İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  Kazan Hanligi
 


KAZAN  HANLIĞI  (1437 - 1556 )

Kazan Hanlığı

Altın Ordu Hanlarından Canıbek'in 1357'de ölümündensonra ortaya çıkan taht kavgaları ve Aksak Timur ile Toktamış arasında 1391 ve1395'lerde cereyan eden savaşlar neticesinde zayıf düşen Kıpçak ilinde, "KazanHanlığı", "Astrahan Hanlığı", "KırımHanlığı", "Sibir Hanlığı" gibi küçük Türkdevletleri meydana geldi ve büyük Altın Ordu devleti fiilen sona ermiş oldu.


Uluğ Muhammed Han

Kazan Hanlığı, eski Altın Ordu hükümdarlarındanUluğ Muhammed Han tarafından, İdil (Volga) veya Kama Bulgarları ülkesinde 1437'dekurulmuştur. Uluğ Muhammed Han 1419-1424 ve 1427-1436 yıllarında Altın Ordu hükümdarıolarak Saray'da bulundu, fakat tahtını Küçük Muhammed'e kaptırarak Kırım'a gitti,orada da tutunamayınca Bulgar ülkesine gelerek Kazan Hanlığı'nı kurdu (437-1445). Budevletin esas kısmı, bugünkü Tataristan - Başkurdistan ve Çuvaşistan Cumhuriyetleriile Vot (Udmurt), Mari (Çirmiş) muhtar ülkeleri üzerinde kurulmuştu.

Kazan Hanlığı'nın güneyinde AstrahanHanlığı, kuzeyinde Fin kavimlerinin oturduğu ülkeler, doğusunda ve güneydoğusundaNogay Hanlığı, kuzeydoğusunda Sibir Hanlığı, batısında Moskova Beyliği, güneybatısındaKırım Hanlığı bulunuyordu. Ahalisinin esas kısmını, başta Bulgarlar olmak üzereeskiden beri yerleşik hayat süren Türk kavimleri ile doğudan zaman zaman buraya göçeden Kıpçak, Uz, Peçenek gibi Türk boyları ve İslav kavimlerinin yayılmasına karşıonlarla kader birliği yapmış olan çeşitli Fin boyları teşkil ediyordu.

1437'de Kazan Hanlığı'nı kuranMuhammed, kendisini hâlâ Altın Ordu'nun hükümdarı sayıyor ve parçalanan ülkeyitekrar kuvvetli bir merkez etrafında birleştirmek gayesiyle hareket ediyordu. İlk adımolarak 1439'da büyük bir ordu ile Moskova kapılarına kadar dayandı, 1444'de tekrarharekete geçerek, 7 Haziran 1445'de Suzdal civarında meydana gelen meydan muharebesindebüyük bir zafer kazandı. Esir edilen Vasiliy, bütün şartları kabul ederek serbest bırakıldı.Böylece eskiden Altın Ordu'ya tabi olan Moskova, şimdi de aynı mükellefiyetleriKazan'a karşı ifa edecekti.

Moskova'nın durumunu ve tazminatişlerini kontrol için Vasiliy ile birlikte 500 Kazanlı memurun Moskova'ya gönderilerektürlü vazifelere tâyin edildiği rivayet edilmektedir. Anlaşmanın en mühim maddesiolarak, Moskova nüfuzu altında bulunan Oka nehri üzerindeki "Hankirman" şehrimerkez olmak üzere, Uluğ Muhammed Han'ın oğlu Kasım'ın idaresinde bir beyliğinkurulduğunu görüyoruz. Tarihte "Kasım Hanlığı" (1445-1681) adı ile tanınanbu teşkilâtın meydana getirilişinden maksat, Moskova'yı kolayca kontrol etmek vegerektiğinde derhal müdahale için kuvvet bulundurmaktı.

Plânın birinci kademesini mükemmelbir şekilde başaran Uluğ Muhammed Han'ın son seferinden dönüşünde(1445) âniden ölmesiüzerine Altın Ordu'nun diğer bölgelerini birleştirme tasavvuru gerçekleşmemiştir.Ondan sonra tahta geçen Mahmûd (1445-1462) ve Halil (1462-1467) zamanında Moskova ve diğerkomşularla münasebetin, normal şartlar altında devam ettiği anlaşılıyor.

Kırım, Astrahan, Sibir, Nogaygibi komşu Türk hanlıkları ile münasebetler dostane idi, o derecede ki, Kazan hanlarındanbazılarının, bu komşu sulâlelerden olduğu görülmüştür. Bilhassa Kırım iledevam eden sıkı münasebet, Kazan'ın Moskova Rusyası ile mücadelesinde, her zaman müspetyolda büyük önem taşımıştır. İleri görüşlü Uluğ Muhammed Han'ın bununla dayetinmeyerek, Osmanlı Devleti ile de sağlam ve devamlı münasebetler kurmak istediği,II. Murad ve Fatih Sultan Mehmed'e yazmış olduğu mektuplardan açıkça belli olmaktır.

Ancak, Uluğ Muhammed Han'dansonra gelen hükümdarların, onun mücadeleci ve savaşçı ruhunu yeteri derecedekavrayamadıkları ve devam ettiremedikleri görülmüştür. Halbuki, daimî savaş vegenişleme esasına göre hareket eden komşu Moskova devletine karşı varlığınıkoruyabilmek için, Kazan Hanlığı'nın da askerî, idarî ve iktisadî siyasetini bunagöre ayarlaması gerekiyordu. Fakat bu yapılamamış ve neticede devlet, iç mücadelelerinve taht kavgalarının da tesiriyle gittikçe zayıflamaya yüz tutmuştur. 115 yıl sürenKazan devletinde 19 defa han değişmiş 15 han tahta çıkmış, bunlardan bazıları ikişer,hatta üçer defa idare başında bulunmuşlardır. Halbuki aynı devirde Moskova'da ancak4 defa hükümdarlık değişikliği olmuştur.

Yerli aristokrasî sınıfınıniki gruba ayrılarak devlet işine karışması ve bilhassa son devirlerde amansız mücadeleyetutuşması da devletin felâketini hızlandıran sebeplerden biri olmuştur. Altın Orduve Kazan Hanlığı'nın ilk devirlerinde Moskova'da cereyan eden taht kavgalarındahanlar söz sahibi olurken, Hanlık zayıfladıkça Moskova'nın nüfuzu artmış, şimdiKazan'da cereyan eden iç kavgalara Ruslar müdahale etmeye başlamıştır.

Uluğ Muhammed'den Sonraki Dönem 

Uluğ Muhammed'den sonra yerine büyük oğlu MahmudHan geçti ve 1445'ten 1462'ye kadar hüküm sürdü. 1462'de ölünce yerine geçen oğluHalil Han da 1467'ye kadar hanlığı idare etti. Bu iki han zamanında Altın Ordu birliğikurulamadı ama ülkede huzurlu bir dönem yaşandı.

Halil Han 1467'de öldü. Yerine geçecekerkek çocuğu yoktu ve taht kavgaları başladı. Beğlerin değişik isimleri han adayıgöstermeleri bölünmelere, sebep oldu. Bu da Rusların isyan etmelerine, bunu fırsatsaymalarına yol açtı. Rus çarı, adaylardan Kasım Han'ı tercih etti ve onu Kazan üzerineyaptığı seferde destekledi. Türk beğlerinin büyük çoğunluğu İbrahim Han'ıdestekledikleri için Kazan tahtına onu çıkarmışlardı.

İbrahim Han, başkaldıranve Kasım Han'ı destekleyen Rusların üzerine yürüdü, onları yendi. Fakat barışancak sekiz yıl sürdü. Ruslar ard arda mağlup edilmelerine rağmen tekrar tekrarayaklanıyorlar ve saldırıyorlardı.

İbrahim Han 1479'da öldüve yerine oğlu Ali Han geçti.

Muhammed Emin 

Kazan tahtına Muhammed Emin'in ikinci defa çıkmışolması ile (1487-1495) Kazan'ın eski şanlı devri sona ermiş sayılır. "BulgarBeyi" lâkabını da kullanan Moskova hükümdarı III. İvan, artık Kazan'ın tâbiliğindençıkmıştır. Görünüşe göre, her iki devlet de eşit sayılmakla beraber, Moskovagittikçe baskısını arttırarak Kazan'a karşı tâbi bir devlet muamelesi yapmakistemiştir.

Bununla beraber, çok defa Kırım ile birliktehareket eden Kazanlılar, XIV. yy.'ın ilk yarısında da birkaç defa Moskova'ya karşızafer kazanarak üstün duruma gelebilmişlerdir. Fakat, Moskova'nın genişleme, yayılmave ilhak esasına göre kurulan siyaseti karşısında sulh içinde yaşamayı tercih edenve toprak ilhakı düşünmeyen Kazan Devleti, iç mücadelelerle de sarsılınca gittikçezayıflamış ve Ruslar'ın müdahalesi de o nispette artmıştır.

Ruslar ile Mücadele

Kazan'da iktidarı elinde bulunduran zümre, barışınkorunması için Han seçiminde Moskova'nın arzusuna boyun eğmek, topraktan fedakârlıketmek ve hattâ çocuk yaşta han ilân edilen Ötemiş (1548-1551) ile annesi SüyümBike'yi Moskova'ya teslim etmek gibi ağır şartlara katlanmışsa da, bu tâvizler barışınkorunmasına yardım etmemiş, Moskova Rusya'sına karşı ancak kuvvete, mücadeleye vesavaşa dayanan bir siyasetle "barış içinde beraber yaşama"nın mümkünolabileceği ise çok geç anlaşılmıştır.

Bu şekilde kuvvet ve mücadeletaraftarı zümrenin tekrar iktidara gelmesiyle, bir an için bütün iç kavgalar durmuşve mücadele fikri halkın bütün tabakalarını birleştirmişti. Kazan hükümeti ilk işolarak hükümdarlık işini halletmekle uğraştı ve 1552'da Astrahan Hanı Kasım'ın oğluYâdigâr'ı Kazan tahtına davet etti. Yâdigâr'ın Kazan'a gelmesiyle halkın kendisineolan güveni arttı. Kazan'ın dağ tarafı Ruslar'a karşı ayaklandı ve tekrar merkezile birleşti. Ruslar arasında panik başladı.

Moskova'ya karşısefer açan Kırım orduları da Tula'ya kadar ilerledi. Bu hareketler, Moskova'nınKazan'a karşı katî sefer açmasına sebep teşkil etti. Ruslar 150.000 asker, 150 topve İngiliz mühendisi Butler'in kumandasındaki istihkâm kıtası ile Kazan'ı muhasaraettiler. Kuvvet farkı çok büyük olup, Kazan'ın içinde ancak 33.000 kadar askerle, dışındabulunan 15.000 atlıdan ibaretti. Komşu Türk ülkelerinden ve Osmanlı İmparatorluğu'ndanyardım ve müdahale teşebbüsleri neticesiz kaldı.

Rus ordusu 20 Ağustos1552'de Kazan'a ulaşarak 23 Ağustosta şehri her taraftan kuşattı. 15.000 kişilik süvarikuvveti, Ruslar'ı arkadan saldırarak boyuna hırpalandığından muhasaradan bir neticealınamayınca, Moskova ordusu önce bu dış kuvveti bertaraf etmeye çalıştı. Kazanlılar'ınyer altından yaptıkları su yolu lâğımlanarak havaya uçuruldu. 30 Eylül günüsurların bir kısmı havaya uçurulunca umumî hücum teşebbüsünde bulunulmuşsa daRuslar geri püskürtülmüştür.

Kazan Hanlığının Sonu

Ancak 15 Ekim 1552 günü 30 fıçı barut ateşlenincesurların bir kısmı yıkılmış ve Moskova ordusu kitle halinde içeri saldırmıştır.Savaşa savaşa takatten düşen Kazanlılar iç şehre çekildiler. Sokaklarda müthişbir boğazlaşma başladı. Kul-Şerif Molla etrafında toplanan Kazan ruhanileri, hafızlar,danişmendler, Kul-Şerif Camii civarında yalın kılıç Ruslar'ın üzerine saldırdılarve hepsi de dövüşe dövüşe şehid oldular. Yâdigâr Han, etrafında birkaç kişiile esir düştü. Kazanlılar bir tek kişi kalıncaya kadar çarpıştılar.

Şehir ele geçirilince Rus tarihinin enkaranlık sayfalarını teşkil eden korkunç bir katliâm başlamış, erkeklerden kimsesağ bırakılmamış, kadınlar ve çocuklar da öldürülmüş, ancak küçük bir grupsavaşçı şehirden çıkarak, mücadeleyi devam ettirmek üzere ormanlara sığınmış,bir kısım ahali de esir edilmiştir. Kazan'ın bütün serveti yağma edilmiş, camiler,mescitler, evler yıkılıp yakılmıştır. Bu suretle, 1437'de Uluğ Muhammed Han tarafındankurulmuş olan "Kazan Hanlığı" 115 yıl yaşamış ve 15 Ekim 1552'de MoskovaÇarı IV. İvan tarafından buna nihayet verilmiştir.

Kazanlılar'ın, Kazan'ın müdafaasındagösterdikleri kahramanlık, Türk tarihinin en şanlı sayfalarından birini teşkilederken, Ruslar'ın Kazan'da işledikleri cinayetler, Rus tarihinin en çirkin sayfalarınıaksettirir. Nitekim, Kazan'ın zaptından sonra diğer Türk ülkelerine karşı girişilenistilâlarda da, Moskova çarlığı aynı metodla hareket etmiştir.

Kazan şehrinin düşmesiyle savaşdurmamış, Tatar, Çuvaş, Çirmiş v.b. boylar kaleler inşa ederek teşkilâtlımukavemette bulunmuşlardır. Sarı-Batır, Mamış-Birdi, Ahmed-Batır ve Zeyn-Seyyidgibi şahıslar, bu mücadelenin önderi olarak şöhret kazandılar. Mamış-Birdi, Kazanşehrinin 45 km. kuzeyindeki Çalım kalesini merkez yaparak eski Kazan melikesi Süyüm-Bike'ninkardeşi Ali Ekrem'i han ilân etti, 1552-1556 yıllarında da Kazan ile Kama arasındahalkın isyanı ile karşılaşıldı. Moskova çarlığı bu hareketleri tedricen bastırarakancak 1556-60'a vaziyete hâkim olabildi ve Kazan Hanlığı ülkesinde kendi menfaatınauygun bir nizam kurdu.

Etnik Yapı

Kazan Hanlığı ahalisinin esas unsurunu, eskiBulgar, Kıpçak, Uz v.b. boyların karışmasından meydana gelen "Kazan Türkleri"(veya Tatarları) teşkil ediyor, bundan başka ülkede, Başkırt, Çuvaş gibi Türk asıllıboylarla, Çirmiş, Ar ve Mokşı gibi Fin-Ugor asıllı boylar da bulunuyordu.Kendilerine "Bulgarlı", "Kazanlı" veya "Müslüman" diyenbu ülkenin Türk asıllı ahalisi için "Tatar" adının ne zamandan itibarenkullanılmağa başladığı açık olarak bilinmiyor.

İktisadi Yapı

Orta İdil boyunda ve Ural dağlarının güneyindeyerleşen Türk kavimlerinin Bulgar devresinden beri ekin ektikleri ve ziraat bakımındanüstün seviyede bulundukları, arkeolojik araştırmalar neticesinde ortaya çıkarılanmalzeme ile de ispatlanmaktadır. Aynı şekilde, Kazan Hanlığı ahalisinin de büyükbir kısmı ziraatla meşgul olmakta idi. İri baş hayvan yetiştirmenin tabiî birneticesi olarak dericilik sanayii çok gelişmişti.

İdil, Kama, Noktrat (Viyatka) ve diğernehirlerde çok miktarda bulunması dolayısiyle balıkçılık da gelişmiş, bilhassatuzlu balık ihraç maddeleri arasında mühim yer almıştır. Ülkenin ormanlarındagelişmiş olan diğer mühim gıda sanayii de arıcılık dolayısiyle bal ve balmumu ileilgili hususlardı. Yerli tüccarların köy köy dolaşarak kürk ve bal topladıklarıve Kazan panayırında bu maddelerin mühim yer tuttuğu bilinmektedir.

Kazan Hanlığı'nın Düşmesinin Olumsuz Sonuçları 

Kazan Hanlığı'nın düşmesi, Türk ülkeleritarihi bakımından bir dönüm noktası teşkil eder: bu hâdiseden sonra İdil (Volga)nehri Ruslar'ın eline geçmiş, o zamana kadar 1000 yıl müddetle bir "Türknehri" sayılan İdil, bundan sonra bir "Rus nehri" olmuş ve Rusya'nınekonomisi için can damarı vazifesini görmeğe başlamıştır. Ruslar İdil boyunca güneyeinerek 1556'da Astrahan'ı (Ejderhan, Astrahan) zaptettiler ve Hazar'a ulaştılar, sonraburada da durmayarak Kuzey Kafkasya'ya indiler.

Böylece Osmanlı İmparatorluğu ileRusya arasında ilk temaslar meydana geldi ve gerginlik başladı. Nogaylar'dan ve Türkistan'dangelen ikazlar üzerine Osmanlı Devleti, Kazan ve Astrahan hanlıklarını tekrar canlandırmakarzusu ile harekete geçti. II. Sultan Selim tarafından IV. İvan'a yazılan tehdit dolumektuplardan sonra 1569'da Astrahan'ı kuşatma maksadiyle bir sefer tertip edildi ise debunun arkası gelmedi.

1571'de meydana gelenİnebahtı yenilgisi ve 1571'de tertiplenen Kıbrıs seferi dolayısiyle OsmanlıDevletinin dikkati başka tarafa çekilmiş oldu ve bu hadiseler bir müddet için Rustehlikesini unutturdu. Dışarıdan yardım görmedikleri için zaman zaman meydana geleniç isyanlardan da bir netice alamayan Kazanlılar böylece kendi kaderlerine terkedilmişoldular.

Bazı tarihçiler "Tatar" sözününbu ülkede Cengiz istilâsından sonra Ruslar'ın tesiriyle yerleştiğini söylemekteiseler de diğer bazıları, Orhon yazıtlarında da zikredilen bu "Tatar" adınınbir Türk boyunu ifade ettiğini ve Kaşgarlı Mahmûd'un 1072-74 tarihli haritasınadayanarak, "Tatar" adını taşıyan Türk boyunun Moğol istilâsından öncede bu civarda mevcut olduğunu iddia etmişlerdir.

Şamanizm dininemensup Çuvaşlar'la Fin kavimleri, Kazan Hanlığı'na vergi ödeyerek tam bir özgürlükiçinde yaşamakta idiler. Hanlığın devamı müddetince bunların idareye karşı isyanetmeyişleri, aksine Moskova'ya karşı her türlü mukavemet hareketine katılmışolmaları, Kazanlılar'la bu "azınlıklar" arasında tam bir anlaşmanın hükümsürdüğünü göstermektedir.

     ANA SAYFAYA DÖN   

KONUNUN BAŞINA DÖN

 
 
Z i Y A R E T C i - D E F T E R i
orhanyildiz.tr.gg
A N A - S A Y F A Y A - G i T
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol