İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  VEREM SAVAS EGiTiM HAFTASI
 


VEREM SAVAŞ EĞİTİMİ HAFTASI

(Ocak ayının ilk pazartesi günü başlayan hafta)

 

Verem aslında çok eski zamanlardan beri insanlar tarafından bilinmektedir.Halkın “ince hastalık” dediği verem hastalığının sebebi “verem mikrobu”dur.

Uzun yıllar belirlenmesi, aşısı ve tedavi yöntemleri olmayan bu amansız hastalık, tıp biliminin ilerlemesi, araştırmaların olumlu sonuçlar vermesiyle günümüzde çaresiz bir hastalık olmaktan çıkmıştır.

Verem, insanlara en kolay ağız ve solunum yoluyla bulaşır. Çocuklara ana babalardan doğum yoluyla geçmez. Yani kalıtsal bir hastalık değildir, veremli ana babanın çocukları verem hastası olarak doğmazlar. Ancak veremli ana babalar sonradan çocuklarına hastalığı bulaştırırlar.

Verem mikrobunu ilk olarak ünlü Alman bilim adamı Robert Koch 1882 yılında

keşfetmiştir. 0 zamanların çaresiz hastalığı olarak bilinen veremi bulmasıyla Robert

Koch, 20. Yüzyılın en büyük bilginlerinden birisi olmuştur.

1 .Dünya Savaşı’ndan sonra verem hastalığı dünyanın tüm ülkelerinde günden

güne büyük bir hızla azalmıştır. Tedavi yollarının bulunması, halkın bilinçlenmesi, tıp

biliminin gelişmesi hastalığın gerilemesinde etkili olmuştur.

Verem hastalığı “Koch basili” denilen mikropla bulaşır. Bu mikrop pis, güneş görmeyen, nemli, havasız, tozlu yerlerde bulunur. insanlara daha çok ağız ve solunum yoluyla geçer. Akciğer veremine yakalanmış birisi caddeye, kaldırıma tükürdüğü zaman tozlara, topraklara bulaşan verem mikrobu rüzgarın etkisiyle havaya kalkar. Nefes aldığımız zaman havaya karışmış olan mikroplar akciğerimize rahatça girer.

Verem, yiyecek, içecek ve eşyalar yoluyla da bulaşır. Veremli hastaların havlularını kullanmak; gömlek, pijama, atlet gibi giysilerini giymek; onların çatal, kaşık ve tabaklarını kullanmak, hastalığın bulaşmasına yol açar. Hastanın kullandığı eşyalar mutlaka iyice kaynatılmalıdır.

Verem hastalığına hayvanlar da yakalanabilir. Sütler iyice kaynatıldıktan sonra

içilmeli, etler de pişirildikten sonra yenmelidir.Verem, çok kolay bulaşan bir hastalıktır. Hastalıklı bir kişiyle öpüşmek, onların öksürürken ya da konuşurken sıçrattıkları tükürüklerden kapmak bile bulaşma için yeterlidir.

Verem:

1. insanların sıkıntılı, üzüntülü olduğu zamanlarda,

2. Bir hastalıktan yeni kurtulup, vücut zayıf düştükten sonra,

3. Vücudu uzun süre yorgun düşürmekle,

4. Güneşsiz, nemli yerlerde uzun süre kalmakla,

5. Havası kirli, kalabalık, çok sigara içilen yerlerde fazla oturmakla,

6. Beslenmeye özen göstermemekle, en sağlıklı insanları bile tehdit edebilir.

Her sağlıklı insan daima uyanık olmalı, veremden korunmak için önlemlerini almalıdır. 

VEREM HASTALIĞI

İnsan sağlığını tehdit eden pek çok hastalık vardır. Bunlardan biri de son derece bulaşıcı ve tehlikeli bir hastalık olan veremdir.Bu hastalığın sebebi, verem mikrobudur, kalıtsal bir hastalık değildir. Verem mikrobu, gözle görülmeyecek kadar küçüktür. İnsan vücuduna girdikten sonra büyük bir hızla üreyip çoğalır, bütün vücuda yayılır.

Veremin belirtileri şunlardır:

Verem mikrobunu kapan kimselerde yorgunluk, iştahsızlık, zayıflama, çabuk yorulma başlar. Geceleri ateş yükselmesi ve terleme görülür. Hasta derinden sarsılarak, cansız ve kesik kesik öksürür.

Verem hastalığına yakalanmamak için:

a) İyi ve dengeli beslenmeli, güneşten, temiz havadan yeterince yararlanmalıyız.

b) Temizliğe çok önem vermeliyiz.

c) Düzenli olarak spor yapmalı, aşırı yorgunluktan kaçınmalıyız.

d) Bulaşıcı bir hastalık olduğu için verem hastalarından uzak durmalıyız.

e) Verem aş ısı olmalıyız.

t) Düzenli beslenmeli, bol vitaminli taze yiyecekleri ve içecekleri tüketmeliyiz. 

VEREMDEN KORUNALIM

Günümüzde kanser, AİDS nasıl tedavisi olmayan, çaresi henüz bulunamamış ürkütücü, korkunç bir hastalıksa, bundan 60-70 yıl öncesinde verem, bunlardan daha korkunç bir hastalıktı. Çünkü o yıllarda tıp bilimi bugünkü gibi gelişmiş, modern bir durumda değildi. Hastalıklardan korunma olanakları yetersizdi. Halk yoksul ve bilinçsiz olduğu için ilaç bulamıyor ya da sağlık kuruluşuna başvurmakta çok geç kalıyordu. Çok bulaşıcı bir hastalık olduğu için girdiği yerde tüm insanları ölüme götürüyordu.

Verem, uzun süre tedavi gerektiren, bulaşıcı bir hastalıktır. Bulaştığı insanları hayatlarını kazanamayacak, yaşamlarını sürdüremeyecek hale getirir. Hastayı; ailesi, çevresi ve toplum için büyük bir yük haline getirmesi nedeniyle verem, sosyal bir hastalıktır. Sadece hastayı değil, tüm toplumu yakından ilgilendirir.

Bu nedenlerle toplum, kişiler ve hasta hijyen kurallarına uymalıdır. İyi beslenmek, düzenli spor yapmak, sağlıklı yaşamın koşullarına uymak gerekir. Bütün bunlar vereme karşı dayanıklılığı artırır, yayılmasını önler.

Yıllar öncesinin en tehlikeli hastalığı olan verem; toplumun bilinçlenmesi, tedavi olanaklarının çok artması, insanların sağlığına gereken önemi vermesi, ana babaların çocuklarını zamanında aşılatmaları gibi nedenlerle artık can alan bir ejderha olmaktan çıkmıştır. Ancak kökü kazınmamıştır. Korunma yollarına, sağlığımıza dikkat etmezsek toplumu, insanlığı tehdit etmeğe hazır bir canavar gibi pusuda beklemektedir.

Veremin çaresi olduğunu bilmeli ama ondan korunmak, ona yakalanmamak

için tüm sağlık kurallarına da uymalıyız. 

VEREM ÇEŞİTLERİ

Halk arasında verem sadece akciğer hastalığı olarak bilinir. Oysa verem basili,vücudumuzda birçok organa yerleşerek hastalığa neden olabilir.Başlıca verem çeşitlerini şöyle sıralayabiliriz:

 

Akciğer veremi:

Anatomik görünümleri çok çeşitlidir. Göğüs ağrıları, öksürük, balgam çıkarma, kanlı balgam, soluk alma zorluğu, ateş, terleme, iştahsızlık, zayıflama durumları hastalığın başlıca belirtileridir.

Miliyer veremi:

Çocuklarda görülen bir çeşididir. Basilin kana geçmesiyle olur. Ateş, titreme,baş ağrısı, dalgınlık hastalığın belirtileridir.

Cinsel organlar veremi:

Hem kadın, hem erkeklerde görülür. Ağrı, şişlik, cilt çıbanları hastalık belirtileridir.

Menenjit:

Verem basilinin beyin ve sinir sisteminde yol açtığı bir tüberkülöz türüdür. Yakın zamana kadar çok tehlikeli olan bu hastalık, çağdaş tedavi yöntemleri sayesinde korkunçluğunu yitirmiştir. Şiddetli baş ağrısı, kusma, ateş hastalığın belirtisidir.

Adenit verem:

Mikrobun lenf bezine yerleşmesiyle ortaya çıkar.

İdrar yolu veremi:

Daha çok yetişkinlerde, yaşlılarda görülür. Böbreklerde ortaya çıkar.

Plörezi:

Akciğer zarında görülen verem çeşididir. 

VEREMDEN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI

Vereme yakalanmamanın ilk koşulu, onun vücudumuza girebileceği tüm kapıları kapatmaktır. Bunun için şunlara dikkat etmek gerekir:

a) Dengeli beslenmek, günlük yeterli kalori, mineral, vitamin ihtiyaçlarını almak.

b) Güneşten mümkün olduğunca çok yararlanmak.

c) Yeterince dinlenmek, günün yorgunluğunu, stresini atmak.

d) Temiz hava almak, ormanlık alanlarda, kırlarda, yeşil alanlarda bol bol gezmek, dolaşmak.

e) Koruyucu aşıları zamanında yaptırmak.(BCG aşısı)

f) Yenen ve içilen besin maddelerinin temiz olmasına dikkat etmek.

g) Verem hastalığı taşıyan insanların yanına fazla yaklaşmamak, eşyalarını kesinlikle kullanmamak.

h) Sütü kaynattıktan sonra içmek.

ı) Her yıl bir sağlık kuruluşunda kontrolden geçmek.

Bu kurallara uyulursa hastalığa kolay kolay yakalanmayız. Zaten en iyisi hastalığa yakalanmamaktır. Ama yakalanılsa bile verem artık rahatça tedavi edilebilen bir hastalıktır. Önemli olan zamanını geçirmemektir.

Hastalığın tedavi edilebilmesi için: Belirtilerini sezdiğimiz, yakalandığımızı hissettiğimiz anda hiç zaman kaybetmeden varsa bir “Verem Savaş Dispanseri”ne gidip muayene olmalıyız. Yoksa sağlık ocakları, devlet hastaneleri başta olmak üzere herhangi bir sağlık kuruluşuna başvurmalıyız.

Unutulmamalıdır ki erken teşhis ve tedavi her hastalıkta olduğu gibi veremde

de çok önemlidir. 

TÜRKİYE’DE VEREMLE SAVAŞ

Verem, yalnız Türkiye’de değil, bütün dünyada insanlığı kemiren en önemli hastalıklardan biridir. Türkiye’de Cumhuriyet’ten önce ve Cumhuriyet döneminin ilk yarısında çok yaygındı. Özellikle İkinci Dünya Savaşı yıllarında ve sonrasında dünyanın her tarafında olduğu gibi Türkiye’de de bu hastalığa tutulanlar çok artmış ve veremden ölümler çoğalmıştır. Sağlık Bakanlığınca 1943-2947 yılları arasında beş büyük şehirde yapılan ölüm tespitlerinde ölüm sebebi olarak veremin daima ilk üç sırayı alan hastalıklar arasında bulunduğu ve veremden ölüm oranının yüzde 13,5’i bulduğu görüldü.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra verem, milli bir sorun olarak ele alındı.(1 945) Gönüllü kuruluşların sayısı üç yıl içinde 48’i buldu. (1948) İstanbul’da bir verem konferansı toplandı. Veremle ilgili kuruluşların ve kişilerin katıldığı bu önemli toplantıda veremin önemli bir halk sağlığı sorunu olduğu ortaya konarak kamuoyuna yansıtıldı. Türkiye Ulusal Verem Savaş Derneği de bu toplantı sonunda kuruldu.(1948) Derneğin başkanlığına Prof..Dr.Tevfik Sağlam seçildi. 15 yıl bu görevde kalan Sağlam, azmi, geniş bilgisi, pratik zekası ve buluşlarıyla verem savaşına önderlik etti, verem savaşının başarıya ulaşmasında büyük rol oynadı. 1948’de 2537 Sayılı Kanunla eğlence yerlerinden belediyece alınan verginin yüzde 1O’unun verem savaş derneklerine verilmesi kabul edildi. Bundan başka Sağlık Bakanlığınca bu derneklere para, malzeme ve personel yardımı yapılması 5368 Sayılı Kanun’la öngörüldü.(1949) Böylece resmT ve gönüllü verem savaş kuruluşlarının tam bir işbirliği içinde çalışmaları sağlandı.

1953’te yurt çapında tüberkülin testi ve verem aşısı (BCG) kampanyasına girişildi. 1960’ta köyler için gezici verem röntgen verem tarama ekipleri kuruldu.Şehirlerde dispanser sayısı artırıldı.

GÜZEL SÖZLER

Veremi bilgi ve sürekli eğitim yener.

Güneş girmeyen eve doktor girer.

Duvarı nem,insanı gam yıkar.

Verem bir afettir.

Derdini saklayan derman bulamaz.

Güneş ve temiz hava verem mikrobunun en büyük düşmanıdır.

 

 
 
Z i Y A R E T C i - D E F T E R i
orhanyildiz.tr.gg
A N A - S A Y F A Y A - G i T
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol