İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  PEYGAMBER MESCiDi VE SOSYAL iSLEVi
 

Peygamber Mescidi ve Sosyal İşlevi 

Peygamberimiz Medine’ye hicret ettiğinde orada câmi yoktu. Peygamberimiz (s.a.s.) namaz vaktinde nerede bulunursa namazı orada kıldırırdı. İlk mescit, hicretin ilk günlerinde Kuba'da yapıldı.

Hicret sırasında, Rasûlullah (s.a.s.)'in devesinin çöktüğü, Halid b. Zeyd'in evinin karşısındaki boş arsaya mescit yapılacaktı. Neccâroğullarından iki yetim çocuğa âit olan bu arsayı, Neccâroğulları hibe etmek istedilerse de Peygamber (s.a.s.) Efendimiz kabûl etmedi. Bedeli olan 10 miskal (40.9 gr) altını Hz. Ebû Bekir ödedi.

Arsada müşrik kabirleri, yabâni hurmalar ve engebeler vardı. Kabirler başka yere nakledildi, çukurlar düzlendi. Mescidin yapımında bizzât Peygamberimiz (s.a.s.) de bir işçi gibi çalıştı. Temeli taştan, duvarları kerpiçten, direkleri hurma ağaçlarından yapıldı. Üzeri de hurma dallarıyla örtüldü; zemini ise topraktı. Kıblesi Kudüs'e doğru olan bu mescidin, biri mihrabın karşısındaki ana kapı, biri Rasûlullah (s.a.s.)'in evine açılan kapı, diğeri de "Bab-ı Rahmet" denilen kapı olmak üzere üç kapısı vardı. Kıble'nin değişmesinden sonra, ana kapı ile mihrap yer değiştirdiler.

İnşâsı 7 ay süren mescidin bir tarafına Rasûlullah (s.a.s.) ve âilesinin ikameti için odalar yapıldı. Rasûlullah (s.a.s.)'in şu an "Kabr-i Saâdet"inin (mezarının) bulunduğu yer, Hz. Âişe'ye tahsis edilen oda idi.

Mescid ve hücrelerin yapımı tamamlanınca, Hz. Peygamber (s.a.s.) misâfir kaldığı Halid b. Zeyd'in evinden buraya taşındı. Evlâtlığı Zeyd b. Hârise ve Ebû Râfi'i Mekke'ye gönderip kendi âilesi ile Ebû Bekir'in âilesini de Medine'ye getirtti. Kendi âilesi, Hz. Hatice'nin vefâtından sonra evlendiği Zem'a kızı Hz. Sevde ile kızları Ümmü Gülsüm ve Fâtıma idi. Kızlarından Rukiyye daha önce eşi Hz. Osman'la birlikte hicret etmişti. Diğer kızı Zeynep, kocası henüz müşrik olduğu için gelemedi. (Zeyneb, Bedir savaşından sonra hicret edebildi)

Mirâctan önce Müslümanlar akşam ve sabah olmak üzere iki vakit namaz kılıyorlardı. Beş vakit namaz mirâçta farz kılındı. Ancak, Hicretten önce, akşam namazının farzı üç rekât, diğer vakitlerin hepsi de ikişer rekâttı, Hicretten sonra, öğle, ikindi ve yatsı namazlarının farzları dört rekâta çıkarıldı. Sefer zamanlarında ise ilk farz kılındığı sayıda bırakıldı.

İlk Ezan

Mescid-i Nebi'nin inşâsı bittikten sonra, namaz vakitlerinin Müslümanlara duyurulmasına ihtiyaç duyuldu. Çünkü, namaza erken gelenler vaktin girmesini bekleyip işlerinden kalıyorlar; geç gelenler ise cemâate yetişemedikleri için üzülüyorlardı.

Rasûlullah (s.a.s.) vahiy gelmeyen konularda ashâbı ile istişâre ederdi. Bu konuda yapılan istişârede, namaz vakitlerinin çan veya boru çalınarak, ateş yakılarak, yüksek bir yere bayrak çekilerek duyurulması teklifleri yapıldı. Rasûlullah (s.a.s.), "çan çalmak Hıristiyanların, boru çalmak Yahûdîlerin, ateş yakmak Mecûsîlerin âdetidir." diyerek kabûl etmedi. Bayrak çekme teklifi de beğenilmedi. İstişâre sonunda hiç bir şeye karar verilemedi.

Ensârdan Zeyd oğlu Abdullah, rüyâsında elinde çan bulunan birini görmüş, namaz vakitlerini duyurmak için bu çanı satın almak istemiş, Rüyâsında gördüğü bu zât ona:

-"Ben sana daha güzelini öğreteyim" diyerek ezânın sözlerini söylemiş. Abdullah uyanınca, Rasûlullah (s.a.s.)'e gelerek rüyasında gördüklerini haber verdi. Rasûl-i Ekrem (s.a.s.):

-"İnşâllah hak rüyâdır. Bilâl’ın sesi seninkinden gür. Gördüğünü ona öğret. Namaz vaktinde ezânı o okusun", buyurdu. Bilâl’ın okuduğu ezân, Medine'nin her tarafından duyuldu. Aynı rüyâyı Hz. Ömer de görmüş, fakat Abdullah daha önce haber vermişti. Daha sonra Bilâl, sabah ezânlarına "es-salâtü hayrun minen-nevm" (namaz uykudan hayırlıdır.) cümlesini de eklemiştir. Ezân, İslam’ın sembollerindendir ve bütün dünyada aynı şekilde okunur. Ezanın bütün Müslümanları birbirine bağlayan özelliği bulunmaktadır.

Peygamberimizin Mescidinin Sosyal İşlevi

Mescit, Müslümanların günde beş vakit buluştukları ve birlikte ibadet ettikleri yerdi. Müslümanlarla ilgili önemli kararlar burada alınır, insanların şikayetleri burada dinlenir ve çözüme kavuşturulurdu. Dışarıdan gelen elçiler de burada kabul edilirdi. Buradan ihtiyaç sahiplerine yardım yapılır, eğitim faaliyetleri de burada yürütülürdü. Daha sonraları, Müslümanların sayısı çoğaldıkça mescit, bütün bu çalışmalar için yetersiz kalmış, her bir iş için ayrı ayrı binalar kurulmuştur.

 
 
Z i Y A R E T C i - D E F T E R i
orhanyildiz.tr.gg
A N A - S A Y F A Y A - G i T
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol