İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  NiKAH SUT NAFAKA iLE ALAKALI HUKUMLER
 


NİKÂH, SÜT, NAFAKA V.S. ILE ALÂKALI HÜKÜMLER

Başkası ile yaptığı zinadan hamile kalan kadını doğumdan önce, bir diğer kişinin nikâhlaması caizdir. Ancak doğumdan hemen sonra cinsel ilişki de bulunması caiz değildir.

Şahidler huzurunda mehir belirlemeksizin veya belirlenerek meselâ; Ahmet Efendi, Mehmet Efendiye, "Küçük kızım Zeyneb'i küçük oğlunuz Mustafa'ya verdim" dese oda "Aldım" dese nikâh gerçekleşmiş olur.

Zina ile kendinden hamile kalan kadını, doğum yapmadan önce nikâhlamak ve onunla cinsel ilişkide bulunmak caizdir.

Şer'an muteber olan ikrâh(baskı) ile nikah sahih olur. (Imam-ı Şafi'ye göre sahih değildir) Ancak karı ile koca olacak olanların denk olması gereklidır.

Evlendiği kadın evlendiği tarihten itibaren dört aydan -velev bir gün eksik dahi olsa- kısa bir müddet içerisinde uzuvları belli olmuş ölü bir çocuk dünyaya getirse nikâh fasid olur. Dört ay ve sonrasında dünyaya getirse nikah caiz, çocuğun nesebi de sabit olmuş olur.

Başkasına olan borcundan dolayı hapsedilen kadının hapis süresince nafakası kocası üzerine gerekli olmaz.

Kocası başka bir memlekette olan kadına, adil (sözüne özüne güvenilir) bir kişi gelip "Kocanız vefat etti" dese, kendisi de inanıp iddet, bekledikten sonra başkası ile evlenebilir.

Kocası diğer bir memlekette olan kadına güvenilir bir kişi "Kocan seni boşadı" dese, iddet bekleyip evlenmesinde bir sakınca yoktur.

Kocası olduğunu bilmeyerek evlenen ve kendisiyle cinsel ilişkide bulunulan bir kadının gerçek kocasının daha sonra belli olmasıyla ilk kocası ile araları ayrılsa, iddet beklemesi gerekli olur.

Esir olan kişinin karısı başkası ile evlendikten sonra, esir olan koca gelse karısını geri alabilir.

"Kocam vefat etti" diye başkası ile evlenip çocuk sahibi olan kadının, ilk kocası daha sonra ortaya çıksa nikâh yenilemeksizin iddet bitiminde karısı ile izdivaç muamelesinde bulunabilir.

Kadın ölen yakınları veya kocasına matem tutmak için aylarca siyah elbise giyemez. Kocası için sadece üç gün siyah elbiseyle matem tutabilir.

Kadının kocası bir diğer memlekete gidip bir başka kişi "Falan kişi karısını boşamaya beni vekil etti" dese ve kadını boşasa, kadın da başka birisiyle evlendikten sonra kocası gelse vekâleti inkâr edip, gerçekte de vekâlet sabit olmassa koca karısını geri alabilir.

Koca karısını boşamak üzere, birini vekil tayin ettiğine dair vesika verip o da kabul edip kadını boşasa, iddet bekledikten sonra kadın başkası ile evlenebilir.

Babanın, cinsel ilişki ve halvetten (beraber yalnızca kalmadan) önce boşadığı kadın oğluna haramdır.

Kocasının evinden haksız ve izinsiz olarak çıkıp başka bir mahalde sakın olan kadının nafakası kocası üzerine gerekli değildir.

Cinsel ilişki ve halvetten önce boşanan kadının iddet beklemesi gerekli değildir.

Sahih nikâhla evlenip cinsel ilişkiden önce karı veya kocadan birisi ölecek olsa biri diğerine varis (mirasçı) olabilir.

Mehr-i Muacceli (Peşin mehir) ödenen kadın kendini kocasına teslim etmese naiize olur. Kocası zorla kendisiyle cinsel ilişkide bulunabilir. (Naşize: Kocasının evinden izinsiz çıkıp kendisini haksız yere kocasına yasaklayan kadındır.)

Bakire olmak üzere evlenilen kadın dul çıksa nikâh sahih olur.

Bâlig olan kıza nikâh haberi ulaşsa önce feshedip, (nikâhı geçersiz kalıp) sonra kabul etse yeni bir akde ihtiyaç vardır.

Müslüman kadının, müslüman olmayan erkekle evlenmesi caiz değildir.(Komuniste kız verilmez)

Mût'a nikahı bâtıldır. (Mût'a Nikahı: Belli bir para karşılığında, kadını geçici süre için nikahlamaktır. Bu çeşit evlenme tamamen hükümsüz olduğu için karı kocalık sabit olmayacağından sair hükümler de konu olmaz. Miras, boşama v.s... gibi.)

Kadının yaş, soy, mal, şeref, makam yönünden kocasından aşağı seviyede bulunması, edep, iffet, güzellik açısından ise daha yüksek olması adab-ı muaseret ve terbiye bakımından daha güzeldir.

Bakire veya dul kadını nikahlamak isteyen erkeğin bu kadınların yüz ve ellerine bakması caizdir.

Hünsa-i müşkile kadın hükmündedir. (Hünsa-i Müşkile: Kendisinde hem kadın hem de erkeklik uzvu bulunup birinin işi diğerine galip gelemediğinden durumu müşkil olan kişidir.)

Dokuz yaş ve yukarısında bulunan kız da şehvet olduğu konusunda alimlerin ittifakı vardır.

Erkek, camdan veya kadın su içinde iken veya gayet ince tülbentli iken, erkeklik uzvu hareket edecek şekilde şehvetle bu kadına bakarsa hürmet-i musahere gerekir. (Aynadan tesadüfen görürse gerekmez.)

Müslüman erkeğin dinsiz kadınla evlenmesi haramdır.

Şeriatın cevaz (izin) verdiği işlerde, kadın kocasına itaat edecektir.(Kocanın"Bugün dışarıya çıkma!' demesi gibi) Cevaz vermediği konularda ise itaata mecbur değildir, muhalefetten mesul olmaz.

Kadınların evlerinde oturup ev işleriyle uğraşmaları ibadettir. Bundan dolayı salih(iyi) kocanın, karısına farzların üzerinde ibadet emretmeye hakkıyoktur.

Koca cinsel ilişkide bulunmak istediği zaman kadın kocasının bu isteğine karşı çıkamaz. Eğer bir mazereti varsa kocasına söylemeye mecburdur.

Koca, karısının yakınlarıyla görüşmesine izin verebilir. Fakat kendi evinde gecelemelerine izin vermez ise zorlanılamaz.

Kadının yakınları uzak memlekette olup gidip gelmek zor olursa, koca karısını yılda bir kere onlarla görüştürmeye mecburdur.

Kadının diğer bir kadının karnına şehvetle bakması caiz değildir.

Saliha olan kadınların çarsaflarını çıkararak veya başlarını açarak kötü kadınlara görülmeleri caiz değildir. (Çünkü yabancı erkeklere onlardan bahsedebilirler)

Erkeğin. yabancı kadının yüzüne şehvetsiz bakması haram değildir. Fakat mekruhtur. (Fetevay-i Hindiyye)

Kadının tenasül uzvunun içindeki bir yaradan veya tahammülü mümkün olmayan bir ağrıdan dolayı ölümünden korkulur, tedavi edecek bir kadın da bulunmazsa, erkek doktor yarayı veya ağrının olduğu yeri görebilecek kadar gözünü açması caizdir. (Gözünü kapayabildiği kadar kapamaya çalışacaktır)

Fitne ortamında genç kızın yüzünü açmasına engel olunur. (Mahkeme v.s. yûzün açılmasının mecbûrî olduğu yerler müstesna).

Kadının vücudunda iken bakılması caiz olmayan şeylerin vücuddan ayrıldıktan sonra da onlara bakılması caiz değildir. (Kesip attığı ayak tırnaklarına, başının saçlarına ve pis kıllarına bakmak gibi) (El-Hediyyetü'1-Abiyye)

Şehvetle, kadının giydiği çarşafa bakmak haramdır. Şehvetsiz olursa bir sakınca yoktur. Hatta, vücudunu belli etmeyecek şekilde, üzerini örten elbisesine bakmanın hükmü de aynıdır. (El-Hediyyetü'l Abiyye)

Zaaf derecesinde de deli olan kişiye velisi bir kadını nikahlasa nikah gerçekleşmiş olur.

Şehvet ile dokunulan ve öpülen kadının usulü (kendi üstündeki yakını olan kadınlar) ve furûrü (kendi aşağısindaki yakını olan kadınlar) öpen kimseye haram olur.

Bâlig olan kız nikâh akdine vakıf olup kabul etse, bilâhere kabul ettiğine pişman olsa akdi feshedemez.

Koca, karısının kız kardeşine (baldızına) şehvetle dokunsa karısı kendisine haram olmaz.

Karısının annesine (kaynanasına) kasden olmayıp, şehvetsiz olarak erkeklik aletini gösteren kocaya karısı haram olmaz.

Kişi yabancı bir kadının herhangi bir uzvuna elbisesi üzerinden dokunacak olursa; Eğer elbise kalın olup uzvun sıcaklığını hissetmese hürmet-i musahere gerçekleşmiş olmaz.( Hürmet-i Musahere: Akrabalık sebebiyle meydana gelen haramlıkdır ki nikâhın sahih olmasına engeldir.)

Koca, karısının kızının, şehvet çağındaki kızına şehvetle dokunsa karısı kendisine haram olur.

Kadın, damadına şehvetle dokunsa veya onu öpse ancak boşalmasa (yani menisi gelmese) kızı damadına haram olur.

Kadın, "Kocamın Babası (kaynata) bana şehvetle dokundu" derse, kocası tasdik etmediği sürece kocasıyla nikahı devam eder.

Koca, karısından olan oğlunun şehvetli kızına şehvetle dokunsa karısı kendisine haram olur.

Koca kayın validesinin tenasül uzvunun içine şehvetle bakıp kendinden meni gelmese karısı kendisine haram olur.

Baliğ olan kız şahidler huzurunda birisiyle evlendikten sonra akdi feshedemez (geçersiz kılamaz.)

"Şehvetle dokundu" davasına bir adam iki kadın şahidlik etseler hürmet-i müsahere gerçekleşir.

Kadın, tayın ettiği kimseden başkasına vekilinin kendisini nikâhladığını duyup red etse, bu nikâh bâtıl (hükümsüz) olur.

Kadın kendisine namzet olan erkekten başkası ile evlenebilir.

Kadın dengi olmayan bir erkekle evlense, akraba tarafından velisi olan kişinin bu konuya dair itiraz hakkıyoktur.

Baliğ olan kız birisiyle evlendikten sonra bir diğer kişiyle de evlense ikinci akid sahih değildir.

Sekizyaşında olan bir kızın "Baliğ oldum" şeklindeki ikrarı muteber değildir.

Büyüklük çağında bulunan bir kadın vekili, velisi olmayan bir sahis tarafından evlendirilip mehr-i muaccel (peşin mehir) olarak gönderilen eşyayı kabul etse nikâhı kabul etmiş olur.

Fasid olan şartla kıyılmış olan nikâh bâtıl (hükümsüz) olmaz.

Kâfir olan karı ve koca Islam'la şereflenseler (müslüman olsalar) nikâhın yenilenmesi gerekli değildir.

Şafii mezhebinde olan bir babanın küçük kızını velisi dengi olan Hanefi mezhebinden bir kişiyle evlendirse bu akit sahih olur.

Hanımı müslüman olan kâfir kocaya Islâm teklif olundukda kabul etmese aralarındaki nikâh kaldırılır.

Cinsel ilişki ve halvette (beraber yalnız kalma) bulunmadan önce ölen kocanın hanımı tam mehir alır.

Evli ve hamile olan kadının birinci kocası bilahere ortaya çıkıp, karısını ikinci kocasından ayırsa, kadın doğum yapmadan önce onunla cinsel ilişkide bulunamaz..

Hiristiyan olan bir kadının müslüman olan kocası vefat ettikten sonra, iddet bekleyip başka bir zimmî (Islâm devletindeki yahudi veya hiristiyan) ile evlenmesi caizdir.

Kadın, küçük kızını dengi olmayan birisiyle evlendirse bu nikâh sahih değildir.

Bir kişi kızını evlenmeye namzed gösterip vasîsine (vasiyette bulunduğu kimseye) de kızını evlendirmeyi emretse kızın izni olmaksızın vasî kızı evlendiremez.

Fasid veya bâtıl bir nikâhla evlenen karı-kocadan birisi vefat etse biri diğerine varis olamaz.

Kız "Evliliğe namzettir" deyip, nikâha zorlanamaz.

Koca, karısının emzirdiği kızla cinsel ilişkide bulunsa karısı kendisine haram olur.

Karısının şehvet çağındaki kızı geceleyin korkup kocanındöşeğine girmekle kocanıntenasül uzvu hareketlenir, bazı uzuvları kızın bazı uzuvlarına arada bir engel olmaksızın şehvetle dokunursa, karı kocaya haram olur.

Koca, karısının döşeği zannederek kızının döşeğine girip bedeni bedenine dokunmadan dönüp gitse bu durumda hanımı kendisine haram olmaz.

Babası müslüman olmayan müslüman erkek, Babası müslüman olan kıza denk olmaz.

Koca Islâm'i kabul edip, kadın kabul etmese nikâh devam eder.

Kasden olmayıp, şehvetsiz olarak ayağı kayın validesinin ayağına dokunan kocanın hanımı kendisine haram olmaz.

Kocanın, hanımı ile kayınvalidesinin kız kardeşinin her ikisini nikâhı altına alması çaiz değildir.

Koca, sekizyaşında olan küçük kızını, hanımı zannederek geceleyin şehvetle öpse veya ona dokunsa hanımı kendisine haram olmaz.

Baba, saliha olan küçük kızını dengi olmadığını bilmeden evlendirip, bilâhere duruma vakıf olsa bu nikâhı feshettirebilir.

Bir erkek, kadının bir uzvuna, şehvetle dokunacak olsa, bu kadın, dokunanın oğluna haram olur. Fakat kadının kızı helâldir.

Bulûg çağındaki bakire bir kızı velisi nikâhda cebredemez(zorlayamaz). Nikâh kızın iznine dayalıdır.

Koca, nesebi belli olan karısı için "Kızımdır" dese, karı kocasına haram olmaz.

Bulûg çağındaki kızın huzurunda Babası onu başka birisine nikâhlayıp o da sussa nikâh gerçekleşmiş olur.

Karısının başka kocasının bir diğer karısından olan kızını nikâhlamak caizdir.

Küçük kızın evliliğine velilik konusunda büyükbaba ve anne -baba aynı öz kardeşleri bulunsa, büyükbaba kıza velilik yapar.

Süt kız kardeşinin neseben olan annesiyle evlenmek caizdir.

Annesinin süt kız kardeşiyle evlenmek caiz değildir.

Babasının zina etmiş olduğu kadının kocasından olan kızıyla evlenmek caizdir.

Karısını boşayıp iddeti bittikten sonra karısının kız kardeşini nikâhlamak caizdir.

Kocasının ağzından küfür kelimesi çıkıp bain olarak boşanan bir kadını koca imanını yeniledikten sonra evlenmeye zorlayamaz. (Bain gosama: Iki (Beynunet-i Sugra), veya üç boşama (Beynunet-i Kübra) ile meydana gelen boşama şeklidir.)

Yas bakımından küçük olan karısına "Anamdir" dese kadın kocasına haram olmaz.

Hanımı vefat edince, hanımının üvey annesi ile evlenmek caiz olur.

Karısının ağzından küfür kelimesi çıkıp bain olarak boşandığı zaman, kadına tecdid-i iman (iman yenilemesi) yaptırılır ve nikaha da zorlanılır.

Kadının nikâhında mehir hiç bahsedilmese veya mehre karşı çıkılsa nikâh sahih olur.

Hanımı vefat eden koca bir kaç gün geçtikten sonra, vefat eden kadının kız kardeşini nikâhlasa caiz olur.

Hür dört hanımı olan kişinin birini boşayıp iddeti içinde beşinciyi nikâhlaması caiz değildir.

Yanlış ve kötü tercihi ile meşhur olan kişinin küçük kızını dengi olmayana nikâhlaması caiz değildir.

Bir kaç kadın ile bir odada bulunan kıza erkek "benimle evlenmeyi kabul ettin mi ?" deyip birisi "Ettim" dese, ancak şahidler söyleyenin kim olduğunu bilmeseler, nikah gerçekleşmiş olmaz.

Cinsel ilişkide bulunduğu kadının diğer kocadan olan oğlunun kızıyla evlenmek caiz değildir.

Zina ettiği kadının emzirdiği süt kızıyla evlenmek caiz değildir.

 
 
Z i Y A R E T C i - D E F T E R i
orhanyildiz.tr.gg
A N A - S A Y F A Y A - G i T
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol