İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  SANAT AKIMLARI
 


Sanat Akımları

Sanatta görüş,duyuş,anlayış bakımından yenilikler ortaya koyan,farklılık gösteren harekete "sanat akımı" denir. Bir başka deyişle belli bir tarihsel süreçte aynı sanat anlayışına sahip sanatçıların oluşturduğu topluluktur akım.
Hemen her sanat akımı ortaya çıktığı dönemden itibaren belli bir süre edebiyat ortamında kendine yer edinmiş, bu akımın temsilcileri ortaya koyduğu yapıtlarla toplumda yankı uyandırmışlardır.
Sanat akımları,yepyeni bir düşünce ortaya atarak toplumların günlük yaşamında,özellikle de kültürel yaşamında önemli değişiklikler meydana getirmiştir.
Sanat akımlarının çoğu,varlıklarını kendinden önceki akımın varlığına borçludur. Çünkü birçok sanat akımı,kendinden önceki sanat akımına tepki olarak ortaya çıkmıştır.

Art Nouveau
Art Nouveau zarif dekoratif süslemelerin ön plana çıktığı, kıvrımların ve bitkisel desenlerin sıklıkla kullanıldığı bir sanat akımıdır.Köklerinin Britanya merkezli Arts&Crafts hareketine dek gittiği söylenebilir. Avrupa ve Amerika’yı etkilemiştir.
19.YY sonu ve 20. YY başında etkili olmuş bu akım ülkemizde 1900 Sanatı ya da Yeni Sanat adlarıyla anılmakla birlikte birçok Avrupa ülkesinde bölgesel olarak değişik adlarla anılmış , adlara uygun olarak ta uygulamaların niteliklerinde değişiklikler görülmüştür.
Modern Style, Yellow Book Style, Fin de Siecle Style, Jügenstil, Secession Stil bölgesel olarak kullanılan adlara örnektir. Stilin ilk aşamalarındaki mimarlıkta aşamalar daha belirgindir; kullanılan abartılı barok stili benzeri dekoratif bezeme ve süslemeler sebebiyle Floral Style, Style Coup De Fouet(Kamçı Vuruşu Stili) ve Style Angouille (Yılanbalığı Stili) olarak da anılmıştır.
Ortaçağ gotik sanatını savunan İngiliz estetikçi ve tarihçi John Ruskin’den etkilenen; Praeraphaelit grubu üyesi William Morris, mutlulugun el emeğiyle elde edilebileceği, işçi kesiminin yasama sevincine bu tür çalışma ile ulaşabileceği inancındaydı . İnsan ile maddenin arasına giren makinenin , dolayısıyla endüstriyel gelişimin güzelliği yok ettiği görüşündeydi.Yalnız ve yalnız insan elinin maddeye can verebileceği , ortaçağ sanatçılarının eserlerinin mükemmelliğinden aldıkları zevkle özgür ve mutlu olduklarını savunuyordu.
Sosyalist fikirlere sahip W. Morris, sanatı ,el emeği niteliğiyle geniş halk topluluklarına mal etmek suretiyle demokratlaştırmak istemiş,sanat kurumları açmış ayrıca imal ve satışın bir arada gerçekleştiği atölye-mağazası Morris Company’i açmıştır(günümüz meslek okulları niteliğinde).
Doğruluğu tartışıladursun W.Morris’in bakış açısı birçok sanatçı tarafından benimsenmiş,desteklenmiş ;bu yolla el sanatlarına dayalı bir sanat akımı oluşmuştur.Endüstriyel gelişmelerle ev yapımı ürünlerin pahalı kalmasıyla fakir işçi kesim yerine zengin koleksiyonculardan rağbet görmüştür.Kısaca endüstriye yenilmiştir.
Art Nouveau ismi 1896 yılında Paris’te açılmış olan ,dekoratif mobilya ve aksesuar satan bir mağazadan gelmektedir.Devlet salonuna kabul edilmeyen sanatçıların da bu tur eşyaların alım satımıyla ilgilenmeye başlamasıyla akım güçlenmiş ve anti akademik bir nitelik kazanmıştır.
Art Nouveau zamanla klasizmi reddetmiştir. Bu toplumsal değişimi de yansıtan bir durumdur. Darwin sonrası bir toplumda, Tanrının varlığının ancak sorgulanabildiği bir zamanda, insan ruhunun karanlık yanları ortaya çıkmaya başlamıştı. ”Fin de siecle” yani “yüzyılın sonu” sanatçıları ve yazarları sis ve loşluğu parlak gün ışığına yeğlerler. Paris gece hayatından,dansçılar ve hayat kadınlarından ilham alan grafik çalımsalar,mimaride Victor Horta’nın Loie Fuller’e tasarladığı tiyatro binası bunu kanıtlar niteliktedir.
Klasizme sırtını dönen Art Nouveau sanatçıları ilhamı öncelikle doğada aramışlardır.Bitkisel motifler,kadın figürleri kıvrılan bükülen çizgiler akımın etkilediği her alanda kullanıldı.Bitkileri ve hayvanları düzenli kompozisyonlarda statik bir formda kullanan eskilerin aksine doğanın dinamik kuvvetleri dile getirilmeye çalışılmıştır.
Demirin yapı malzemesi olarak kullanılması (1889 Paris Fuarı için yaptırılan Eiffel Kulesi) mimari için önemli bir devrim hareketi olmuştur. Demir; metro girişlerinde, yapıların değişik bölümlerinde, günlük yaşam araç ve objelerindehem fonksiyonel hem de süs olarak (fer forge) değerlendirilmiştir.
Demirin kullanımının yanı sıra Art Nouveau’nun karakteristikleri : camın (vitray) yoğun kullanımı bunun bir sonucu olarak ışık ve aydınlatma çözümleridir. Aydınlatmanın önem kazanmasıyla cam pencerelerle aydınlatılan(misterious light) merdiven yada hollerin merkez olarak yerleştirildigi yeni bir plan düzenine gidilmiştir.

Art Nouveau mimarlık sanatı 3 aşamada incelenebilir:

  • 1896-1900yılları arasında başka stillerin yansımalarının net olarak görüldüğü bu dönemde Neo-Barok denilebilecek motifler ve bitkisel bezemeler ön plandadır.
  • “Gotik’i taklit ya da tekrar etmemeli sadece (ona) devam etmeliyiz” diyen Anton Gaudi yapıtlarında renkli yüzeyler, dalgalı formlar bol dekorasyon ve organik motifler kullanarak bu akımın ilk örneklerini yaratmıştır. Gotik mimari ve Catalan mimarisinin bir sentezi de sayılan yapıtların her yerinde süsleme öğeleri olarak bükük, kıvrık çizgili hacimler kullanılmıştır.
  • 1905-1914 yılları arası geçiş aşamasıdır.Bu dönemde dekoratif süsler sadeleşmiş ,çizgiler stilize edilmiş,eğri çizgiler çokgen ve küpler oluşturmaya başlamıştır.

1925’te uluslararası stil uygulamaya geçmiş; eğriler-geometrik figürler, yoğun dekor-sistematik sadelik, fantezi-fonksiyon paralellikleri vardır.
Art Nouveau'nun el sanatlarını yayma ilkesi 20 y.y.da endüstriyel tasarım ekonomik ilkesini oluşturmuş ,el sanatlarının fonksiyonel olması gerekliliği vurgulanmıştır.Mimarlıkta da form fonksiyonu izler. Style Internationale aynı zamanda kübik hacimler oluşturur,düz yüzeyler teras nitelikli katlar bu formları tamamlar; yalınlaşan tasarımda yüzeyler dik açılarla birleşir.Bu mimari stilinin tanınmış temsilcileri arasında Le Corbusier,Walter Gropius,Mies Van Der Rohe, Avlar Aalto sayılabilir.

Ashcan Ekolü
New York'lu 20.yüzyıl başında aktif bir realist sanatçı grubu. Akademi tarafından kabul gören konuları reddetmiş; hayatın (ve şehir hayatının) tekdüze hatta bazen rahatsız edici ve çirkin yanlarına yoğunlaşmışlardır.

Barbizon Ekolü
Barbizon ekolü, 19. yüzyılda Fransız bir ressam grubu tarafından uygulanan manzara resmi tarzını tanımlamak için kullanılır. Daha önceki idealize manzara resmi reddedilmiş, çoğunlukla açık havada doğrudan gözlem yoluyla daha serbest ve gerçekçi eserler meydana getirilmiştir.

Barok
Avrupa'da yaygınlaşan Barok sanatta bir anlatım biçimidir. Aslında başlangıcı ve bitişi için kesin bir tarih verilemez ama 16. ve 18. yüzyılları arasında oluşup şeklini almış bir dönemdir. Mimarlık, müzik, resim ve heykelin etkileyici temalar altında birleştirilmesi amacını güder. Abartılı hareket duygusu ve net gözüken detayları ile dönemin müzik ve edebiyatında da kendini gösterir. Yoğun bir etki bırakan bu anlatım biçimi kendi alanında fazla eser verildiğinden bir dönem adı olarak anılmaya başlanmıştır. 1600'lerde Roma'da kilise etkisinde doğmuşsa da tüm Avrupa'ya yayılmıştır.
Mimaride Mimar Louis Le Vau ve bahçeci Andre Le Notre tarafından yapılan Versailles Sarayı , Barok Mimarisinin en tipik örneklerindendir. Bunun yanında resimde Caravaggio, Rembrandt, Rubens, Vermeer; heykelde Gianlorenzo Bernini; müzikte Johan Sebastian Bach, Antonio Vivaldi, L'Estro Armonico, Domenico Scarlatti, Georg Friedrich Handel, Georg Philipp Telemann Barok tarzında eser vermiş kişilere örnek teşkil edebilir.

Dışavurumculuk
Doğanın olduğu gibi temsili yerine duyguların ve iç dünyanın ön plana çıkarıldığı 20. yüzyıl Avrupa sanat akımı. Bozunmuş çizgi ve şekiller, abartı renkleri ile duygusal bir iz bırakmayı hedefler. V,ncent van Gogh bu hareketin öncüsü kabul edilir.

Erotik Edebiyat
Erotik edebiyat, birey ya da topluluk olarak insanın erotik yaşamını gözlemci, itirafçı, eleştirel, dadaist ve benzeri şekillerde ortaya koyan edebiyat türüdür. İlk ve en başarılı örneklerini Pierre Louys, Sappho, Marquis de Sade gibi isimler vermiştir.
Fransız edebiyatında asıl yerini bulan bu tür, Geç Amerikan döneminde de büyük ilgi görmüştür. Dünya genelinde, bu türdeki eserlerin büyük çoğunluğu başta sansürlemeye, yasaklamaya uğramıştır.

Fotorealizm
Fotorealizm, fotoğraf, özelliklerinin ve kalitesinin resmedildiği, 1960 ve 1970'lerde yaygın bir akımdır.

Happening
Happening, teyatral doğası olup senaryo dahilinde olmadan, doğaçlama yoluyla yapılan bir çeşit sanatsal etkinliktir. Terim olarak ilk defa Allan Kaprow'un "6 Bölümlük 18 Happening" (18 Happenings in 6 Parts) isimli eserinde kullanılmış ve yaygınlaşmıştır. Slayt gösterileri, dans, koku ve tad gibi hislere hitap eden etkinliklerin sahnelenmesi ve tecrübe edilmesi ön plana çıkar. Birçok örneğinde izleyici katılımı önemlidir ve ortaya çıkan estetik etki, tecrübe edilen etkinliklerin bileşimidir.
Claes Oldenburg'un "Dükkan" (Store) (1961), "Oto-bedenler" (Autobodies) (1963), ve "Yıkamalar" (Washes) (1965); Robert Rauschenberg'ün "Harita Odası II" (Map Room II) (1965); Robert Whitman'ın "Amerikan Ayı" (The American Moon) (1960); and Kaprow'un "Çağrı" (Calling) (1965) isimli eserleri önemli happening'ler arasında sayılabilir.

Minimalizm
Minimalizm, modern sanat ve müzikte, kökeni 1960'lara giden, sadelik ve nesnelliği ön plana çıkaran bir akımdır. ABC sanatı, minimal sanat gibi tabirlerle de anılır.

Görsel Sanatlarda Minimalizm
Soyut dışavurumculuğun biçime ve duyguya verdiği aşırı öneme karşı bir tepki olarak, nesnenin nesne olma özelliğine dikkat çekmek ve ifade, tarihsel, sembolik anlamlarını minimuma indirmek amacıyla hareket eden minimalist sanatçılar, nesnelere ve nesnelliğe olan bu ilgi nedeniyle genellikle heykel üzerinde yoğunlaşmışlardır. Bu alandaki önemli isimler arasında Carl Andre, Sol LeWitt, Robert Morris, Richard Serra, Donald Judd, Dan Flavin sayılabilir. Süreç Sanatı, arazi sanatı, performans sanatı ve enstalasyon sanatı minimalizmden etkilenerek ortaya çıkmıştır.

Müzikte Minimalizm
Görsel sanatlara benzer şekilde, müzikte de minimalizm, biçimciliğe tepki olarak çıkmış, müzikteki duygusal sterilliği, entellektüel karmaşıklığı ve diğer biçimleri ortadan kaldırma amacı gütmüştür. Tarihi veya duygusal izlenimleri en aza indirgemek için melodi ve harmonide basitlik ön plana çıkarılır, tekrarlara önem verilir. Elektronik enstrümanların kullanımı da bu amaca uygun olduğundan yaygındır. Minimalist besteciler arasında Philip Glass, Steve Reich, Terry Riley, La Monte Young ve John Adams sayılabilir.

Modernizm
Kültürel anlamda modernizm, 19. yüzyılda geleneksel anlamdaki edebi, sanatsal, sosyal organizasyon ve gündelik yaşamın geçerliliğini yitirdiği fikriyle ortaya çıkmıştır.

 
 
Z i Y A R E T C i - D E F T E R i
orhanyildiz.tr.gg
A N A - S A Y F A Y A - G i T
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol