü, Batı Karahanlı hükümdârı Ahmed Hân'ın ulemâile arasındaki geçimsizlik ve ulemânın Sultan Melikşâh'ı daveti idi. HakîkatteMelikşâh bütün İslâm ülkelerini birleştirmek siyâsetini güdüyordu. Nitekim bu fırsattanistifâde ederek 1088 yılı başlarında sefere çıktı ve Buhârâ'yı aldı, dahasonra Semerkant'ı muhasara etti.

Ahmed Hân mukâvemete çalıştıysa da, şehir Selçukluordusu tarafından ele geçirildi ve Ahmed Hân esir edilerek Isfahan'a götürüldü. Busûretle Batı Karahanlılar Devleti Selçuklulara bağlanmış oldu. Sultan MelikşâhSemerkant'tan Özkent'e kadar ilerleyerek Doğu Karahanlı hükümdarı el-Hasan b. Süleymân'ıda hâkimiyetini tanımak zorunda bıraktı.

Melikşâh her ikiKarahanlı Devleti'ni de itaat altına aldıktan sonra 1090 yılında Isfahan'a döndü.Fakat kısa bir süre sonra muhtemelen aynı yıl içinde, Karahanlı ordusunda önemlibir yeri olan Çiğillerin sebep olduğu isyan, Sultan Melikşâh'ı ikinci defa Karahanlılarüzerine sefere mecbur etti. Melikşâh bu sefer sonucu tekrar Karahanlı ülkelerini itâataltına almış oldu.

Yemen ve Aden'in Fethi

Sultan Melikşâh devrinin önemlimeselelerinden birisi Selçuklu Devleti içinde İsmâilî faaliyet merkezlerinin ortayaçıkması idi. İsmâilî da'îlerinden Hasan Sabbâh gizli olarak yürüttüğüfaaliyetler neticesi Kazvîn yakınındaki Elburz dağlarında Alamût kalesini ele geçirmişti(4 Eylül 1090). Sultan Melikşâh Alamût ve Kuhistân'daki İsmâilîlere karşıYoruntaş, Arslantaş ve Kızılsarg gibi kumandanlarını göndermişti. Ancak onun ölümüile İsmâilîlere karşı sürdürülen harekât durmuştu (1092).

Nizam ül- Mülk'ün Öldürülmesi

Sultan Alp Arslan zamanından beri SelçukluDevleti'nin vezîrliğini yapan Nizâm ül-Mülk ile Sultan Melikşâh'ın arası açılmıştı.Bunun muhtelif sebepleri vardı. Sultan'ın eşi Terken Hâtûn dört yaşında oğlu Mahmûd'uveliahd yapmak istiyor. Nizâm ül-Mülk ise veliahd olan Berkyaruk'u destekliyordu. Budurum Terken Hâtûn'un onun aleyhinde çalışmasına yol açıyordu.

Ayrıca Nizâm ül-Mülk'ünoğulları, torunları ve akrabaları devletin birçok kademelerinde görev almışlar,sultanın yakın adamlarına karşı biraz sert davranışlarda bulunmuşlardı. Nizâm ül-Mülk'ünfazla nüfuz kazanması ve onun yerine göz dikenler de sultan ile vezîrin arasının açılmasındaönemli rol oynamışlardı. Bu anlaşmazlığa rağmen o görevinden azledilmemişti. NihâyetNizâm ül-Mülk Isfahan-Bağdad yolu üzerinde Sıhne mevkiinde İsmâilî fedâisi birDeylemli bir genç tarafından öldürüldü (14 Ekim 1092).

Melikşah'ın Öldürülmesi
Sultan Melikşâh Bağdad'da iken torunu Ca'fer'i halîfelikveliahdı yapmak istemiş, bu sebeple Halîfe Muktedî ile arası açılmış ve ondanacele Bağdad'ı terk etmesini istemişti. Ancak bu emir tatbik mevkiine konmadan önceMelikşâh zehirlenerek öldürüldü (19 Kasım 1092).

Bu zehirlenme olayında; halîfedenintikam almak isteyen Nizâmü'l-Mülk taraftarlarından ve oğlunu sultan yapmak isteyenTerken Hâtûn'dan şüphelenilmiştir. Sultan Melikşâh otuzsekiz yaşında ölmüş vegeride Kaşgâr'dan Boğaziçi'ne, Kafkaslar'dan Yemen'e ve Aden'e kadar uzanan büyükbir devlet bırakmıştı.

Sultan Berkyaruk

Sultan Melikşâh'ın ölümünden sonra, eşi TerkenHâtûn, tasarrufundaki hazîne ile emîrlerin biatını ve halîfenin tasdikini sağlamışve dört yaşındaki oğlu Mahmûd adına Bağdad'da hutbe okutmağa muvaffak olmuştu (25Kasım 1092). Terken Hâtûn bununla yetinmeyerek Emîr Kur-Boğa'yı Isfahan'da bulunanveliahd Berkyaruk'u yakalamak için göndermiş, kendisi de ordu ile bu emîri izlemişti.

Nizâm ül-Mülktaraftarları (Nizâmiye) da Berkyaruk'u Isfahan'dan kaçırarak aynı yıl içinde Rey şehrindesultan ilân ettiler. Selçuklu tahtını ele geçirmek isteyen iki taraf arasında Berûcird'deşiddetli bir savaş oldu. Berkyaruk, Terken Hâtûn'un ordusundaki bazı emîr veaskerlerin kendi tarafına geçmesiyle, bu savaşı kazandı (Ocak 1093). Terken Hâtûnve Mahmûd Isfahan'a çekildiler.

Berkyaruk onları buşehirde uzun süre muhasara etti. Neticede Isfahan ve Fars Terken Hâtûn ve oğlu Mahmûd'abırakılarak, Berkyaruk da sultan tanınmak ve geri kalan vilâyetlere hâkim olmak şartıylabir anlaşmaya vardılar.

Berkyaruk-Tutuş Mücadelesi

Terken Hâtûn daha sonra Beryaruk'dan dayısı veAzerbaycan valisi İsmâil b. Yâkûtî'yi isyana teşvik etti. İsmâil, Kerec yakınlarındayapılan savaşta Berkyaruk'a yenildi (Ağustos 1093) ve Terken Hâtûn'un yanına çekildi.Ancak İsmâil, onun beraberindeki emîrler ile anlaşamadığından Berkyaruk'un annesiolan kızkardeşi Zübeyde Hâtûn'un yanına gitti. Fakat Berkyaruk hakkında kötüniyet beslediği anlaşıldığından emîrler tarafından öldürüldü (Eylül-Ekim1093). Terken Hâtûn bir türlü saltanatı ele geçirmek hususundaki hırsından vazgeçmiyordu.Nitekim o diğer bir taht iddiacısı Suriye Melîki Tutuş'u Isfahan'a çağırdı. Tutuş,kardeşi Melikşâh'ın ölümünü haber aldığı zaman, Rakka şehrini ele geçirmişve burada sultanlığını ilân etmişti (Şubat 1093).

O Urfa valisi Bozan,Haleb valisi Aksungur ve Antakya valisi Yağı-basan'ın itâatini sağlayıp, Rahbe, Hâburbölgesi ve Nuseybin'i işgal ve Musul'u zabtettikten sonra (Nisan 1093), Selçuklu tahtınıele geçirmek için Azerbaycan'a doğru yürüdü. Ancak Emîr Aksungur ve Bozan'ınBerkyaruk tarafına geçmesiyle kuvvetinden çok şey kaybeden Tutuş yeniden ordusunutakviye etmek maksadıyla Dımaşk'a geri dönmeğe mecbur oldu (Aralık 1093). Berkyarukbu sırada Bağdad'a girmiş ve adına hutbe okutmuştu (Mayıs 1094). Tutuş daha sonrayeni bir ordu toplayarak tekrar harekete geçti ve önce ihanetlerini unutamadığı EmîrAksungur ve Bozan'dan intikamını aldı, yakalanan bu iki emîr öldürüldü (Mayıs1094).

Tutuş, Ahlât, üzerindenAzerbaycan'a giderek bu bölgeyi hâkimiyeti altına aldı ve Hemedân'a doğru yürüdü.Terken Hâtûn'un onunla birleşmek teşebbüsü hastalığı sebebiyle gerçekleşemedive Isfahan'da öldü (Eylül-Ekim 1094). Diğer taraftan yanında az sayıda asker bulunanBerkyaruk, Tutuş'un öncü kuvvetlerine mağlûp olarak Isfahan'a sığındı. Bu mağlûbiyethaberi üzerine Abbâsî Halîfesi Mustahzir Billâh Bağdad'da Tutuş adına hutbeokuttu. Berkyaruk ise kardeşi Mahmûd'un emîrleri tarafından Isfahan'da yakalandı.

Bu sırada Mahmûd'un çiçekhastalğına yakalanarak ölmesi (Ekim-Kasım 1094) yanındaki emîrlerin Berkyaruk'usultan tanımalarına sebep oldu. Berkyaruk ile Tutuş arasındaki kesin savaş Rey şehricivarında yapıldı (26 Şubat 1095). Kötü davranışları sebebiyle Tutuş'a kırgınolan emîr ve askerlerden büyük bir kısmı Berkyaruk tarafına geçtiler. Neticede mücadeleyikazanan Berkyaruk oldu ve Tutuş savaş alanında öldürüldü.

Berkyaruk'un Doğu'daki Başarıları

Berkyaruk batıda rakipleri ile saltanat mücadelesiyaparken, devletin doğusunda bir diğer hanedan azası amcası Arslan Argun bağımsızlığınıilân etmiş, Merv, Tirmiz ve Nîşâbûr gibi şehirlere hâkim olarak nüfuz bölgesinigenişletmişti. Berkyaruk batıda kendisine rakip olanları ortadan kaldırdıktan sonraArslan Argur'un işini bitirmeğe karar verdi. Bu maksatla da öteki amcası Böri-Bars'ıonun üzerine gönderdi. Böri-Bars önce başarı kazandıysa da, daha sonra Herât civarındayapılan savaşı kaybetti.

Arslan Argun bir süresonra Böri-Bars'ı boğdurdu (1095). Sultan Berkyaruk kendisi harekete geçtiği sırada,Arslan Argun bir kölesi tarafından öldürüldü (3 Şubat 1097). Berkyaruk kardeşiSencer'i Horasan'a "melik" tayin etti. Aynı yıl içinde, yine Selçukluailesinden "Emîr-i emîrân" lâkabını taşıyan Muhammed b. Çağrı,muhtemelen Gaznelilerin yardımı ile, isyân etti ise de, Sencer tarafından mağlûpedildi. Karahanlılar Devleti de Berkyaruk'a bağlılıklarını tekrarladı. BerkyarukBatı Karahanlı Devleti'nde üç hükümdarın tahta çıkarılmasında rol oynamıştı.Kardeşi Muhammed Tapar'a ise Gence ve çevresinin idaresini verdi.

I. Haçlı Seferi

Sultan Berkyaruk devrinin önemli olaylarındanbirisi hiç şüphesiz Haçlı Seferleri'nin başlaması idi. Türkleri ve MüslümanlarıAnadolu'dan atmak ve Kudüs'ü ele geçirmek maksadıyla Avrupa'dan harekete geçen I. Haçlıordusu, Türkiye (Anadolu) Selçuklu Sultanı I. Kılıç Arslan'ı mağlûp ettiktensonra Antakya'ya kadar ilerlemiş ve bu şehri kuşatmıştı. Şehrin valisi Yağı-basanetrâfındaki emîrlerden ve Sultan Berkyaruk'dan yardım istedi. Berkyaruk, Musul emîriKür-Boğa'yı Haçlılar üzerine bir seferle görevlendirdi.

Selçuklulara tâbi diğerkuvvetler ile birleşen Kür-Boğa Haçlıların eline geçmiş olan Urfa'yı kuşatarakzaman kaybetti. Bu sırada bir Ermeni dönmesi Fîrûz'un ihâneti netîcesi, HaçlılarAntakya'ya girdiler (Haziran 1098) ve şehirdeki Türk ve Müslüman halkı kılıçtan geçirdiler.Emir Kür-Boğa'nın idaresindeki birleşik Selçuklu ordusu, Suriye melik ve emîrleriningeçimsizliği ve birbirlerine güvensizlikleri yüzünden Antakya önünde Haçlılara mağlûpoldu (28 Haziran 1098).

Ordusu dağılanKür-Boğa Musul'a çekildi. Haçlılar ise bu yenilgiden sonra Kudüs'e ilerlemiş, SelçuklulardanFâtimîlere geçmiş olan bu şehri işgâl etmişlerdi (1099). Böylece Haçlılar, Müslümanlararasındaki çekişmelerden yararlanarak, Anadolu, Suriye ve Filistin'de krallık vekontluklar kurmağa muvaffak oldular.

Muhammed Tapar'ın İsyanı

Sultan Berkyaruk'un iç düzeni sağlamasındanuzun süre geçmemişti ki, Gence valisi olan kardeşi Muhammed Tapar'ın isyânı ile karşılaştı.Muhammed bilhassa daha önce Berkyaruk'un vezîri olan Müeyyed el-Mülk tarafındanisyana teşvik edilmişti. O önce Azerbaycan'ı zabtederek Rey civarına kadar ilerledive bu şehre girmeğe muvaffak oldu (20 Eylül 1099). Berkyaruk askerlerinin Muhammedtarafına geçmesi üzerine karşı koyamayacağını anlamış ve neticede Huzistân'a çekilmişti.

Bu sırada Berkyaruk'un annesi Zübeyde Hâtûn,Muhammed'in vezîri Müeyyed el-Mülk tarafından Rey şehrinde boğdurulmuştu. BerkyarukIrak emîrlerinin kendi tarafına geçmesiyle yeni bir ordu meydana getirdi ve Bağdad'daadına tekrar hutbe okundu. İki taraf arasında yapılan ilk savaş Berkyaruk aleyhinesonuçlandı (16 Mayıs 1100).

Berkyaruk yardımbulmak maksadıyla Horasan'a gitti ise de, bu bölgenin hâkimi Sencer kardeşi MuhammedTapar'ı tercih etmişti. Berkyaruk tekrar Huzistân'a gelerek burada kendine taraftarbuldu. İki taraf Hemedan civarında tekrar karşılaştılar (Nisan 1101). Bu savaştabozguna uğraşan ve Horasan'a kardeşi Sencer'in yanına giden Muhammed Tapar oldu.

Ayrıca vezîriMüeyyed el-Mülk, Berkyaruk'un eline esir düşerek öldürüldü. Savaş sonrası çoksayıda askere sahip olan Berkyaruk Bağdad'a geldi, fakat o büyük kuvvetten belki demalî güçlükler yüzünden istifade edemedi. Muhammed ve Sencer ile teşkil ettikleribir ordu ile Bağdad'a doğru ilerlediler. Berkyaruk Bağdad'ı terk ederek Huzistân'a çekilmeğemecbur kaldı. İki taraf orduları Rûdrâver'de üçüncü defa karşı karşıyageldiler.

Fakat arayaMustazhir ve âlimlerin girmesi yeni bir savaşı önledi. İki kardeş bir anlaşma yaptılar(23 Aralık 1101). Buna göre; Berkyaruk "sultan", Mahammed Tapar ise"melik" olarak tanındı. Muhammed, Errân, Azerbaycan, Diyarbekir, el-Cezîreve Musul'a hâkim oldu. Berkyaruk geri kalan bütün bölgeleri idare edecekti. Bu anlaşmadanmemnun olmayan Muhammed Tapar iki-üç ay sonra tekrar hükümdarlık alâmeti olarak beş"nevbet" çaldırdı ve sultanlığını ilân etti. Sultan Berkyaruk derhalonun üzerine yürüdü ve Rey'de yapılan dördüncü savaşı da kazandı.

Mahammed kaçarakIsfahan'a sığındı. Berkyaruk dokuz ay süreyle onu muhasara ettiyse de, bir başarısağlayamadı. Muhammed Isfahan'dan kaçarak (1103), Azerbaycan'da yeniden bir ordu topladı.İki taraf arasında beşinci ve son savaş, Rey şehri önünde oldu (Mart-Nisan 1103),Muhammed savaşı kaybederek kaçmayı tercih etti. Ancak Berkyaruk artık hastalanmışve savaştan bıkmıştı.

Bu bakımdanMuhammed Tapar'a bir anlaşma teklif etti. Bu anlaşmaya göre Büyük Selçuklu DevletiAzerbaycan'daki Sefîdrûd hudud olmak üzere ikiye bölündü. Muhammed Tapar kendisineverilen Azerbaycan, Diyarbekir, el-Cezîre, Musul ve Suriye gibi bölgelerde"sultan" tanındı. Berkyaruk ise Rey, Cibâl, Taberistân, Fârs, Huzistân, Bağdad,Mekke ve Medine gibi önemli şehir ve bölgelerin idaresi kalmıştı (1104).

SultanBerkyaruk'un isyanlardan uzak sâkin hayatı çok kısa sürdü ve yirmibeş yaşındaverem hastalığından öldü (23 Aralık 1104). Onun oniki yıl süren saltanatı dâimîbir mücâdele içinde geçmiş, kendisine karşı isyan edenlere binbir zorluklarla hâkimiyetinitanıtmıştı. Buna rağmen saltanat mücadeleleri Selçuklu Devleti'nin bir duraklamadevresi içine girmesine sebep olmuştu. Tarihçiler onu çok faziletli ve âdil bir insanolarak övmüşlerdir.

Sultan Muhammed Tapar

Berkyaruk öldükten sonra küçük yaştaki oğluMelikşâh Bağdad'ta sultan ilân edildi ve Emîr Ayaz da kendisine "Atabeg"oldu. Muhammed Tapar derhal Bağdad üzerine yürüyerek fazla zorluk çekmeden SelçukluDevleti sultanlığını ele geçirdi (1105). Çok geçmeden başka bir hanedan azası Böri-Bars'ınoğlu Mengü-Bars, Tekiş'in oğulları ile birlikte saltanat davasına kalkıştı. FakatMuhammed Tapar bu isyanı bastırdı, Mengü-Bars ve Tekiş'in oğullarını Isfahankalesinde hapsetti.

Fârs ve Huzistân bölgesinde bağımsız birşekilde hüküm süren Emîr Cavlı Sakavu da Sultan Muhammed Tapar'a biat etmişti.Sultan bu davranışından memnun kalarak Musul bölgesinin idaresini ona verdi (Eylül-Ekim1106). Ancak Musul hâkimi Çökürmüş bu tayinden memnun olmayarak karşı koymağa çalıştıve Cavlı tarafından öldürüldü. Musul ileri gelenleri küçük yaştaki oğlu Zengî'yionun yerine geçirdiler. Ayrıca Türkiye Selçuklu sultanı I. Kılıç Arslan'a haber göndererekMusul'u teslim edeceklerini bildirdiler. Neticede Musul şehrine hâkim olabilmek içinCavlı ile Sultan Kılıç Arslan Hâbur nehri kenarında savaştılar. Kılıç Arslansavaşı kaybetti ve Hâbur nehrinde boğuldu (3 Haziran 1107).

Emîr Cavlı Musul'uele geçirdi ve Kılıç Arslan'ın oğlu Şahin-şâh'ı yakalayıp Sultan Muhammed'e gönderdi.Daha sonra itâatsizlik gösteren Cavlı'nın yerine Emîr Mevdûd tayin edildi.Sultan'dan af dileyen Cavlı'ya ise Fârs valiliği verildi (1108-9). Emîr Mevdûd aynızamanda Haçlılarla mücadele ile de görevlendirilmişti. Sultan Muhammed Tapar Haçlılar'akarşı cihad açmaları için Emîr Mevdûd ve Emîr Sökmen el-Kutbî'ye mektuplar yazmıştı(1109-10). Bu iki emîr Artuklulardan Necm el-Dîn İlgâzî ile birleştiler ve Urfa'yıkuşattılar (Mayıs 1110).

İki ay süren kuşatmabir netice vermedi. Diğer taraftan Haçlıların Suriye sahillerinde Müslümanlarınellerinde bulunan yerlere şiddetle saldırmaları üzerine Sultan Muhammed Tapar yenidenbir sefer açılması için Mevdûd'a emir gönderdi. Emîr Mevdûd çevredeki Selçukluemîrleri ile birleşerek büyük bir ordu meydana getirdi ve Tel-Bâşîr'i kuşattı(1111). Ertesi yıl Mevdûd'un yine Urfa'yı kuşattığını görüyoruz.

Kudüs Haçlı kralı1113 yılında Şâm atabeyi Tugtegin'e karşı harekete geçti. Tugtegin, Emir Mevdûd veArtuklu Ayaz'dan yardım aldı. Bu birleşik Türk kuvveti Kudüs kralının ordusunuTaberiyye yakınında büyük bir mağlûbiyete uğrattı (28 Haziran 1113). Daha sonra EmîrMevdûd, Tugtegin ile Şam'a döndü ve bu şehrin Ulu Câmii'nde kılınan Cuma namazındançıkarken bir Bâtınî fedaisi tarafından öldürüldü (10 Ekim 1113).

Onun ölümü, Haçlılarile mücadelede, Selçuklular için büyük bir kayıp olmuştu. Sultan Muhammed Taparbundan sonra Musul'un idaresini ve Haçlılar ile mücadele görevini Aksungur el-Borsûkî'yeverdi. O da emîrlerin anlaşmazlığı yüzünden Haçlılar karşısında başarısızlığauğradı (1114). Aksungur'un yerine Hemedân valisi Borsuk oğlu Borsuk tayin edildi(1115). Bu sırada Tugtegin ve İlgâzî Haçlılar ile anlaştılar.

Borsuk idaresindekiSelçuklu ordusu aynı yıl içinde Tel-Dânis'de Haçlılar karşısında mağlûbiyete uğradı.Mağlûbiyet ile biten bu sefer, Sultan Muhammed Tapar'ın Suriye'ye müdahele etmek içinyaptığı son teşebbüs olmuştu. Haçlı devletlerinin kuvvetlenmesi geç de olsaTugtegin'in uyanmasına sebep oldu. O tekrar Sultan Muhammed'e itâatini bildirerek anlaşmayıtercih etti. Sultan bu emîri affettiği gibi, Suriye'nin idaresini de ona vermişti(1116).

Selçuklu hanedanmensupları arasındaki taht kavgalarından faydalanan Gürcüler de bazı istilâ teşebbüslerinegiriştiler. Gürcüler bir Türk kabilesi olan Kıpçaklardan bir ordu meydanagetirdiler. Bir Gürcü-Kıpçak ordusu Gence üzerine hücum ettiyse de, Selçuklukuvvetleri tarafından geri püskürtüldü (1109-10).

Mezyedîlerden HilleEmîri I. Seyfü'd-Devle Sadaka, Muhammed Tapar ile Berkyaruk arasındaki taht kavgasındabirincinin tarafını tutmuş ve mücadeleden istifade ile Irak'ın mühim bir kısmı üzerindehâkimiyet kurmuştu. Ayrıca Sadaka, Sultan Muhammed'den kaçanları ve gözden düşenleride himâye etmekteydi. Neticede iki taraf Za'farâniyya bataklıklarında karşılaştılar.Sultan Muhammed yanında, çoğunluğunu saray gulâmlarının teşkil ettiği az birkuvvet bulunmasına rağmen bu savaşta Sadaka'nın yirmi bin kişilik ordusunu mağlûpetmeğe muvaffak oldu. Selçuklu galibiyetinde saray gulâmları ve Türk askerler önemlibir rol oynamıştı. Bu savaşta Sadaka da öldürülmüştü (Mart 1108).

Batıniler Üzerine Yapılan Seferler

Sultan Muhammed Tapar gittikçe gelişen Bâtınîlikhareketine karşı da ciddî tedbîrler aldı. İlk olarak Bâtınîlerin elinde bulunanIsfahan yakınındaki Şâhdiz ve Hân-Lincân kaleleri bir sefer sonucu zabtedildi(1107). Sultan Muhammed, Alamût kalesindeki Bâtınîlerden şikâyetin artması üzerineVezîr Ziyâ ül-Mülk Ahmed b. Nizâm ül-Mülk ve Atabey Cavlı idaresinde bir orduyu bukaleye gönderdi (Ağustos 1109).

Alamût, Selçukluordusu tarafından muhasara edildi ise de, kış mevsiminin bastırması bir sonuç alınmasınıengelledi. Sultan Muhammed Tapar hemen hemen her yıl Bâtınîleri rahatsız ediciseferler tertibledi. 1111-1112 yılında Emîr Anûştegin Şîrgîr Bâtınîler üzerinebir sefer tertiplemekle görevlendirildi. Anûştegin, Kazvîn ve Deylem bölgesinde birçok kaleler zabtetti. Sultan son olarak yine Anûştegin'i Alamût'taki Bâtınîlere karşıgönderdi. Anûştegin, Alamût'u kuşattı, bu kale zabtedilmek üzere iken Sultan'ın ölümüSelçuklu ordusunun dağılmasına ve seferin neticesiz kalmasına sebep oldu.

Sultan Muhammed Taparyakalanmış olduğu hastalıktan kurtulamayacağını anladığı zaman, onüç yaşındakioğlu Mahmûd'u veliahd ilân etti. Bundan kısa bir müddet sonra da 18 Nisan 1118'deotuzaltı yaşında öldü. Sultan Muhammed Tapar dağılmakta olan Selçuklu Devleti'nitekrar birleştirmiş, gerek Haçlılar ve gerekse Bâtınîler ile mücadele etmiştir.Bunlarda tam başarılı olamadı ise de devletin parçalanmasını önledi.

Sultan Sencer

Sultan Muhammed Tapar öldüğü zaman, henüz küçükyaşta bulunan oğlu devlet büyükleri tarafından Selçuklu tahtına çıkarıldı. Diğertaraftan Sencer (veya Sancar) de Horasan'da sultanlığını ilân etmişti (14 Haziran1118).

Selçuklu Devleti'nin tahtında başkalarının da gözüvardı. Bu durum tek başına devlete hâkim olmak isteyen Sencer'i batıya yürümeğesevketti. Neticede Büyük Selçuklu sultanlığını ele geçirmek isteyen Sencer ve Mahmûd,Sâve'de karşılaştılar (11 Ağustos 1119). Sencer yeğeni Mahmûd'u ancak ordusundabulunan kırk fil sayesinde mağlûp edebildi ve bu suretle Büyük Selçuklu Devletisultanı oldu.

Fakat yeğenine bir kötülükyapmayarak onu kendisine damad edindi. Sultan Sencer bu galibiyetin verdiği üstünlükile Selçuklu Devleti'ni yeniden tanzim etti. Rey, Mâzenderân ve Kumis gibi şehir ve bölgelerihâkimiyet sahası içine aldı. Ayrıca Irak'ı Acem eyaletinin yarısı ile Gîlân bölgesiniŞehzâde Tuğrul'a, Fârs eyaletini, Isfahan ve Huzistân'ın yarısını ise Selçuk-şâh'averiyordu. Mahmûd'a da "sultan" unvanı merkezi Isfahan olmak üzere devletinbatı ülkeleri bırakılıyor, bu suretle "Irak Selçukluları" Devleti meydanaçıkıyordu. Sencer de "Sultan-ı a'zam" unvanı ile diğerlerinin üstünde büyüksultanlık makamına oturmuştu. Mahmûd ve öteki hanedan âzası ona tâbi olacaklardı.

Sencer'in Batıdaki Politikası

Daha sonra siyâsî alanda yeniden durumunukuvvetlendirmek isteyen Abbâsî Halîfesi Müsterşid Billâh, Irak Selçuklu sultanıMahmûd'la münâsebetlerini düzeltmiş, hatta bu ikisi bir ittifak meydana getirerekSultan Sencer'e karşı savaşmayı kararlaştırmışlardı. Sultan Sencer bu durumu öğrendiğizaman, derhal Mahmûd'a bir mektup yazarak bu ittifaktan ayrılmasını istemiş ve buarzusu yerine getirilmişti.

Daha sonra gelişen olaylardan anlaşıldığına göreMahmûd, Bağdad'da halîfeliğin siyâsî hâkimiyetini tanımış görünmektedir(1126). Bu durum Sultan Sencer'i batıdaki işleri düzenlemek için yeni bir seferemecbur etti ve Mahmûd'u Rey şehrine davet etti. Neticede adı geçen şehirde yeğeniile yaptığı görüşmeden memnun olarak geri döndü (1128). Bir müddet sonra Mahmûd,Halîfe Müsterşîd'i azletmek için harekete geçeceği sırada, öldü (10 Eylül1131).

Sultan Mahmûd'un ölümüüzerine Selçuklu Devleti'nin batı bölgesinde karışıklıklar çıktı. SultanSencer'in onayı alınmaksızın Irak Selçukluları tahtına Mahmûd'un oğlu Dâvudgetirilmiş, buna amcası Mes'ûd itiraz etmişti. Dâvud-Mes'ûd arasındaki taht mücâdelesineSelçuk-şâh da katılmıştı. Çok geçmeden Sultan Sencer bu karışık durumu düzeltmekmaksadıyla batıya doğru hareket etti ve Rey şehrine geldi. Onun Irak Selçuklularıtahtı için adayı, yeğeni Tuğrul idi.

Daha sonra Mes'ûd, Selçuk-şâhve Halîfe Müsterşîd aralarında anlaşmayı tercih ettiler. Sultan Sencer, Melik Mes'ûdve müttefiklerini Dinever'de yenerek (26 Mayıs 1132), Tuğrul'u Irak Selçukluları tahtınaçıkardı. Ancak Tuğrul'un kısa süre sonra ölümü üzerine, Mes'ûd Irak SelçukluSultanı oldu (1134). Sultan Sencer ise bu devlete yeni bir müdahalenin faydasızlığınıanlamış olacak ki, Mes'ûd'un kendi tasvibini almadan tahta çıkmasını kabûl etti.

Sultan Sencer'e tabi olmakistemeyen Mes'ûd daha sonra Selçuklu emîrlerinin idaresi altına girmişti. Bu durumSultan Sencer'in son defa batıya sefer yapmasına sebep oldu ve Rey şehrinde Mes'ûdtarafından verilen izahattan tatmîn olarak Horasan'a döndü (1150).

Doğu Politikası

Gazneliler hükümdarı Behrâm-şâh onsekiz yılkadar olay çıkarmadan Selçuklulara itâat etmişti. Daha sonra 250.000 dinar tutarındakiyıllık haracı ödememesi ve halka kötü davranması, Sultan Sencer'i bu hükümdar üzerinebir sefer tertiplemeğe mecbur etti (1135). Sultan ağır kış şartlarına rağmenseferden vazgeçmeyerek Gazne'ye hâkim oldu. Behrâm-şâh Hindistan'a kaçarakSencer'den af diledi. Sencer onu bağışlayarak yerinde bıraktı ve Belh'e döndü(1136).

Sencer daha melikliğe sırasında KarahanlıDevleti'ni teşkilâtlandırmıştı. Batı Karahanlı hükümdârı Arslan Hân Muhammedömrünün son yıllarında hastalanarak felç olmuş, bu bakımdan devleti oğlu Nasr ilemüşterek idare etmeğe başlamıştı. Ancak Semerkant'ta dînî liderlerin sebep olduğuisyan sonucu Nasr öldürüldü. Arslan bu isyanı bastırabilmek için Sultan Sencer'denyardım isterken, öteki oğlu Ahmed'i ortak hükümdar yapıyordu. Ahmed süratle durumahâkim oldu. Buna rağmen yola çıkan Sultan Sencer, Arslan Hân'ın yerine sırasıyla;Hasan b. Ali, İbrâhim b. Süleymân ve Mahmûd'u tayin etmişti.

Sultan Sencermelikliği sırasında Hârezm'e de hâkim olmuş (1098) ve Berkyaruk tarafından oraya"Hârezmşâh" tayin edilmiş olan Kutb el-Dîn Muhammed'i yerinde bırakmıştı.Kutb el-Dîn Muhammed bütün valiliği boyunca Sencer'e bağlı kalmıştı. Onun ölümüyle(1128) oğlu Atsız, Sultan Sencer'in izni ile Hârezmşâh oldu. Atsız da başlangıçta,babası gibi, Sultan Sencer'e sadakatla bağlı idi. Daha sonra Cend ve Mangışlak gibiaskerî bakımdan önemli yerleri ele geçirerek nüfuz ve kudretini artırdı.

Onun izin almadan giriştiğibu hareket bölgeyi kafirlere karşı müdafaa eden Müslümanları öldürmesi, ayrıcabağımsızlık kazanmak temâyülünde olduğunu göstermesi Sultan Sencer'i Hârezm'ebir sefere mecbur etti. İki taraf arasındaki savaşta Sultan Sencer, Atsız'ı mağlûpve Hârezm'i istilâ etti (1138). Bu bölgeyi yeğeni Süleyman Şah b. Muhammed'inidaresine bıraktıktan sonra Merv'e döndü (1139). Atsız, Sultan Sencer döndüktenhemen sonra taarruza geçerek Süleyman-şâh'ı mağlûp etmiş ve Hârezm'e tekrar hâkimolmuştur. Bununla beraber Atsız 1141'de büyük bir yeminle Sultan Sencer'e itâatiniarzetti.

Kara Hıtay Hezimeti
Karahanlı hükümdârı Mahmûd ile idaresi altındakiTürk kabilelerinden Karluklar arasında anlaşmazlık çıktı. Mahmûd, SultanSencer'den yardım isterken, Karluklar da Kara-Hıtaylardan Gür-Hân'a başvurdular.Sultan Sencer bu yardım isteği üzerine büyük bir ordu ile harekete geçti. Selçukluve Kara-Hıtay kuvvetleri Semerkent civarında Katvân (Katavan) sahrasında savaştılar(9 Eylül 1141).

Sultan Sencer hayatının ilk yenilgisini burada aldı,ordusu tamamıyla dağıldı ve eşi Terken Hâtûn esir düştü. Kara-Hıtaylar bütünMâverâünnehr'i istilâ ettiler. Bu mağlûbiyet Selçuklu Devleti ve İslâm dünyasıiçin ağır bir darbe oldu. Sultan Sencer, Ceyhun nehri ötesinde kalan arazisinikaybetti. Türkistan ilk defa putperest bir kavmin hâkimiyeti altına girdi.

Harezmşah Atsız ile Mücadele

Diğer taraftan bu mağlûbiyet haberini öğrenenHârezmşâh Atsız, Selçuklulara ait yerleri zabtetmek için sür'atle harekete geçmişti.O ilk olarak Serahs'a, daha sonra da Merv şehrine hakim oldu (1141). Merv'deki SultanSencer'i hazinelerini, birçok adamı ve âlim de Hârezm'e götürdü. Ertesi yıl Atsız,Nîşâbûr, Beyhâk ve Horasan'ın diğer kısımlarını işgâl etti. Sultan SencerKatvan'daki ağır mağlûbiyete rağmen bir yıl içinde tekrar kuvvetlerini toplamağamuvaffak olmuştu.

Atsız'ın bu genişleme siyasetini önlemek içinikinci defa Hârezm seferine çıktı. Sencer bölgenin merkezi Gürgenç'e kadarilerleyerek bu şehri kuşattı (1143/44). Atsız bir kere daha aff dilemek yolunu seçti,Sultan Sencer onun ricâsını kabûl etti. Ancak varılan anlaşmaya göre; Atsız, Mervşehrinde ele geçirdiği Selçuklu hazînesini geri vermeği ve Sencer'e tâbi olmayıkabûl ediyordu. Bir müddet sonra Atsız'ın eski isyancı huyundan vazgeçmediği görüldü.

O SultanSencer'i öldürmeyi tasarlamış, bu maksatla da iki Bâtınî'yi görevlendirmişti. Ayrıcabu suikastı haber veren Sencer'in elçisi, devrin tanınmış şâirlerinden, Edîb Sâbir'ide öldürtmüştü. Elçinin öldürülmesi Sultan Sencer'in Hârezm'e üçüncü birsefer tertiplemesine yol açmıştı (Kasım 1147). Sultan Sencer iki aya yakın bir kuşatmadansonra Hezâresb kalesini zabtederek, Gürgenç'e doğru ilerledi. Atsız bir kere dahayenilgiyi kabûl etmek ve aff dilemek zorunda kaldı. Sultan Sencer de onu yine affetti(Haziran 1148).

Gurlular ile Mücadele

Sencer'in Katvan'daki mağlûbiyetinden sonra GûrlularHerât'ı almış ve Belh'e kadar ilerlemişlerdi (1147). Gûrlulara engel olmağa çalışanSelçuklu kumandanlarından Emîr Kumac yaptığı savaşta mağlûp oldu. Daha sonra Gûrhükümdarı Alaaddin Hüseyin yıllık vergiyi Sencer'e göndermeyerek bağımsızlığınıilân etmiş ve Herî Rûd'a doğru ilerlemişti. Gûrluların kuvvetlenmesi ve SelçukluDevleti'ne karşı düşmanca bir tavır takınması üzerine Sencer bir sefer tertiplemekzorunda kaldı.

Nihayet iki taraf Herât yakınında Nâb denilen yerde karşılaştılar.Bu savaşta Sultan Sencer, Alâ ed-Dîn'i kesin bir şekilde mağlûp ederek onu esir aldı(Haziran 1152). Alâ ed-Dîn bir süre Sencer'e hizmet etti ve kendisini sevdirmeğemuvaffak oldu. Daha sonra Sencer, Alaaddin'i affederek Gûr'un idâresini ona verdi.

Oğuzlar ile Mücadele

Kara-Hıtay ve Karlukların baskısıneticesinde Türkistân'dan batıya geçmek zorunda kalan Oğuzlar Toharistan yaylalarındayaşıyorlar, Selçuklu Devleti'nin nüfuz sahası içinde bulunmalarına rağmen yarı-bağımsızbir hayat sürüyorlar ve Sultan Sencer'in mutfağına yılda 24 bin baş koyun vergi ödüyorlardı.Selçuklular ile Oğuzlar arasındaki ilk anlaşmazlık bu verginin alınması sırasındameydana gelmiş, Oğuzlar kendilerine güçlük çıkaran tahsildârı öldürmüşlerdi.

O zaman Belh valisi olan Kumacbu olayı büyüterek 10 bin kişilik bir ordu ile Oğuzların üzerine yürüdü ve onlarınsultanın hazinesine çadır başına 200 dirhem vererek bulundukları yerlerde kalmalarıisteklerini reddetti. İki taraf arasında yapılan savaşı Oğuzlar kazanmış, EmîrKumac ve oğlu Alâ ed-Dîn Ebû Bekr savaşta ölmüşlerdi. Bu haberi duyan SultanSencer öteki kumandanların teşvîki ile, Oğuzlar üzerine bir sefer tertipledi. Oğuzlarsultanı bu seferden vazgeçirmek için para, köle ve bir çok hediyeler teklif ettiler.

Sencer baştaKumac'ın torunu Mü'eyyed Ay-Aba olmak üzere diğer emîrlerin ısrarı karşısında yürüyüşedevam etti. Belh vilayeti hududları içinde yapılan savaşta, Oğuzlar Selçukluordusunun hücumunu püskürttükten sonra dar bir boğazda onları sıkıştırarak tambir bozguna uğrattılar. Sultan Sencer de Oğuzların eline esir düştü (Mart-Nisan1153). Sultan Sencer'in bu esareti sırasında Oğuzlar başta Merv olmak üzere Horasan'ınbütün şehirlerini istilâ ettiler ve daha sonra Belh ve Merv bölgesine çekildiler.

Bu arada Oğuzlarınönünden kaçmayı başaran Selçuklu vezîri Tâhir b. Fahr el-Mülk'ün gayretleriyle Nîşâbûr'daSencer'in yeğeni Süleymân-şâh b. Muhammed'in sultanlığı ilân edilmişti. Ancak bütündevlet erkânını etrafında toplamağa muvaffak olamayan Süleymân-şâh Merv şehri üzerineyürüdü ise de, Oğuzlar karşısında mağlûp oldu. Vezîr Tâhir'in ölümündensonra da Horasan'ı terk ederek Hârezm'e gitti (1154).

Daha sonra bir kısımSelçuklu emîr ve kumandanları Sultan Sencer'in kız kardeşinin ve KarahanlılardanArslan Hân'ın oğlu Mahmûd'u sultan tanıdıklarını görüyoruz. Irak Selçuklusultanı Muhammed b. Mahmûd ve Hârezmşâh Atsız da onun sultanlığını kabûl etmişlerdi.Fakat Horasan'daki hakîki kuvvet Selçuklu emîrlerinin elinde idi, her bir emîr bir bölgedehâkimiyet kurmuştu. Mahmûd, Oğuzlar ile bir süre mücadele ettiyse de, onları itâataltına almağa muvaffak olamadı. Oğuzlarla mücadele için Hârezmşâh Atsız'a başvurdu.

Mahmûd ve Atsızbirleşme çabaları içinde iken Sencer esâretten kurtarıldı.
Daha sonra Mü'eyed Ay-aba, Oğuzlardan bir grubu kandırmağa ve Sencer'i kaçırmağamuvaffak olmuştu (Ekim-Kasım 1156). Sultan Sencer önce Tırmiz'e, buradan da Merv şehrinegeldi. Ancak kendisi artık yaşlanmış ve esârette çektiklerinden dolayı ruhen çökmüştü.Sultan Sencer devleti diriltmek husûsunda birşey yapamadı, 26 Nisan 1157 tarihinde 71yaşında öldü ve Merv'de sağlığında yaptırdığı muhteşem türbesine gömüldü.Onunla beraber Büyük Selçuklu Devleti geride parlak bir geçmiş bırakarak tarih sahnesinden çekildi.

     ANA SAYFAYA DÖN   

KONUNUN BAŞINA DÖN

 
 
Z i Y A R E T C i - D E F T E R i
orhanyildiz.tr.gg
A N A - S A Y F A Y A - G i T
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol