İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  ilk Musluman Turkler
 


İLK  MÜSLÜMAN  TÜRKLER

İlk Müslüman Türkler 

IX. asrınortalarından itibaren gelişen askerî, ticârî ve dini münâsebetler neticesindeTürkler büyük gruplar halinde birbiri arkasından Müslüman olmağa başladılar. IX.Asrın ikinci yarısında Sâmânîlerin hâkimiyetine geçmiş olan şehirlerin (Talas,İsficâb) halkının çoğunluğunun Müslüman olduğunu söyleyebiliriz.

 

Ancak büyük rakamlaraulaşan din değiştirmeler X. asırda başlamıştır. Nasr b. Ahmed'in Talas seferi veİsficab beglerinin faaliyetleri sonunda Balasagun'un batısındaki Ordu şehrinde oturanTürkmen meliki İslam'ı kabul etmiş ve İsficâb beylerine vergi vermeyebaşlamıştır. Türk boyları arasında kalabalık bir grup halinde Müslümanlığıilk kabul edenler, Balasagun ile Talas'ın doğusundaki Mîrkî kasabasında oturanTürkmenler olmuştur. 

İtil Bulgarları 

Türk devletleri arasındaİslam dinini devlet dini olarak kabul eden ilk devlet İtil (Volga) Bulgarlarıdır.Bulgar hakanı Almuş 920- 921 yılında Bağdat Abbasi halifesi el-Muktedir-bi'llah'a birelçi heyeti göndererek İslam dinini öğretecek fakihler, ülkesinde camiler veistihkamlar yapacak ustalar ile yardım olarak para gönderilmesini istemişti. Halifeel-Muktedir, Bulgar hakanının bu isteğini kabul etmiş ve istediği eleman ve parayıHaziran-Temmuz 921 tarihinde Bağdat'dan yola çıkarmıştır. 

Bu heyet yetmişgünlük bir seyahatten sonra Bulgarların başşehri Bulgar'a varmıştır. Bu heyetekatip olarak katılan İbn Fadlan seyahat hatıralarını küçük bir kitap halindekaleme almıştır. Bu eser günümüze intikal etmiştir.

İbn Fadlan'ınverdiği bilgilerden Bulgarlar arasında Müslümanlığın IX. Asrın sonlarına doğruyayılmaya başladığı anlaşılmaktadır. X.asrın başlarında Bulgarların ülkesindemescitler yapılmış ve böylece İdil havzasında İslamiyet kök salmıştır. Bulgarhakanı Almuş da muhtemelen elçi heyetinin Bağdat'dan gelmesinden önce X. Asrın ilk yıllarındamüslüman olmuştur. İslam ülkesine komşu olmamakla beraber Bulgarların devlet diniolarak Müslümanlığı kabul etmelerinde Harezmli tüccarların rolü çok büyük olmuştur.

Hazarların Müslümanlığı 

İslam orduları hemenbütün cephelerde başarılı neticeler alarak ülkeler feth ederken Hazarlar ile girişilensavaşlarda aynı neticeler alınamamıştır. Gerçi Arap orduları bazı seferlerdegalip geldiler ise de toprak kazanamadılar. Halife Ömer zamanında başlayıp Harunel-Reşid devrine kadar fasılalarla devam eden Arap-Hazar mücadelelerinde her iki tarafda ezici bir üstünlük sağlayamamıştır.

Hazarlar arasında Müslümanlığınyayılması bu karşılıklı savaşların sona ermesinden sonra başlayan sulh devresindeve bilhassa ticari münasebetlerin gelişmesinden sonra gerçekleşmiştir. Mervan b.Muhammed'in (737) yılında Hazar başkenti İtil'i zaptıyla neticelenen seferininsonunda, Hazar hakanının Müslümanlığı kabul etmesi şartıyla ülkeyi terk edeceğinibildirmesi üzerine hakan çaresiz bu teklifi kabul etmek zorunda kalmıştır. AncakMervan çekildikten sonra hakan sözde kabul ettiği Müslümanlığı terk etmiş olmalıdır.Çünkü IX. asrın ilk yıllarında hakan ve ailesi Museviliği kabul etmişlerdir.
Bununla beraber yapılananlaşmanın bir şartına göre Mervan, Nuh b. Sabit el-Esedî ile Abdurrahman el-Hulânîadında iki fakihi Hazarlara İslam dinini öğretmeye memur ederek İtil'i bıraktı. Buiki fakih az da olsa Hazarlar arasında Müslümanlığın yayılmasına hizmet etmişlerdir.

X. asrın ilk yıllarında(903) eserini yazmış olan İbn Rusteh, Hazar başkenti İtil'de çok sayıda Müslüman,mescid, imam ve müezzinler bulunduğunu belirtmektedir. İbn Fadlan ise bu bilgilere ilâveolarak hakanın Müslümanları himâye ettiğini ve onların işlerini takip etmek içinhususî memurlar tâyin ettiğini bildirmektedir. Hakan ve devlet erkânının Museviolmalarına rağmen diğer din mensuplarına da müsamahalı davranmaları neticesinde, X.asrın ikinci yarısında Hazar başkentinde 30 câmi ve 10.000 kadar Müslümanınbulunduğu, onların davalarına iki Kadı'nın baktığı devrin kaynaklarınca ifadeedilmektedir. Fakat aynı yıllarda kuzeyden gelen Rusların devamlı saldırıları HazarDevleti'nin zayıflamasına ve daha sonra da yıkılmasına sebep olmuştur. Rus idâresinegirmeği kabul etmeyen Müslümanlar diğer İslam ülkelerine göç etmişlerdir.
Türklerden İslâmiyetikabul eden ikinci büyük grup ise Karahanlılardır.

Karahanlıların sonra üçüncü Müslüman Türk devleti, başşehri Gazne olanGazneliler Devleti'dir. Bu devlet Sâmânîlerin kumandanlarından Alp-Tegin tarafından963 yılında kurulmuştur.
X. asrın başlarındaOğuzların elinde bulunan Yenikent, Huvâre ve Cend gibi şehirlerde ve ayrıca Kârluklarınidaresinde bulunan bazı şehirlerde Müslüman kolonileri bulunuyordu. Bu kolonilerbulundukları bölgelerdeki Türkler ile iyi münasebetler kurmuşlardı. Oğuzlar, medenîseviyesi yüksek olan bu Müslümanlardan İslam dininin esaslarını öğreniyorlardı.Diğer taraftan Mâveraünnehr ve Harezm'den büyük ticari kervanların en uzak ülkelereseyâhat edebilmesi için bir Türk ile dostluk kurması gerekiyordu. Ayrıca Müslümanderviş ve şeyhlerinin de bu arada tüccarlarla birlikte Türk ülkelerine giderek İslamiyetitanıtmaya çalıştıklarını ilâve etmeliyiz.

Tasavvufun Yayılması 

Horasan, İslâmiyettensonra tasavvuf cereyanının başlıca merkezlerinden biri ve belki de birincisidir. Bu yüzdenMaveraünnehr müslümanlaştıktan sonra, bu cereyan, İslamiyetin evvelce takip ettiğiyollardan Türkistan'a girmeye başladı. Herât, Nişâbur ve Merv, IX. yüzyıldamutasavvıflarla dolmaya başladı, X .yüzyılda Buhârâ'da ve Fergana'da şeyhlererastlanıyordu. Hatta Türkler şeyhlerine Bab yani Baba adını veriyorlardı.

Horasan'a herhangi birsebeple gidip gelen Türkler arasından da mutasavvıflar yetişiyordu. Muhammed Ma'şûkTûsi ile Emir Ali Ebû Hâlis Türk idiler. İşte bu gibi çeşitli sebepler tesiriyle Türklerarasında tasavvuf cereyanı yavaş yavaş kuvvetleniyor, Buhâra, Semerkant gibi büyükİslâm merkezlerinden içerilere yayılıyor, din aşkı ile dolu dervişler tarafındanTürkler arasına İslâmiyetin akideleri götürülüyor ve yayılıyordu.

Oğuzların Müslümanlığa Geçmeleri 

Bütün bu gayretlersemeresini vermeğe ve Müslümanlık Türkler arasında süratle yayılmaya başladı.Tarihçiler 960 yılında 200.000 çadırlık Türk halkının Müslümanlığı kabulettiğini belirtirler. Sayı olarak 1.000.000 civarında bur nüfusu ifâde eden bu grubunKarahanlı hanedanının hâkim bulunduğu yerlerde oturan Karluk, Yağma, Çiğil veTuhsi gibi Türk boyları olduğundan şüphe edilemez.

Aynı yıllarda Oğuzlarında gruplar halinde bu yeni dini kabul ettiklerini görmekteyiz. Başlangıçta Oğuz YabguDevleti'nin hizmetinde olan ve fakat bazı anlaşmazlıklar sebebi ile oradan ayrılarakCend şehrine büyük bir Oğuz grubu ile gelen Selçuk'un bu hareketi büyük bir önemtaşımaktadır. Selçuk ve maiyetindeki Oğuzlar burada Müslümanlığı kabul ettiler.

Onun oğul ve torunlarıdaha sonraki yıllarda kendi adıyla anılacak olan Selçuklu Devleti'ni kurmuşlardır.Diğer taraftan Sâmânî Devletini diriltmeği çalışan Ebû İbrahim, Maveraünnehr'iKarahanlılardan geri almak için giriştiği mücâdeleler sırasında bir ara OğuzYabgu'sununyanına giderek onunla ittifâk yaptı, evlenme yoluyla yakınlık kurdu ve sonundaYabgu'yu ve tebasını Müslümanlığa kazandı (1002). Böylece XI. asrın başında OğuzlarınMüslümanlığı tamamlanmış oluyordu.

Oğuzların, Müslümanolmalarının kısa zamanda neticeleri büyük olmuştur. Mayıs 1038'de Selçuk'un torunuTuğrul Beğ adına Nişabur'da hutbe okunarak yeni bir Müslüman Türk devleti, Selçuklularortaya çıkmış oluyordu. Ancak Türkistan'ın doğu ve kuzey bozkırlarında henüz Müslümanolmayan göçebe Türkler vardı. Selçuklu Devleti'nin kurulmasından birkaç yıl sonra(1035-44) on bin çadırlık bir Türk grubu Müslüman olarak aynı yılın Kurban Bayramı'ndayirmi bin koyunu kurban olarak kesmişlerdir. Bu bilgiyi veren İbn el-Kesir, Çinhududundaki Tatar ve Hıtayların dışında bütün Türklerin Müslüman olduklarınıilâve eder

Alp Arslan

Diğer tarafdan Büveyhiler945 yılında Bağdat'ı işgal ettiler. Siyasî birliğin bozulması iktisadi çöküntüyezemin hazırlıyordu. İslam dünyasında bu parçalanma devam ederken Bizans İmparatorluğutoparlanıyor ve İslam Ülkelerine karşı saldırılarını sürdürüyor, toprak kazanıyordu.

İslam dünyasınıparçalanıp zor durumda kaldığı sıralarda yeni bir güç ortaya çıkıyordu 1038 yılındaistiklalini kazanan ve 1040 Dandanakan Savaşı ile İran'da yegane siyasi güç halinegelen Selçuklu Devleti Bağdat'ı Büveyhiler'in tahakkümünden kurtarıp Abbasihalifelerine manevi itibarlarını iade ediyor ve Bizans'a yaptığı seferlerle cihatruhunu yeniden canlandırıyordu. 

Halife Ömer zamanındabaşlayan Anadolu gazaları asırlarca devam etmesine rağmen bu kıtanın fethi bir türlügerçekleştirilememişti. Bu büyük fetih Selçuklulara nasip olmuştu. Anadolu'yu bir TürkMüslüman ülkesi haline getirmede önemli bir merhale olan 26 Ağustos 1071 tarihindekiMalazgirt Savaşının meydana geldiği Cuma günü Abbasi Halifesi Kaim bi'emrillah tarafındanhazırlanan ve aynı gün İslam memleketlerinin minberlerinde okunan hutbe, bu savaşınislam dünyasının kaderi üzerindeki ehemmiyetini ortaya koymaktadır. Hutbede şöyledeniyordu: "Allah'ım İslamın sancağını yükselt... 

Senin dinini şereflive yüce tutabilmek için onu lütufkar ve her zaman müessir olan desteğinden mahrum kılma...Ordusunu meleklerinle destekle, niyet ve azmini hayır ve başarıyla neticelendir. Çünküo senin rızan için rahatını terk etti, malı ve canıyla buyruklarına uymak içinsenin yoluna düştü... Ona zaferi kısmet eyle... Ey Müslümanlar, onun için Allah'adua ve niyazda bulununuz. Allah'ım, onun bütün güçlüklerini kolaylaştır. Ve şirkeonun içinde boyun eğdir."

Haçlı Seferleri 

Anadolu, Suriye,Filistin'in bilhassa Türkler tarafından fethi Avrupa Hıristiyan dünyasında büyükbir heyecanın uyanmasına sebep oldu. Papa II. Urbain'in tahrik ve teşvikleriyle HaçlıSeferleri başladı. Kalabalık ordular halinde Anadolu, Suriye ve Filistin'e gelen Haçlılarile savaşan başlıca kuvvet Türkler idi. 1099'da Kudüs'ün Haçlılar tarafından zabtıve halkının katledilmesinden sonra yakın-doğuda haçlı kontlukları kuruldu. Asırlardanberi Müslüman ülkelerinde kurulan hıristiyan devletlerini ortadan kaldırmak içingirişilen amansız mücadelede haçlılar yavaş yavaş gerilemeye başladılar.

1144'de İmadetdinZengi, Urfa'yı ve 1187'de Selahaddin Eyyübî Kudüs'ü Haçlılardan kurtardılar. MısırTürk Memlüklü Sultanı Baybars, Suriye sahil şehirlerindeki son haçlı kalıntılarınıda birer birer ortadan kaldırdı. Sultan Baybars'ın İslam dünyasına yaptığı ikincibüyük hizmeti bütün Türkistan, Irak ve İran'ı harebeye çeviren ve batıya doğruilerlemekte olan Moğul Ordusunu 1260 yılında Ayn Calut da mağlub ederek durdurmasıdır.Ortaçağın büyük tarihçilerinden Bedrettin El-Ayni "Moğullar'a karşı İslamiyetiTürkler kurtarmışlardır" diyerek Ayn Calut zaferinin ehemmiyetini belirtmektedir.

Diğer tarafdanBaybars, Bağdat'ın işgalinde Moğol katliamından kurtularak Dımaşk'a kaçmış olanEl-Zahirin oğlu Ahmed'i Kahire'ye davet ederek 9 Haziran 1261 tarihinde Halife ilan veona biat etti. Böylece beş asırdan beri İslam dünyasının manevî lideri olan Abbasihilafeti yeniden kurulmuş oluyordu. XIV. Asırdan itibaren İslam aleminin bayraktarlığınıOsmanlı Devleti üstlenecek ve bu vazifeyi asırlarca şerefle yerine getirecektir.

Müslümanlığın Türkler Üzerindeki Etkileri

1144'de İmadetdinZengi, Urfa'yı ve 1187'de Selahaddin Eyyübî Kudüs'ü Haçlılardan kurtardılar. MısırTürk Memlüklü Sultanı Baybars, Suriye sahil şehirlerindeki son haçlı kalıntılarınıda birer birer ortadan kaldırdı. Sultan Baybars'ın İslam dünyasına yaptığı ikincibüyük hizmeti bütün Türkistan, Irak ve İran'ı harebeye çeviren ve batıya doğruilerlemekte olan Moğul Ordusunu 1260 yılında Ayn Calut da mağlub ederek durdurmasıdır.Ortaçağın büyük tarihçilerinden Bedrettin El-Ayni "Moğullar'a karşı İslamiyetiTürkler kurtarmışlardır" diyerek Ayn Calut zaferinin ehemmiyetini belirtmektedir.

Diğer tarafdanBaybars, Bağdat'ın işgalinde Moğol katliamından kurtularak Dımaşk'a kaçmış olanEl-Zahirin oğlu Ahmed'i Kahire'ye davet ederek 9 Haziran 1261 tarihinde Halife ilan veona biat etti. Böylece beş asırdan beri İslam dünyasının manevî lideri olan Abbasihilafeti yeniden kurulmuş oluyordu. XIV. Asırdan itibaren İslam aleminin bayraktarlığınıOsmanlı Devleti üstlenecek ve bu vazifeyi asırlarca şerefle yerine getirecektir.

     ANA SAYFAYA DÖN   

KONUNUN BAŞINA DÖN

 
 
Z i Y A R E T C i - D E F T E R i
orhanyildiz.tr.gg
A N A - S A Y F A Y A - G i T
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol