İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  SURME CEKMEK SUSLENMEK VE SUSLENMENiN UC SARTI
 


SÜRME ÇEKMEK

Eski çağlara kadar giden bir süslenme vasıtasıdır. Arap kadınları "mikhale" denilen şişeler içerisinde korunan sürme maddesini kendi çocuklarının gözlerine çekerlerdi. Kirpiklerin iç kısmına çekilen sürmenin göze şifa verdiği ve kirpikleri güçlendirdiğine dair rivayetler vardır. Hz. Peygamber (s.a.s) yatmadan önce "ismid" Artimnan adı verilen sürmeyi tavsiye etmiştir (Tirmizi, Libâs).

Isnadı zayıf bir hadise göre kendisi de yatmadan önce gözlerini üçer defa sürmelerdi (Bağavî, Şerhu's-Sünne, XII, 117-119).

Dul kalan arap kadınları yas tuttukları zaman süslenmeyi bırakırlar, tekrar evlenmek istediklerini göstermek için ise süslenirlerdi. Sürme çekmek de evlenmeye hazır duruma gelmenin bir göstergesiydi. Müslim'in rivayet ettiği bir hadis de Ümmü Atıyye şöyle demektedir: "Biz ölüye üç günden fazla yas tutmaktan nehyolunuyorduk, yalnız koca için dört ay on gün müstesna idi: O esnada sürme çekinmez; koku sürünmez ve boyalı elbise giymezdiler" (Müslim, Talak, 66, 67). Dârimî, bir hadise göre oruçlu olanların gündüz değil gece sürme çekmesi istenmişse de (Dârîmî, Savm, 28) devamında bizzat kendisi bunda bir beis görmediğini ifade etmiştir.

Ihramlı iken ise sürme yerine "sabır" denilen acı bir ilacın kullanılmasını Eban b. Osman tavsiye etmekle beraber (Müslim, Hac, 90; Ahmed b. Hanbel, I, 60, 65) kokusuz olan sürmenin çekilmesinde ulemâ bir sakınca görmemiştir (Müslim, A. Davudoğlu Ter. Şerhi, VI, 369).

SÜSLENME

Başkalarının gözüne hoş gelir düşüncesiyle insanın kendince güzel elbiseler giymesi, elbisesine veya vücuduna takılar takması, vücudunun bazı yerlerini boyaması veya saçını, sakalını, bıyığını daha güzel görünüme sokmak için şekil vermesi, kısaca "güzel" görünmek için her türlü nesneden yararlanması.

Kur'ân-ı Kerim'de, " De ki; Allah'ın kulları için çıkardığı süsü ve güzel rızıkları kim haram etti? De ki; O, dünya hayatında inananlarındır; kıyamet günü de yalnız onlarındır." Işte biz, bilen bir topluluk için ayetleri böyle açıklıyoruz" (el-A'raf; 7/32) ayeti müslümanların süslenmesini helal kılmakta; bunu yapmanın karşısında olanları ise helali haram yapmaya teşebbüs ederek haddi aşmakla suçlamaktadır. Bir diğer ayette, denizden çıkarılan süsler, Allah'ın bir nimeti olarak zikrediliyor; "... inci ve mercan çıkar" (er-Rahmân, 55/23). Kadınların süslenmeye yatkınlığına değinilen bir başka ayette ise, onların bu özelliği tabiî karşılanıyor; "Süs içinde yetiştirilip mücadelede açık olmayan..." (ez-Zuhruf, 43/18). "Ahirette müslümanlara vadedilen Cennet ise göz kamaştırıcı güzelliktedir; gözlerinin hoşlanacağı ne varsa oradadır "(ez-Zuhruf, 43/71); "Orada yaslanılacak koltuklar, ipekli elbiseler, gümüş kaplar billur kâseler, zencefil karısımı kâseler, atlastan elbiseler, bilezikler vardır, ne yana bakarsan bak ulu bir saltanat" (el-Insan, 76/11-22):

Müslümanlara helal kılınan süslenmenin sınırları vardır; süslenen, güzelleşerek alımlı hale gelen insan, gurura kapılmamalı; kendisine verilen bu nimetin Allah'tan olduğunu hatırdan çıkarmamalıdır. "Yeryüzünde kabara kabara yürüme. Çünkü sen yeri yırtamazsın; boyca da dağlara erişemezsin" (el-Isra, 17/37) buyuran Allah, müslümanlardan alçak gönüllü olmalarını istemekte; gurur ve kibrin şeytanın bir özelliği olduğunu hatırlatmaktadır.

Müslüman, yeni ve güzel bir elbise giydiği zaman insanların arasında gururlu bir şekilde yürümek yerine, Hz. Peygamber'in talım buyurduğu gibi, "Benim hiç bir güç ve kuvvetim olmaksızın bunu bana giydiren Allah'a hamd olsun! bunun hayrından ve bunun kullanıldığı iyi işin hayrından senden isterim; bunun şerrinden ve kullanılacağı kötü işin şerrinden de sana sığınırım" (Sünen-i Ebu Davud, IV, 717) demelidir. Bir başka hadiste, insanlar karşısında üstünlük sağlamak düşünceşiyle giyinenlerin kıyamet günü rezillik elbisesi giyeceği (a.g.e., 720) haber verilmektedir.

Giyimde asıl olan, tesettüre riayet etmek ve elbisenin temiz olmasıdır. Sade, fazla gösterişli olmayan, insanların arasında göze batmayacak doğal bir görünüm, giyinmenin normal olanıdır.

Erkeklerin süslenmesi: Müslüman erkekler ipekli elbise giyemezler, bu onlara haramdır. Hz. Peygamber ipek giyinen erkekler için "Ümmetimden gelecekte bir takım milletler çıkacak; ipek ve atlası helal sayacaklar. (Bazı sözler söyledi ve) onlardan sonra geleceklerden bir kısmının suretleri maymun, domuz olarak kıyamete kadar değiştirilecek" (a.g.e., 726) buyurmakta ve ipeği "ahirette nasibi olmayanların giyineceğini" (a.g.e., 727) bildirmektedir.

Islam, erkeklerin saç, sakal ve bıyıklarını başıboş bırakmamasını ister. Rasûlüllah'ın saçlarını taradığı, yağladığı bazan uzatıp bazan kısalttığı bildirilmekte; saçı başı dağınık olan bir adam için "Şu şahıs saçını yatıştıracak birşey bulamaz mıydı?" (a.g.e., 740) diye sitem ettiği rivayet edilmektedir. Temiz ve bakımlı tutmak ve toplumla ters düşecek kadar aşırıya kaçmamak şartıyla saçlar uzatılabilir. Sakal avuçlandığı zaman dışarıya taşmayacak kadar uzatılıp, bıyıklar ise dudakların kırmızılığını kapatmayacak şekilde kısaltılmalıdır. Bu ölçüler Rasûlüllahın sünnetidir. Ayrıca Rasûlüllah'ın sakalını boyadığı da bize gelen rivayetler arasındadır. Abdullah Ibn Ömer, "Ben Rasûlullahın sakalını sarıya boyadığını gördüm. Rasûlüllah'a sarı renkten daha sevimli bir renk yoktu..." demiştir (a.g.e., 741).

Güzel koku erkekler için sünnettir. Rasûlüllah sürekli olarak güzel koku kullanır ve bunu Ashabına da tavsiye ederdi: "Dikkat! Erkeklerin kullanacağı koku, renksiz ve kokusu fazla olandır..." (a.g.e., 731).

Erkeklerin kullanmasına izin verilen ve Rasûlüllah'ın da kullandığı diğer bir süs de göze sürme çekmedir. O'nun bir diğer sünneti ise gümüş yüzüktür.

Kadınların Süslenmesi: Kadınlara, yabancıların yanında ve sokağa çıktıkları zaman örtünmeyi emreden Islâm, onlara erkeklerin dikkatini çekecek şekilde kıyafet giymeyi yasaklamış; konuşmalarına ve yürüyüşlerine dikkat ederek kötü bakışlara hedef olacak tavırları sergilemelerine izin vermemiştir. Kadınlar, ince, dar, fazla süslü elbiseler giyemez; erkekler gibi giyinemez ve kokulanamazlar. Kadınlar ancak kocalarının yanında süslenebilirler. Bu ölçüler ışığında;

Kadınlar ipek elbise giyebilir, altın kullanabilirler. Hz. Peygamber bir hadisi şeriflerinde el ve ayaklarına kına sürünmelerini tavsiye etmiştir. Kadın, kocasının yanında güzel kokular sürünüp güzelleşebilir, güzelleşmelidir.

Müslüman erkeklerin ve kadınların evlerinde ve elbiselerinin üzerinde putperestlik eseri taşıyan canlı resimlerin bulunmaması gerekir. Bir hadis-i şerifte, "Gerçekten melekler, içinde suret bulunan eve girmez" (a.g.e., 796) buyuruluyor. Müslüman erkekler kadınlara özenmekten ve kadın elbisesi giymekten, kadınlar da erkeklere özenmekten ve erkek elbisesi giymekten alıkonulmuşlardır; "Rasûlüllah kadın elbisesi giyinen erkeğe, erkek elbisesi giyinen kadına lanet etti" (a.g.e., 764). Müslümanlar gayrı müslimlerin giyimlerini kendilerine örnek alamaz, onlar gibi giyinemezler. Müslümanların günümüzde moda adı altında kâfirlerin âdetlerine göre hazırlanmış elbiseleri giymekten sakınması gerekir. Ayrıca müslümanlar "dişlerini inceltmekten, vücuda dövme yaptırmaktan beyaz kılları yolmaktan... nehyedildiler" (a.g.e., 732).

SÜSLENMENIN ÜÇ ŞARTI:

1. Süslenmek isteyen; güzelleşmekte haram madde içeren kozmetikler kullanmayacaktır. Meselâ bazı kremlerin yumuşatıcı olarak domuz yağı içerdiği; bazı parfüm, deodorant ve spraylerin sarhoş edici alkol. yani "hamr" ihtiva ettiği söylenmektedir. (Alkolün metil alkol gibi sarhoş etmeyen çeşitlerinin haram olmayabileceği de bilinmelidir. Yani islâm'da haram edilen pislik çeşitlerinden sayılan içki, her türlüsü ile alkol değil, sarhoş edicilerdir). Bunların tesbiti ayrı bir çalışmayı gerektirdiğinden, bizim şu anda kozmetikleri bu açıdan ayrıma tabiî tutmamız mümkün değildir.

2. Sağlığa zararlı güzellik maddeleri kullanmayacaktır. Bugün kullanılan çeşitli güzellik malzemelerinin sağlığa zararlı olduğu; cildi tahris ettiği, terlemeyi önledigi için deri solunumunu engellediği, bazı göz makyajı malzemelerinin içerdiği zararlı asitler sebebiyle göze zarar verdiği, kirpik dökülmelerine sebep olduğu, hattâ bu sebeple gözlerin tamamen kör olması olaylarına bile zaman zaman rastlandığı, bazı spreylerin sağlığa zararlı toksitler içerdiğinden, sağlığa solunum yoluyla zarar verdiği, çeşitli krem ve yağların yüksek oranda kansere sebep olduğu, tibbî araştırmalar sonucu zaman zaman kamuoyuna açıklanmakta ve magazinlerde bolca yer almaktadır.

Islâm, tıbba, hüküm koymada itibar eder ve "âdil" bir doktorun "zararlıdır" damgasını vurduğu bir besin, ya da maddenin haram olacağını bildirir.

3. Allah'ın yarattığı şekli, yani fıtratı bozucu bir süslenme yolu uygulamayacaktır. Çünkü bu aslında süslenme değil, Allah'ın beğendiği şekli bozma ve çirkinleştirme demektir. Böyle yapanların Islâm, Şeytanın maskarası ve oyuncağı olduklarını bildirir. Kur'ân-ı Kerîm'de, Şeytanın : "Kuşkunuz olmasın ki, ben onlara emredeceğim, onlar da Allah'ın yaratışını değiştirecekler" dediği anlatılır. (Nisâ (4) 119.)

 
 
Z i Y A R E T C i - D E F T E R i
orhanyildiz.tr.gg
A N A - S A Y F A Y A - G i T
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol