İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  DUSUNCE VE iFADE OZGURLUGU
 

Düşünce ve İfade Özgürlüğü 

Düşünce özgürlüğü, insaninin sahip olduğu düşüncelerini açıklama özgürlüğüdür. Düşüncenin özgür olması gerektiği, insanlığın yaşadığı deneyimler sonucunda elde ettiği en önemli kazanımlardan biridir.

Düşünceleri baskı altında tutmanın, bir düşünceyi karşıdakinin görüsünü dikkate almaksızın baskı yoluyla kabul ettirmeye çalışmanın sonuçta hiçbir şey kazandırmadığı açıkça görülmüştür. İkinci dünya savaşı öncesinde ortaya çıkan, düşünceleri baskı altında tutan yöntemler kötü sonuçlar verince, bundan vazgeçilmiş düşünceler özgür bırakılmıştır.

Düşünceleri baskı altına almak, yalnızca iki yüzlü insanların sayılarının artmasına neden olmaktadır. İnsanlar görüşlerini özgürce söyleyemedikleri için düşünce, gün geçtikçe zayıflamakta, canlılığını kaybetmektedir.

İslam dininin “dinde zorlama yoktur” ve “işlerinde onlara danış” ilkeleriyle Peygamberimizin vahiy inmeyen konularda ashabına danışmasından, düşüncelerin serbestçe ifade edilmesi taraftarı olduğunu çıkarabiliriz.

Müslümanların insanlığın genel deneyimlerinden en üst düzeyde yararlanmaları, tarihsel olaylardan sağlıklı çıkarımlarda bulunmaları ve bu doğrultuda düşünce özgürlüğü konusunda daha esnek davranmaları doğaldır.

Düşüncelerini açıklama özgürlüğü, bir kişiye veya kuruma hakaret etme, kişilik haklarına saldırma, insanları ona karşı kışkırtma hakki anlamına gelmez. Çünkü bu, düşünce özgürlüğü değil, başka birinin hakkini ihlal etme demektir.

Düşünce özgürlüğü ilk planda çok önemli değilmiş gibi görünse de, aslında insanı ansan yapan en önemli özelliklerdendir. İnsan düşünerek pek çok şeyi başarmıştır. Felsefe, kültür, bilim ve sanat hep düşünce sayesinde gelişmiştir. Düşünce özgürlüğü, insanın kişisel ve toplumsal yaşama ilişkin sorulara çözümler üretmesi, kendisinde bir kanaat oluşturması, buldu?u çözüm ve kanaatleri başkalarına iletebilmesi özgürlüğüdür. Düşünce özgürlüğü sayesinde insan, dilediği konuda serbestçe d ü ş ü n e b i l m e l i d i r. Düşünce oluşturabilmek için gerekli kaynak ve bilgileri edinebilmelidir. Düşünce ve kanaatlerini tek başına ya da toplu olarak açıklayabilmelidir. Düşünce ve kanaatlerini savunabilmeli, başkalarına iletebilmeli ve yaşayabilmelidir. Ayrıca düşünce ve kanaatlerinden dolayı kınanmaması ve cezalandırılmaması gerekir.

Hukuk, düşünce özgürlüğüne nasıl bakar?

Anayasamızın 26. maddesine göre: “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir.” Maddenin devamı, milli güvenlik, kamu düzeni ve güvenli?i, Cumhuriyetin temel niteliklerinin korunması gibi durumlarda getirilen sınırlamaları ortaya koyar. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 19. maddesine göre ise: “Herkesin görüş ve anlatım özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak, görüş edinme ve herhangi bir yoldan ve hangi ülkede olursa olsun bilgi ve düşünceleri arama, alma ve yayma özgürlüğünü içerir.”

Dinimizin düşünce hürriyetine bakışı nasıldır?

İslam, düşünce hürriyetine büyük önem vermiştir. Kur’an’daki düşünce hürriyeti mutlak bir ifade olup belli şartlara bağlanmamıştır. İslamın doğru düşünceden, parlak fikirlerden korkusu yoktur. İlim ve düşünce hayatı ne kadar gelişirse onun yüce ve kutsal yönü o kadar iyi anlaşılır. Kur’an’da “ d ü ş ü n ü r l e r ”, “ a k ı l l a n ı r l a r ”, “ bilirler” gibi kelimelerin geçtiği düşünceyi teşvik eden “200” civarında ayet vardır. Bu ayetlerden birçoğunun “düşünmez misiniz? Düşünmüyorlar mı?” gibi soru biçiminde olması bile insanları düşünmeye çağırmak ve özgür düşünce ortamına sevk etmek içindir. Kur’an düşünmeyi ve düşünce hürriyetini kullanabilmeleri için insanlara yol gösterir: İnsanların kendisine, hayvanlara, bitkilere, göre, yıldızlara, aya, güneşe, yeryüzündeki fiziksel hadiselere, gece ile gündüzün ardı ardına gelişi, gemilerin denizde yüzmesi, rüzgârın esmesi, yağmurla yeryüzünün canlanması gibi olaylara dikkatlerini çekerek düşünmelerini ister (Bakara suresi, 164. ayet, Hicr suresi, 16.ayet, Mülk suresi 3.ayet, Kaf suresi, 61. ayet).

Peygamberimiz düşünce hürriyetini nasıl uygulamıştır?

Peygamberimiz de pek çok konuda arkadaşlarına danışmış, düşüncelerine değer vermiş, özgürce düşüncelerini söylemelerini istemiştir. Hendek Savaşı planını yaparken arkadaşlarının fikrini almış ve Selman isimli sahabenin düşüncesini uygulamıştır. Hudeybiye antlaşmasının başına besmele yazdırmak isteyen Peygamberimiz, müşrikler inanmadıklar için itiraz edip besmele yerine isimlerinin yazılmasını isteyince, düşüncelerine saygı duyarak antlaşmaya besmele koydurtmamıştır. Sahabeden Ebû Hüreyre “Ben, Allah’ın Resulünden daha fazla arkadaşları ile istişare eden birini görmedim.” demiştir. Kur’an’ın da bir emri olan istişare etmenin temeli, ise düşünce hürriyetine ve düşüncesini özgürce ifade etme hürriyetine dayanır. İslamiyet, ortaya koyduğu prensiplerle insan düşüncesinin önünü açmıştır. İlmî ve fikrî hayat canlanmış, pek çok ilim dalı kurulmuş, tercüme ve te’lif eser yazılmıştır. Dinimiz düşünmeyi ibadet saymıştır. Başkasının hak ve özgürlüklerini kısıtlamadığı müddetçe, düşüncenin eyleme dönüşmesinden de rahatsız olmamıştır. 

 
 
Z i Y A R E T C i - D E F T E R i
orhanyildiz.tr.gg
A N A - S A Y F A Y A - G i T
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol