Duyu Organlarımızın Sağlığı
Duyu organlarımızın sağlıklı kalabilmeleri için onları düzenli olarak kontrol ettirmeliyiz.
Göz sağlığımız için;
• Gözlerimizi temiz tutmalıyız. Başkalarına ait havlu ve gözlükleri kullanmamalıyız.
• Televizyonu uzun süre ve yakından izlememeliyiz.
• Okuma sırasında gözlerimiz ile kitap arasındaki uzaklığın
20–35 cm olmasına dikkat etmeliyiz.
• Gözlerimizi aşırı ışıktan korumalıyız.
• Gözlerimizin görme yeteneğini artırmak için A vitamini içeren besinler yemeliyiz.
Kulak sağlığımız için;
• Kulaklarımızı temiz tutmalıyız.
• Kulaklarımızı soğuktan korumalıyız.
• Kulaklarımızı sert cisimlerle karıştırmamalıyız.
• Kulaklarımızı dış darbelerden korumalıyız.
• Yüksek sesli ortamlarda bulunmamalıyız.
• Patlama sesi gibi şiddetli seslerin olduğu ortamlarda, oluşan basıncın kulak zarımıza zarar vermesini engellemek için ağzımızı açmalıyız.
Burun sağlığımız için;
• Burun kıllarını koparmamalıyız.
• Burnumuzu karıştırmamalıyız.
• Sigara içmemeliyiz.
• Ne olduğunu bilmediğimiz ya da kokusu keskin olan maddeleri koklamamalıyız.
Deri sağlığımız için;
• Derimizi ezilme, kesilme ve yanmalardan korumalıyız.
• Vücudumuzu temiz tutarak deri üzerinde mikropların üremesine engel olmalıyız. Bunun için derimizin üstündeki kirleri ve ölü hücreleri, sık sık yıkanarak vücudumuzdan uzaklaştırmalıyız.
Dil sağlığımız için;
• Ağız temizliğine önem vermeliyiz.
• Çok sıcak ya da çok soğuk yiyecek ve içeceklerden kaçınmalıyız.
• Alkol ve sigara kullanmamalı ve dilimize zarar verebilecek bazı kimyasal maddelerden uzak durmalıyız.
Sağlığın en iyi korunması,hastalanmamaktır.Hayat biçim ve dengeli beslenmek hastalıklardan korunmanın en iyi yoludur.
Duyu organlarımız bizlerin dünyaya açılan yerleridir. Gözlerimiz, kulağımız, ağzımız, burnumuz…Hepsi dünyada neler olup bittiğini bilebildiğimizi gösterir. Duyu organlarımızdan biri hastalandığı takdirde bir bir yerimizde eksik muhakkak hissederiz. Duyu organları hastalıkları nelermiş birlikte göz atalım, ve belirtileri varsa hemen tedbirimizi alalım.
Burun Hastalıkları
Saman nezlesi : Basit nezle ve saman nezlesi olmak üzere iki tür nezle söz konusu olabilir. Saman nezlesine buğdaygillerin çiçektozları yolaçar. Buruna giren çiçektozları burunda alerjik bir tepki doğurur. Bu bakımdan, teşhis, mayıs haziran aylarında, çoğu zaman bir kır gezintisinden sonra başgösteren gözyaşı akıntılı aksırık nöbetlerine dayanır.
Burun kanaması : Yerel bir tahriş ya da bir polip söz konusu değilse, bu kanamanın nedenini genel durumda aramak gerekir. Burun kanaması örneğin yüksek tansiyondan ya da karaciğer sirozundan ileri gelebilir.
Kulak Hastalıkları
Sağırlık : işitme yeteneğinin az ya da çok yitirümesidir. Kulak yolunun kirlenip tıkanması gibi basit bir nedenden Heri gelebileceği gibi, bazen çok karmaşık nedenlerle de ortaya çıkabilir. Bu durumda, temel nedenler kulak yangısı, otoskleroz, damar bozuklukları, beslenme bozuklukları (azot eksikliği, şeker hastalığı), bulaşıcı hastalıklar (tifo, frengi), zehirlenme, kafatası veya ses travması (örneğin kazancılarda görülen hastalık), ya da sinirsel bir hastalık olabilir.
Kulak yangısı : işitme organının yangılanmasıdır. Bu hastalığa streptokok, pnömokokgibi çeşitli bakteriler yolaçabilir. Genellikle bir burun ya da boğaz yangılanması sonucunda veya grip, kızamık, kızıl gibi hastalıklar sırasında ortaya çıkar. Dikkati çeken ilk belirtiler kulak ağrılarıdır. Bazen de bir irin akıntısı göze çarpabilir. Bu durumda, hemen bir uzman doktora başvurmak gerekir. Çünkü, süreğenleşme tehlikesinin dışında, daha başka birçok tehlikeler söz konusu olabilir, yavaş yavaş sağırlaşma, mastoidit, menenjit, kulaktan yayılan genel hastalık durumu bu tehlikelerden bazılarıdır.
Mastoid yangısı: özellikle süt bebeklerinde, ivegen bir kulak yangısının başlangıcından iki ya da üç hafta sonra ortaya çıkan sürekli irin dkıntısıyla kendini gösteren bir hastalık durumudur. Mastoidit de denir. Delme işlemi uygulansa bile, ateş düşmez ve mastoid çıkıntısı üzerinde bir ağrı belirir. Bu hastalık sinüslerde tromboza, ivegen bir menenjite ya da beyin Apselerine yolaçması nedeniyle çok ciddî bir hastalıktır. Antibiyotik tedavisi olumlu sonuç verir.
Baş dönmesi : Uzayın üç boyutundan biri içinde yer değiştirme duyumları olarak tanımlanabilir. Krizlerle ortaya çıkar ve travma izleri, beyin uru, plaklı skleroz, damar sertliği, zehirlenme kökenli (alkol ya da tütünden ileri gelebilir) sinir yangısı, hatta basitçe bir kulak yangısı gibi çok çeşitli nedenlerden ileri gelebilir. Yalnız başına veya kulak uğultusuyla sağırlıkla, mide bulantılarıylaya da kusmalarla birlikte görülen baş dönmesi daima çok ciddiye alınmalıdır. Bu durumlar kulak burun boğaz uzmanının derinlemesine bir muayenesini gerektirir.
A) Kulak zarı
Çekiç kemiğinin başı (A), sapı (B) ve örs kemiğinin kolu (C) saydam olarak görülmektedir.
B) Orta kulaktaki kemik zinciri
1) Çekiç
2) örs
3) Üzengi
C) Üst solunum yollarının yandan kesiti Burun boşluğunun yan çeperinde, üst (1), orta (2) ve alt (3) boynuzcuklar, yutak (4), ağız boşluğu (5), soluk borusjj (6) ve yemek borusu (7) görülmektedir.
Göz Hastalıkları
Kaşlar: Kaşlarda kistler ve çıbanlar oluşabilir.
Gözkapakları: Flegmon, yılancık, egzama, göz zonası kolayca tanınabilen gözkapağı hastalıklarıdır. Şalazyon yangılı olmayan bir kisttir. Deriye bağlanmaz ve gözkapağı kenarından uzakta yer alır. Çoğu zaman kadında âdet kanamaları sırasında kendiliğinden belirir.
Arpacık bir kirpiğin kökünde, gözkapağı kenarında beliren yangılı bir çıbandır. Gözkapağının yangılanması ise blefarit olarak adlandırılır.
Yaşlılık ya da yara izi nedeniyle meydana gelen büzülme sonucunda gözkapağının kenarı dışa doğru kıvrılırsa, bu durum ektropiyon adını alır. Bu durumdaki bir gözün mukozalı yüzeyi karşıdan bakılınca rahatça görülür. Ektropiyonun tersi duruma antropiyon (çipil göz) adı verilir. Antropiyonda, gözkapağı içe doğru kıvrılır. Bu ise kirpiklerin saydam tabakayı zedelemelerine yolaçar.
Üst gözkapağının aşağıya doğru sarkması ptosis olarak adlandırılır. Bunlardan başka, gözkapağında deri kanserlerine de rastlanabilir.
Göz sümüksel zarı : Saydam tabakanın yakınında mercimek iriliğinde sarımtırak renkli bir birikintinin belirmesi sık görülen bir durumdur. Bu leke “pinguekula” olarak adlandırılır. Olgunluk çağında, göz sümüksel zarında üçgen biçiminde bir kıvrım belirir. Bu üçgenin bir ucu saydam tabaka üzerine uzanır. Pterigliyon olarak adlandırılan bu durum bazen pinguekula ile birlikte görülür. Saydam tabaka yangılanmaları çeşitli biçimler gösteren konjonktivitlerdir.
Konjonktivitlerin en basiti hava akımında kalmaktan doğar. Bu durumda göz kızarır, gözkapakları birbirine yapışır; gözkapağının altında kum varmış izlenimi belirir. Bundan başka, mikrop kökenli ve irinli olabilen daha ciddî konjonktivitler de vardır. Bunlar tehlikeli olabilirler.
En ciddi olanlarından biri gonokokun yolaçtığı konjonktivittir. Bu hastalık saydam tabakada bozukluklar meydana getirir. Üzerinde durulması gereken bir hastalık da, tanecikli konjonktivit ya da öbür adıyla trahomdur. Trahom saydam tabakada ülserleşmeye yolaçar, bazen de körlüğe neden olur.
Gözyaşı yolları: Süreğen gözyaşı akması özellikle yaşlılarda görülür. Bu duruma blefarit ile bir gözyaşı yolları hastalığının birlikte bulunması yolaçar.
Saydam tabaka : Olgunluk çağında saydam tabaka çevresinde beyazımtırak bir şerit belirmesi sık görülen bir durumdur. Yaşlılık halkası yada jerontokson olarak adlandırılan bu şerit, kolesterin sızmasının söz konusu olduğunu gösterir. Kare-titler (saydam tabaka yangıları) saydam tabaka üzerinde basit sivilcelerle ya da çoğu zaman önemli izler bırakan bir ülserleşmeyle ortaya çıkar. Yüzeysel bir keratitten sonra beliren beyaz lekeler birer yara izi niteliği taşırlar. Çoğu durumlarda, bunlar frengi kökenlidir.
iris : özellikle ışığa karşı ağrılı tepki, gözyaşı akması, göz kızarması, iriste renk bozulması, gözbebeği daralması, iris yangılanmasının (iritis) başlıca belirtileridir. Yangılanma silyer çembere de yayılabilir. Bu durum iridosiklit olarak adlandırılır. İridosiklite frengi, ivegen romatizma, şeker hastalığı ya da çeşitli zehirlenmeler yolaçabilir. İris yangılanması acele bir tedaviyi gerektirir. Vakit geçirilmeden bir göz doktoruna başvurulmalıdır.
Camsı madde : Camsı maddede meydana gelen en ağır hastalık glokom (karasu hastalığı)dır. Bu hastalığa göz basıncının aşırı yükselmesi yolaçar. Hastalık uzman bir doktor tarafından acele tedavi edilmelidir. Bu tür hastalıklar iris yangılanması ve saydam tabaka ülserlerinin delinmesi sonucunda da ortaya çıkabilir. Glokomun ivegen biçimi çok ani olarak çoğunlukla gece mide bulantılarıyla birlikte ortaya çıkar.
Göz kızarır ve ağrılı bir durum alır. Saydam tabakada bir bozulma başgösterir. Camgöbeği rengini alan gözbebeği genişler ve görme yeteneği ortadan kalkar. Görme yeteneği daha ilk nöbette kesinlikle yitirilebileceği gibi, ard arda gelen nöbetler sonucunda yavaş yavaş da ortadan kalkabilir. İvegen krizden önce bazı uyarıcı belirtiler ortaya çıkabilir. Bakılan ışık kaynaklarının çevresinde çok renkli halelerin belirmesi, alında ağırlık duyulması bu belirtiler arasındadır. Ancak bu gibi belirtNere önem verip bir göz doktoruna başvuranların sayısı çok azdır.
Göz merceği: Katarakt yani göz merceğinin saydamlığını yitirmesi özellikle şeker hastalarında ve yaşlı kişilerde görülen bir göz hastalığıdır. Görme yeteneği hızla azalır, gözbebeği gri ya da beyazımsı bir renge bürünür. Vücudun bütünüyle ya da bir bölümüyle ilgili engeller yoksa, ameliyata başvurmak tek çaredir Bu tür ameliyatlargünümüzde daha da kolaylaşmış ve sık sık yapılmağa başlanmıştır.
Bir önceki yazımız olan Böbrek Hastalıkları başlıklı makalemizde böbrek ağrısı, böbrek hastalıkları ve böbrek taşı hakkında bilgiler verilmektedir.